Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hulki Aktunç - Hayali Fener
İyi Pazarlar tekrar, #34011871 Öykü Okuma etkinliğimize bir gün kaldı. Ben de her pazar olduğu gibi etkinlikte bulunan başka bir öykücümüzü tanıtmaya çalışacağım size bir hikayesiyle. Hatırlarsınız daha önce Adalet Ağaoğlu (#33734855), Ferit Edgü (#34277272), Feyyaz Kayacan (#34536139)' ve Nezzizhe Meriç'e (#34762687) ait hikayeleri paylaşmıştım sizle. Etkinlikten önceki son günün hikayesi ise Hulki Aktunç'tan. Yine Adam Öykü dergisinden çıkardığım Hayali Fener öyküsüyle karşımızda 2011 yılında kaybettiğimiz bu usta yazar. Herkese iyi okumalar. Yarına görüşürüz Hikaye linkleri: Epub: yadi.sk/d/3TP9e_1qOJb5eg Pdf : yadi.sk/i/mObcZvD9LR2upw
Hulki Aktunç 'tan...
Tarihsel romanlar mıdır Anar' ın yapıtları ? Hayır, romanlardır. Tarihsel olandan yeni bir roman çıkarmak, romanı da yeniden tarihselleştirmektir ama.
Sayfa 10 - Iletişim Yayınları
Reklam
248 syf.
9/10 puan verdi
Bir Madımak Şairi olan Behçet Aysan...
BU AŞK, BU ŞEHİR, BU KEDER 1. hoşça kal ayak izim serseri sokaklarda hoşça kal kendine bir başka gökyüzü büyüten kardeşim
Düello
DüelloBehçet Aysan · Kırmızı Yayınları · 2008665 okunma
Biraz da etimoloji.
(ibne, "kız çocuğu" anlamına gelmez), Meydan-Larousse'tan kaynaklandı. Arapça Türkçenin usta çevirmeni, şair Metin Fındıkçı beni uyardı. Ama, sözcüğün kökenini birçok sözlük tarayıp o da bulamadı. Sonra, Arno Schmitt ile Jehode Sofer'nin ilginç derlemesinde, sözcüğün Arapça uban kökenli olduğunu, "yapılmaya gereksinim duyan kişi" anlamına geldiğini öğrendim. Uban'dan geliyordur "ibne" sözcüğü ("Müslüman Toplumlarda Erkekler Arası Cinsellik ve Erotizm").
Sayfa 28 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
AÇIK KALDIRIM: Bir tür hırsızlık: Dışarıda açıkta bulunan ya da unutulmuş, gözetimsiz bir şeyi çalma. Bu işi yapan kimse: "Açık kaldırım: Bulduğunu çalan hırSız." (Ahmet Çakal, Serseriler Arasın- da). (AÇIK KALDIRMA da denir.) Burada kaldırım, kalmak'tan kal-ım'ı türetmenin örneğidir; "yol kenarındaki yüksekçe yer" anlamındaki kaldırım değil.
Sayfa 29 - Yapı Kredi Yayınları
ALFONS: (fransızca Alphonse'tan) Muhabbet tellalı, pezevenk. (Sözcük, Alman argosunda da "pezevenk, fahişenin dost'u" anlamına gelir – Siegmund A. Wolf, Wör terbuch des Rotwelschen).
Sayfa 35 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
"Selçuk Baran Okuma Etkinliği" Selçuk Baran, Behçet Necatigil'den Vedat Günyol'a, Füsun Akatlı'dan Selim İleri'ye, Hulki Aktunç'tan İbrahim Yıldırım'a, İnci Aral'dan Behçet Çelik'e pek çok yazarın övgüyle üstünde durduğu, ancak günümüz okuru tarafından daha fazla keşfedilmeyi bekleyen bir yazar... 2021'deki okumalarımda daha çok
ABUSE ETMEK d. Durmak, duraklamak: “Okso, abuse ettinmiydi zımbalarım." ABUŞ s. ve i. (ar. abd-ullah'tan abduş, abuş?) Aptal, bön (kimse, özellikle erkek). ABDUŞ da denir
AMİGO i. (lat. amicus'tan isp. k.) Spor karşı­ laşmalarında, bir taraftar kitlesinin tezahü­ ratını yönlendiren, yöneten kimse: “Tribünlerdeki insanları coşturmak için hop oturuphop kalkan amigolar... Çalan davullar, borazanlar, kaynana zırıltıları..." (Lütfü Oflaz, Bir Mahkum). • Erkeklik organı, penis: “Senin amigo da yardımcıları da sulak yerde büyümüş..." (Anonim, Diple). • Dişilik organı, vagina: “...babam ne zaman annemi canı istemiş de becermiş, ben çıkmışım amigosunun içinden." (anonim, Diple).
FALLAŞ s ve i. (faraş'tan b.) Yaşlı (fahişe), müptezel (orospu): “...yaşı ilerlemiş, kıçı başı tutmaz turşular, böylelerine 'fallaş olmuş' denirdi, ‘faraş’ kelimesinden galat." (Engin Ardıç, Huoop! Hadi Beyler Haftayım). FOLLAŞ, FOLLOŞ da denir. Ayr. bk. FARAŞ.
Reklam
FINDIK i. (yun. pontus, pontikos'tan) Civalı zar, hileli zar: “Fındık, kumarbazların cıvalı zara taktıkları bir isimdir.” (Hulûsi Kodaman, Zar-Kâğıt Oyunları ve Hileleri) • Anus, makat. • Başkalarının cinsel ilgisini çekecek davranışlar yapan, ama ilişkiye yanaşmayan kimse (özellikle kız, kadın). FINDIKÇI s. ve i. (yun. -türk.) Hilebaz, oyunbaz: “-N asıl beş bangnot?-Bayağı, bildi­ ğiniz. Üstünde fındıkçı kızların resmi var. -Senden iyi fındıkçı mı olur, Reis? Denizdeki balığı satmağa kalkıyorsun. ” (Samim Aşkın, Halk Plajı). • Cilveli, oynak (kız, kadın): "Temas ettim azıcık/ Fındıkçıymış kahbecik." (kanto, Ağzı Burnu Ufacık
Acılar eğirmekte olan bir adam; öreke olarak da kendi kemiklerinden birini kullanıyor. Bir çocuk parkının top oynanmaktan çoraklamış toprağı altında, herkesin bıraktığı korkulu bir düşün ardından yaşıyor-ölüyor. Bu bir lugaz! Bu bir lugaz! Yok, diyor düş peşinde koşan. Hayır, hayatın içyüzü burada. Düşler üretiyorsa, o üretiyor. Bu büyük karanlığın içinde can da üretiyor, kan da üretiyor, tan da üretiyor. Gide-gele, gide-gele.
Gecedir sarışın ellerin gece devşirir Evrilir tan terlemiş alnındaki ayla
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.