Sana affetmekten asla vazgeçemediğim suçlarımı, seninle buluşmak için gidemediğim Beşiktaş maçlarını ve intiharımın ipuçlarını bırakıyorum. Ben sana düşen her yaprağa sela okuyan aşkların ve şarkıların sözlerini, belki ağlayasın gelirse diye Hülya Avşar'ın mavi gözlerini, ben sana baharı bekleyen kumruların güzlerini bırakıyorum.. Yani ben sana her şeyimi bırakıyorum..
Celil Nalçakan
Celil Nalçakan
Reklam
Kadına , kadının yerine dair...
Cennet Kadın yanı sıra geliyor. Kır Abbas nereye giderse gidecek gibi; o durursa duruyor, yürürse yürüyor. Başını eğmiş, belini bükmüş yürüyor. Belki altmış, belki yetmiş yıl önce Tozak'ta doğmuş; altmış yetmiş yıldır kâh yeni doğan taylar gibi koşarak kâh üç örgülü saçını döşüne döküp Cennet kuyusundan, körelmeden önce Ümmet kuyusundan sular çekerek, doldurduğu tuluğu sırtına vurup şu karşıda dizili evlerden önce birinin, sonra ötekinin kapısına taşıyarak; bir yıl Tozak kırında, bir yıl Avşar yolunda dört büklüm orak biçerek; yırtık yamayarak, sökük dikerek; düğün olmuşsa halay çekerek,sel gelmişse çırpınıp ağlayarak; uzun askerlik yıllarını, savaşları, seferberlikleri bu "yıkılası" damların altında uykusu gelmeyen bir kumru kuşu gibi bekleyerek, kocasının kendisi mi , künyesi mi gelecek bilmeyerek; kendisi geldiği yıldan beri de hep onun yanı sıra yürüyerek; doğurduklarını büyüten, büyüttüklerini uçurup komşu evlere konduran; bir gün bile işten kalmadan, bir gün bile beş dakika fazla uyumadan, bir gün bile beş dakika "hülya" kurmadan, bir gün bile güneşten arkaya kalmadan,köyden dışarı bir kezcik adım atmadan; erkeklerin Yüzbir'de duran otobüslere, minibüslere binerek gittiği kasabaya bir kez bile gitmeden; hep aynı aşları pişirip aynı ekmekleri ederek; azarlanınca susan ,sevince utanan, küsülünce barışmam diye yükünü yücelere yığmadan; şu dağ yelleri gibi kâh esen kâh tozan, günü gününe uymayan Kır Abbas'ın yanı sıra, böyle sabırla, böyle sessiz, geride kalmadan yürüyüp geldi. Gene yürüyor.
bilmek, anlamak, kaygı duymak, yapamamak, gündelik hayat, taşra, anlaşılmamak, beşeri zaafiyetler, entelektüel yalnızlık, varoluşsal sancılar, bedensel arızalar, melankoli, sanırım yaşamla aramda kalmış birkaç şeyden biri de bilmek adlı zevk, sanırım sapyoseksüel kelimesini hülya Avşar dile getirince, kendimi bir an samirilerle evlenmiş bir musevinin dediklerine kulak kabarttım; domates pahalı ama evliliğim daha pahalı! not, böyle bir evlilik mümkün değil!
Oğlum Alişan'la, Hakan Ural'la, Hülya Avşar'la falan aynı fikirde olmak sizi hiç utandırmıyor mu ya?
"IŞİD'in Kobaniye saldırısından kaçıp Suruç'a sığınanların kaldığı mülteci kampını dayanışma amacıyla ziyaret eden Hülya Avşar'ın gözlerinin aynısıydı Eleni'nin gözleri..."
Sayfa 9 - Dipnot
Reklam
Hülya Avşar sapyoseksüelim vs dedikten sonra geçen gün birisi herkez zeka sever mesele Sabahattin Ali kuyucaklı Yusuf veya zülfü livaneli huzursuzluk okuyup dünyayı anlamlandırmış insan sevmek'te dedi, tabi bu rüyaydı diye yazmak isterdim ama geçen gün Jean Baudrillard okumaya çalıştım...
Hülya Avşar
Ya tozu dumana katacaksın benim gibi, yada tozu dumanı yutacaksın diğerleri gibi!
Oğlum Alişan'la, Hakan Ural'la, Hülya Avşar'la falan aynı fikirde olmak sizi hiç utandırmıyor mu ya?
