Güneş-veş dilber-i dildâr gönül eylenmez eylenmez
Gören gözler olur bîdâr gönül eylenmez eylenmez
Cemâli cennet-i cândır kelâmı dürr ü mercândır
Bu cângâhe heyecândır gönül eylenmez eylenmez
Gören gözler olur hayrân âleme âfet-i devrân
Nice cânlar olur seyrân gönül eylenmez eylenmez
LUTFÎ’ye dilber-i tannâz gece gündüz eder bin nâz
Gören gözler gelür mi vaz gönül eylenmez eylenmez
Ne kadar cevr u cefâ eylesen ey nûr-i basar
Mihr de zerre gibi men seninem sen de menim
Mihr-veş nûr-i ruhın gönlüme pertev salalı
Kubbede zühre gibi men seninem sen de menim
Âhû gözlüm o kara gözler ile bir bakışın
Kamere gurre gibi men seninem sen de menim
Bu gönül gül yüzüne bülbül-i nâlân olalı
Sadefe dürre gibi men seninem sen de menim
LUTFİYÂ kesme nazar rûy-i dilârâ görünür
Bahrde katre gibi men seninem sen de menim
Denn-i muhabbetden nemâ alsa gönül katmerleri
Dürd-i meye cânın verir her kim olursa mübtelâ
Mihr-i hüdâdan feyz alan nûr-i hidâyet perveri
Cânân iline cân atar dilden gider hubb-i sivâ
LUTFÎ derin deryâlara salma sefînen gark olur
Taht-ı Süleymân’ı değer cânân civârında belâ
Sen murâdın terk kıl cânân murâdın hâsıl et
Zevk-ı dilde bulmaz isen feyz-i Rahmân’dan lezîz
Ol derûndan âşinâ mir’ât-ı dilden yâri gör
Hâşâ lillâh hiç olur mu câna cânândan lezîz
Cân gözü cânân yüzünü seyr eder güneş gibi
LUTFÎ’ye bir lutf olur mu böyle ihsândan lezîz