Gıdasını karşılamakta zorlanan ve beslenme zorunluluğu için bir bölgeye sıkışıp kalan insanı hatırlamış olmamız lazım. 20 bin yılda ne değişti? Algılar, hedefler, hevesler ve öncelikler değişti. Toprağa hükmetmek, hürmet etmenin önüne geçti.
Abdurrahman Kaan - Benim Nazlı Yârim; Kara Toprak ..
-İnsan insana nasıl hükmeder Winston?
+Acı çektirerek.
-Hükmetmek acı çektirmek ve aşağılamakla olur. Hükmetmek, insanların zihinlerini darmadağın etmek, sonra da dilediğin gibi yeniden biçimlendirerek bir araya getirmekle olur. Nasıl bir dünya yaratmakta olduğumuzu anlamaya başladın mı şimdi.
"Dünyanın bütün gelgitlerine hükmetmek üstümüze vazife değildir ama bildiğimiz tarlalardaki şeytanların köklerini çıkarmak ve bizden sonra geleceklere ekmek için temiz tarlalar bırakmak görevimizdir. Ama onlar temiz bıraktığımız toprağı ekerlerken havanın nasıl olacağı bizim hükmümüzde değildir."
Ütopyada söz konusu olan, pratiğinde kaçınılmaz olarak tarihsel gerçekliğe hükmetmek için çabalayan tarafların istemlerine ve yaşamla ilgili duygularına
katılması gereken değerlendirici ve ölçücü bir tasarımdır.
Cehid dede hafiften gülümsedi :"Oğlum iktidar hastalık gibidir. Daha doğrusu uyuşturucu gibi bir şey galiba, feci halde bağımlılık yapıyor. Hükmetmek, iktidarı kaybetmemek isteği var..."
Ailede babanın çocuklarına olan sevgisi onlara gösterdiği özeni karşılar; devletteyse, devlet başkanının kendi halkına beslemediği bu sevginin yerini hükmetmek zevki alır.
Sanat güçtür. Sadece bu ve her şeyden çok bu: Güç. Ülkelere hükmetmek, toplumları değiştirmek, devrimler yapmak veya başkalarına boyun eğdirmek için değil. İnsanların ruhuna dokunma, bu arada daha iyi insanlar olmaları ve mutluluğa erişmeleri için gerekli tohumları ruhlarına ekme gücü…
Kederli sokaklar, sabırlı ağaçlar, solgun lambalar bana aldırmıyorlardı, ben de eşyalarımı topladım, kendi zamanıma çekidüzen verdim; tarihe ve tarihe hükmetmek isteyenlerin oyununa boyun eğmedim. Neden eğeyim? Kendime inandım.
Örtük narsist de büyüklenmeci narsist gibi üstünlük fantezisi, kibir ve alacaklı pozisyon alış ile belirlenmiş olmasına rağmen, gösterişçi ve büyüklenmeci değil daha ziyade yakınmacı ve suçlayıcıdır. O da aslında büyüklenmeci narsist gibi dikkati, ilgiyi kendine çekmek, üstün pozisyon almak istiyordur ama bunu yakınarak yaptığı için bilmeden, istemeden alta düşer. Çünkü yakınmak ilişkinin denkliğini bozar ve yakınını müdahale edilmesi gereken yani nesne, dinleyeni ise müdahale etmesi gereken, yani özne rolüne iter. Dolayısıyla kendini karşındakinin insafına bırakmaktır yakınmak. Ki bu durum öteki üzerinde iktidar kurmak, ona hükmetmek isteyen örtük narsiststin aslında hiç de talip olduğu bir durum değildir. Yakınarak özneliği ötekine devredip kendince altı düştüğü için, karşı taraf yakınmalarına nasıl karşılık verirse versin, söylediği her şey örtük narsiste buyurgan, aşağılayıcı, üstten duyulur. Örtük narsiste göre “tuzu kuru” olan öteki, ne kadar iyi niyetle akıl verirse versin, yardım etmeye çalışırsa çalışsın, her söylediği bir değersizleştirmedir artık. Ve öteki ona böyle hissettirdiği için suçludur. Her şey onun yüzündendir.