Hülya Açılan

96 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Ağaç kovuğundan çıkmak: bu deyişi çok severim. Yalnız olmadığımı, dünyaya öylesine gelmediğimi anımsatır bana. Ağaç kovuğundan çıkmadık, var elbet bir annemiz babamız. Ama, bir aması da var. Herkesin kovuktan çıkmaması kendine, herkesin ebeveyni bir değil. Biz nasıl ki bir değiliz~ Kimimizin halası annelik yapar, kimimizin babası en yakın sırdaşı. Fil Gözü bu ağın ortasına çekti beni. Bir cümbüşün içine. Ağaç kovuğundan çıkmamış ama bir ağacın kovuğuna sığınanları okudum sanki. Koşmuş da yorulmuş, çok duymuş da kulaklarını tıkamış, dönmüş durmuş da yönünü bulamamışları.. Bir de kirpileri, kuşları, filleri.. . Mevsim Yenice, bir pencerenin arasından sızan ışığı yüzümüze tutuyor. Gözlerimizi kaçırabilir ya da o pencereyi biraz daha açabiliriz. Fil Gözü’ndeki sekiz öykü de sarmaladı beni (özellikle Buzda Balık Avı ve Lokal Anestezi), gök dolsun içeri diye pencereyi açanlardan oldum ben. Belki siz de öyle yaparsınız~ . Ata Uzuner kapak tasarımıyla ~
Fil Gözü
Fil GözüMevsim Yenice · Can Yayınları · 20243 okunma
Reklam
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Fil Gözü
Fil GözüMevsim Yenice
8/10 · 3 reads

Reader Follow Recommendations

See All
328 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Flora ve Hannah, aralarında yaklaşık yarım asır var. İkisinin hayatları da fay hatlarıyla dolu. Ufak bir sallantıda yıkılıp gidecekler belki ama gerçeğin peşinde olmaları sağlamlaştırıyor onları. Hatta kaskatı kesiliyorlar. Aşka, sınırlara, savaşa ve barışa. Flora’nın hikayesi Paris’te başlıyor. Hannah’ın Londra’da. Dünya küçük bir öyküyle kıyaslandığında ~ . Alba Arikha bir ömrü, o hayata değenleri ustalıkla anlatıyor. Mekanlar ve zaman canlı, travmalar can yakıcı Eğer Beni Ararsan’da. Karakter bolluğuyla birlikte hepsinin ayrı bir yeri oldu bende çünkü hepsinin hikayesine değinmiş yazar. İyisiyle, kötüsüyle, kabul edilemez görüleniyle bile.. Severek okudum. . Aylin Ülçer çevirisi, Virginia Elena Patrone kapak tasarımıyla ~
Eğer Beni Ararsan
Eğer Beni ArarsanAlba Arıkha · Notos Kitap Yayınevi · 20233 okunma
228 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
‘Hayat bir dizi problem çözme sürecidir.’ . Always, 7/24 açık marketlerden biri, çok fazla çeşit yok içinde. Marketin emekli tarih öğretmeni olan sahibinin yolu bir evsizle kesişir. Ve bazen tüm değişimler tek bir kişiyle başlar. Dokgo evsizliğiyle, tutuk kelimeleriyle nasıl yapacaktır bunu? . Rahatsız Market, ittiğimiz-acıdığımız ya da tiksindiğimiz kişilerin bile hayatlarımıza dokunabileceğini, önyargılarımızdan ördüğümüz duvarları, iletişim eksikliğinin ne denli büyük yaralar açacağını, büyük büyük adımlar yerine bazen en güzel farklılığın kendi alanını temizlemekle başlayacağını gösteriyor. Kim Ho Yeon, çok okunan kitabında tesadüfleri de kullanıyor konfor alanlarını da. Ortaya sıcacık bir kurgu çıkıyor. Hem sahnede hem bir drama olarak izlemek isterdim Rahatsız Market’i. Kötülerin dahi yumuşak karınları olduğunu gösterdiği için en çok. Severek okudum. . Betül Tınkılıç’ın özenli çevirisi (özellikle dipnotlarıyla), Leonardo.Ai kapak görseliyle~
Rahatsız Market
