Her şeyin başı eğitim ile öğrenim. Ailenizden eğitim alıyorsunuz. Okula gitmeğe başladıktan sonra da öğrenim görüyorsunuz. Aileniz yok da, eğitimsizseniz, öğretim işe yaramaz. Birtakım teknikleri, hünerleri öğreniyorsunuz. Hünerleri edinmek, kıvrak düşünmeğe götürmez. Alman öğretimi bunun harikulade tasnifini yapmıştır. Bir, sıradan adam yetiştiren okullar vardı: Real Schule. Bir de, toplumun kaymak tabakasını teşkil edecek mucitlerin yetiştirilip geleneklerin öğretildiği Humanistisches Gymnasium.
Evet, Frankfurt'ta zannediyorum vardı.
Bugün var mı yok mu bilmiyorum. Eski Alman öğretim sistemi böyleydi. Bizde de benzer öğretim kurumu vardı: Enderun. Onu kaldırdılar. Yerine Siyasal Bilgileri koydular. Siyasal Bilgiler ne işe yarar? Neyse şimdi kurumları teker teker değerlendirmenin ne manası ne de mantığı var. Kültürü esas yaşatan, onu çocuğa, yetişen insana giydiren ailesidir. Eğitimi veren orasıdır. Nasıl oturulur kalkılır, yenir içilir; büyüklere, küçüklere davranılır çeşidinden, yanından önemsiz diye geçtiğimiz bir sürü olayı yaşamak çin birinci derecede önemli dersi aile verir. Onun ardından okul gelir. İyi okul seçmecidir. Frenkce söylersek elitistedir. Ahmak ile üstün zekalıyı yan yana oturtmaz, yürütmez. Onun için ayrı ayrı okullar kurulur. Gel gör ki, okulu kurmak yetmez. Tekrar ediyorum; o toplumun sahib olduğu tarihi tecrübelerin yaşatılması lazım ki, yetişen seçkin kişiler başkalarının göremediklerini görebilsinler. Görmem gerekeni, öğrenimimin sonunda edinirim. Öğretimin manası da budur.