Nelere maruz kaldık be :)
Bugün nasıl ki cep telefonu ayrılmaz parça­mız ise 900’lü hatlar da bu döneme damgasını vurmuştu. Hatlar, 1992’den itibaren kamuoyunda büyük ilgi görmeye başladı. Çocuklar için “Alo masal”, ganyancılar için “Al eli­ne kuponu ara Nalkapon’u”, yaşlılar için “Alo yalnızlık”, evde kalmış kızlar için “Alo Tarkan” derken, toplumdaki her farklı kesim için bir hat oluşturulmuştu. Küçük Emrah,900’lü hatların en çok aranan kişisiydi. 20 ayda, 1 milyon 110 bin kişi tarafından aranmış ve hayranlarıyla iki milyon dakika konuşmuştu. Bu sayede 4,5 milyar lira ciro yapan Alo Bilgin, Emrah’ı bir altın telefonla ödüllendirmişti. Bak­kalın kızı Hülya Işıl, 900’lü hatların favori isimleri arasın­daydı. Sloganı “İster eğlen, ister evlen”di. Hülya Avşar, TV’de en şirin hâliyle görünüp izleyicilerin karşısına, “Ararsınız değil mi? Ararsınız, ararsınız” sözleriyle çıkar­ken, Sibel Gökçe 900’lü hatlarda en çapkın erkeği seçiyordu.
Elma Yayınevi
Reklam
Televizyonda asla kadınların boy gösterdiği programla­ra takılmayın. Hele memelerinin yarısı ortada V j'ler, hos­tesler, hele Hülya Avşar Şov, hele Sibel Can Şov. Aman sakın sakın, bir zap süresi kadar bile bakmayın.
182 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Kuşatma Füruzan’ın beş kısa ama çok güzel öyküsünden oluşuyor ..Öylü kitaplarına önyargısı olanlara kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap .. Öyküler o kadar sıcak ,o kadar samimi ki sanki mahallemizde ya da yakın çevremizde birisini anlatıyor gibi ..Öykülerin genel temasında yoksulluk,işsizlik ,geçim derdi ve en önemlisi kadın olmanın zorlukları öyle ince ince işlenmiş ki sevmemeniz mümkün değil …aslında çoğu kişinin düşüncelerinin yansıması olmuş gibi .. Çok severek okuduğum çok samimi bulduğum bir kalemle yazılmış bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum ..Asıl listemde olan ve çok merak ettiğim parasız yatılı kitabını okumak için de sabırsızlanıyorum … Ayrıca bir arkadaşım kapak resmini sormuştu;araştırdığım zaman füruzan’ın benim sinemalarım adlı sinema filminden bir kare olduğunu öğrendim ..kapaktaki kadın ise tabii ki Hülya Avşar :)) Herkese tavsiye ediyor ,keyifli okumalar diliyorum:))
Kuşatma
KuşatmaFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2022258 okunma
752 syf.
10/10 puan verdi
·
19 günde okudu
60 darbesi öncesi(Herkes okumalı)
Vedat Türkali
Vedat Türkali
, senarist, yazar ve şairdir. 1965 den 1972 yılına kadar yönetmenlik de yapmıştır. Kadir İnanır, Aytaç Arman ve Yılmaz Güney in 1 er filminde olmak üzere toplamda 3 yönetmenlik tecrübesi olmuştur. Özellikle
Fatmagül'ün Suçu Ne?
Fatmagül'ün Suçu Ne?
kitabının yapımları onun adını duyurmasında büyük katkı sağlamıştır. Fatmagül ün Suçu Ne nin Türk Yapımı 1986 yapımı Hülya
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
Genç kız..
Genç kız korkuyla sıçrayarak, ellerini bir anlık gafletle bıraktı. Kalbi korkuyla yerinden çıkıp çırpınarak kuş olup uçtu ve ona bir selam bile vermedi. Boşluğa doğru düşerken Kelime-mi Şahadet getirdi, bari günahkar ölmeyeyim diye dua etti. Gözlerini kapayıp uzaklardan gelecek beyaz ışığı bekledi..bekledi. Gelmedi, Hadi bari yeşil yansın dedi, o da yok. Hani beyaz ışık vardı ufukla doğan, herkesin bahsettiği.. Hülya Avşar bile görmüştü. Ne yani onun kadar bile mi sevabı yoktu! Yalancılar diye geçirdi içinden. Işık falan yoktu.
Sayfa 320 - Destek yayınlarıKitabı okudu