Rahatsız MarketKim Ho-yeon · Saltokur · 20242 okunma
Reklam
120 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Fransa’nın uzak bir köyünde yaşayan çiftin çocukları olur. Önce bir oğlan ardından bir kız. Ardından kadın tekrar hamile kalır, gebeliği de sağlıklı geçer. Artık beş kişilik bir aile olduklarında yeni doğan evlatlarının bir sorunu olduğunu fark ederler, ‘normal’ olarak adlandırılan her şey tepetaklak olmuştur şimdi. . Engelli bir evlat, kardeş, torun kaç hayatı değiştirebilir? Neyi değiştirir? Sadece kalkış saatlerini mi? Yeme düzenlerini, nereye gidip kaçta geleceklerini? Aslında bunlarla beraber belki de her şeyi.. Hayallerini en çok. Clara Dupont-Monod bu değişimlerle beraber derin bir çukur kazdırıyor okura. Korkularını, kırıklıklıklarını, hoyratlıklarını, keşkelerini koyabilecekleri koskoca bir çukur. Kısa, üç parçalı bir hikayede öyle yoğun duygularla kuşatılıyorsunuz ki.. Bana beklemediğim kadar dokunan bir kitaptı Taşların Anlattığı.. Bir portakal gördüğümde, ‘yalnızca bir portakal’dan fazlasını göreceğim örneğin. . Bahadırhan Bozkurt çevirisi, Suat Aysu kapak tasarımıyla ~
Taşların Anlattığı
Taşların AnlattığıClara Dupont · İletişim Yayınları · 202454 okunma
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
“Kayıtlara göre Kim Manjung, 1687-1688 yıllarında sürgünde olduğu sıralar annesi Yun Hanım’ı teskin etmek maksadıyla, Dokuz Bulut Rüyası’nı bir gecede kaleme almıştır.” Bir kitaba başlarken ithaf var mı diye meraklanırım. Yazara ve yazdıklarına biraz daha yaklaşacağımı düşündüğümden belki. Bundan sebep, Dokuz Bulut Rüyası’nın, dünyanın geçiciliği göstererek annesinin yüreğini hafifletmeyi isteyen bir yazarın eseri olması çok kıymetliydi benim için. . Budist tapınağında parlak bir öğrenci olan Seong Jin’in hikayesini dinliyor ve şu sorunun cevabını arıyoruz : ’Seong Jin’in dünyevi heveslerinin cezasını çekmek için yeniden hayata getirilmesi onu değiştirecek ve çıktığı yolu tamamlamasına yardım edecek midir?‘ . Kore Edebiyatı’nın başyapıtlarından sayılan Dokuz Bulut Rüyası yer yer izlediğim tarihi ve fantastik Kore dramalarını anımsattı bana. Mekanlar-kıyafetler ve erdemli bir gencin hikayesini gözlerimin önünde canlandırmak zor olmadı. Bunda Kore kültürünün çağdaş yapıtlarda dahi kullanılmasının etkisi büyük, geçmişi unutmamak ve bundan beslenmenin güzellikleri ~ . Tek oturuşta keyifle okuduğum eserlerden oldu Dokuz Bulut Rüyası. . Mehmet Ölçer çevirisi, Natalia Suvorova kapak tasarımıyla~
Dokuz Bulut Rüyası
Dokuz Bulut RüyasıKim Manjung · Olvido Kitap · 20247 okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
‘Kenar, altın arayıcılarıyla dolu bir gecekondu mahallesi. Biz kaçağız, kanunsa bize aç, bize susamış.’ Başta oldukça anlamsız görünse de Zeke ve Frankie için bir başlangıç bu kelimeler. Tabii bir kasaba için de: Coalfield şimdi panikleyebilir. Tek bir afişle hem de! . Kevin Wilson’ın zihnini çok seviyorum, sanki zihninde birden bir şey parlıyor ve ‘evet evet burayı daha da kazabilirim’ diyor. Yazarla Fang Ailesi ile başlayan tanışıklığım Dünyanın Merkezine Tünel Kazmak ve Bir Şey Olduğu Yok ile devam etti. Okuduğum dördüncü kitabında da Wilson beni şaşırtmadı. 