Bir terzinin yeni bitirdiği bir giysiyi
Seyretmesi gibi uzun uzun
Bakıyorsundur - bakışlarına sığan ne varsa-
Öyleyse
İliştirir misin göğsüne
Bir çiçek uzatsam -uzatmak denirse buna-
Gülersin alırken -sahiden güler misin-
Biliyor musun seni ben
Görmedim hiç gülerken
Gülsen de pembesi bol bir resim yapıyorsun gibi gelir bana
Gittikçe koyulaşan -kendini dışa vuran irice bir vişne?
neden olmasın-
Ya ağlarken gördüm mü, hayır, görmedim
Gördüğüm yalnız
Nasıl yansırsa buğulu cama bir elma
Öylece bir şey
Şunu da söyleyeyim, sen benim
Bilmemin başlangıcısın olsa olsa.
Sevda
Bir işe benziyordu tahta tezgahta
Kirpikleri anımsatan, çocukların çizdiği güneşleri anımsatan
Kenevirden dokunmuş plaj örtülerini anımsatan
En çok da ellerin üstündeki kılcal damarları
Sözgelimi yontardım, eğip bükerdim bir geceyarısını
Ben öyle olağan şeyleri pek sevmem
İçkisiz günlerimizi anımsa
Nerede okumuştum, hatırlamıyorum şimdi, biri mi anlatmıştı yoksa
Mahpusunu kıskanan bir gardiyanı
Ve düşün sevgilim, mahpusunu kıskanan bir gardiyan düşün
Ne kadar acı bunlar
Kıskanıyorlar hepimizi ve kıskanacaklar
Güç iştir çünkü bir tarihi insan gibi yaşamak
Bir hayatı insan gibi tamamlamak güç iştir
Birazdan akşam olacak sevgilim
Bütün heybetiyle akşam olacak
Sevgilim, diyorum, oysa kimsecikler yok yanımda
Bilmiyorum kime sevgilim dediğimi
edip abim yine kapılıyorum girdabına, boynuna vebalim.. (=
Birazdan kan kırmızı bir akşam yağmuru da dökülebilir
Neler neler olabilir birazdan
Bir uçak geçiyor yaldızdan bir iz bırakarak
İçindeki mutlu yüzleri düşünüyorum
Ben bütün mutlulukları birden düşünüyorum
Yarısı yenmiş bir elmaydık bana sorarsan
İkimizdik, iki kişi değildik
Bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine
Birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin
Yanlıştı, doğruydu, hiç bilmiyorum
Sanki bir bakıma ayrılık böyle.
Karşılıklı otursak da ne zaman
Masa örtüsünü ikiye bölen ellerimizdi
Bir tırnak yeşilinden gerisin geriye
Ayak bileklerimizden gerisin geriye
Bütün bunlar gereksiz, bilmiyorum sanma
Gereksiz ama yalnızlık böyle.