1996 yazına gidiyoruz: iki ergen tanışır, birlikte vakit geçirmeye başlarlar. Kız yazmayı sever, oğlan da çizmeyi. Ortaya bir afiş çıkar, elden ele yayılır ve ta-damm kimse bu afişin kime ait olduğunu bilmez. Toplu histeriye de göz kırpan Paniğe Mahal Yok ne ara başlayıp bittiğini anlamadığınız kitaplardan, bir yandan da tam da bu zamanlar için düşündürücü: ‘bir akım nasıl başlar-nasıl ilerler ve hatta ölümcül olabilir?’i de sorgulatıyor. Yazarın diğer eserlerinde de karşımıza çıkan performans sanatı vurgusu bu kitapta da önemli bir nokta oluyor. . Sonunu da çok sevdiğim Paniğe Mahal Yok’a bir şans verin derim~ . Selen Ak çevirisi, Vivian Lopez Rowe kapak illüstrasyonu, Allison Saltzman kapak tasarımıyla ~
Paniğe Mahal Yok
Paniğe Mahal YokKevin Wilson · Domingo Yayınları · 20247 okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
‘Bana göre aşk, yaşamın bize güzel görünen yanlarını yakıp küle çeviren, saf halini eritip silen bir lavdır; anlayışı ve merhameti, aklı ve mantığı, coğrafyayı ve tarihi, sağlığı ve hastalığı, zenginliği ve yoksulluğu, istisnayı ve kuralları yok eden bir patlama…’ . Pietro ve Teresa, üç yıllık beraberliklerinden sonra krizin eşiğine gelirler ve farklı bir şey denerler: birbirlerine itirafta bulunmak. İkisi de itiraflarını söyler, ya bunun ağırlığından ya da artık ilişkinin sonuna gelindiğinden ayrılırlar. Yıllar geçer, Teresa başka bir ülkededir artık. Pietro ise bıraktığı yerde.. . ‘Bağlar’, ‘Şaka’ eserlerinden sonra Domenico Starnone takip ettiğim yazarlardan olmuştu. İkili ilişkilere yaklaşımı, durağan ama etkili kurgularıyla okuru kendine bağlıyor sanki. Sır, Bağlar ve Şaka kadar sarsıcı olmasa da çok sevdiğim bir kitap oldu. Toksik bir ilişki miydi? Evet ama bir yandan iki karakter güçlü oldukları kadar kırılgandı, sırları neydi- şimdi ne olacak merakıyla okudum. Kitabın üç bakış açısına yer vermesi de ayrı güzeldi ~ . Burçak Taşkın çevirisi, Gülay Tunç kapak tasarımıyla ~
Sır
SırDomenico Starnone · Sahi Kitap · 202410 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Christie Malry on yedi yaşında çalışmaya karar verir, önce bir bankaya girer sonra farklı şeyler istediğini düşünür, muhasebe öğrenecektir. Öğrendikçe hesap kitap tutmanın hayatın her anına etki edebileceğini görür. Ondan alınananlar borç hanesine yazılır. Onun da aldıkları vardır elbette. Şimdi ödeşme zamanıdır. . İngiliz yazar B.S. Johnson, Kurt Vonnegut’ı anımsatacak kıvrak zekasıyla yine başka bir karakteri düşündürdü bana : Jim Moriarty’yi. Bireysel hesaplaşmanın topluma mal edilmesini anlatıyor Johnson. Yazarın karaktere doğrudan müdahalesinin de olduğu, kurgu ve eleştirinin iç içe geçtiği absürt bir metin bu. Christie Malry sıradan hayatını unutulmaz kılmayı beceriyor. Bedeli ne olursa olsun. Bugüne kadar okuduğum eserler arasında farklı bir yere koyabileceğim bir kitaptı bu. Haylaz bir ses, ele avuca sığmayan cümleler. Garip bir şekilde sevdim. Dünyayla hesabımız hiç bitmediğinden de olabilir tabii.. . Firdevs Ev çevirisi, Utku Lomlu kapak tasarımıyla ~
Christie Malry’nin Dünyayla Hesabı
Christie Malry’nin Dünyayla HesabıB. S. Johnson · Can Yayınları · 202441 okunma
2,016 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.