Bilki Ondan(Allah'tan) başka hiç kimse bağ kurmaya değer değildir.
Sayfa 105
Hu­meyni'nin, Salman Rushdie'ye karşı 14 Şubat 1989'daki fetvası
Köktenciler, kutsal metinleri bile kendi dogmatik ve militan pozisyonları destekleyip desteklemediklerine göre kabul veya redde­diyorlar. Hatta bazıları, bazı Kuran ayetlerini "mensuh" veya "mül­ga" diye görmezlikten gelecek kadar ileri gitmektedir. Bu tür bir sapmayı açıkça gösteren bir örnek, Ayetullah Hu­meyni'nin Şeytan Ayetleri adlı romanı nedeniyle romancı Salman Rushdie'ye karşı 14 Şubat 1989'da verdiği ünlü fetvadır. Fetvada Ayetullah şöyle sesleniyordu: "İslam'a, Peygamber'e ve Kur'an'a ay­kırı olarak yazılan, basılan ve yayınlanan bu kitabın müellifinin... ve onun yanı sıra yayınlarken içeriğinden haberdar olanların kanları dünyanın bütün gayretli Müslümanlarına helaldir. Bütün gayretli Müslümanları, onları her nerede bulurlarsa bir an önce cezalandır­maya çağırıyorum ki bir daha kimse İslam'ın kutsallarına hakaret etmeye cesaret edemesin. Bu yolda öldürülen herkes şehit sayıla­caktır." Ayetullah, infaz cezası vermek ve bir kiralık katil tut­mak için fetva kullanarak standart İslami uygulamadan oldukça sapmıştır.
Reklam
Dönüp geriye, Türkiye toprağına bakıyorum. Orası benim ülkem. Burası değil. Burası İran, şurası Türkiye. Dönüp bir daha geriye bakıyorum. Orada Atatürk'ün resmi, burada Humeyni'nin. Ağrı dağı ise yerinde duruyor. Bir sınır kapısından geçmek her zaman mucizevî bir tecrübe. Toprak aynı, ama akçeleriniz, diliniz bir anda geçmez oluyor.
Sayfa 100 - TimaşKitabı okudu
İran - Selçuklu
Bugün sanat tarihimizde: “Eyvan mimarisinin en güzel örnekleri İran'da ortaya konmuştur.” yazısını okuduğunuzda çoğumuz bunu Humeyni'nin İran'ı sanıyor, öyle değil mi? Hâlbuki İran demek Büyük Selçuklu toprakları demektir. Bugün İran'ın iki büyük şehri Isfahan ve Rey (Tahran), Büyük Selçuklu'nun büyük şehir yaptığı yerleşim merkezleriydi. Onun için herkesten, zihnindeki İran konusunu birkaç parça hâlinde değerlendirmesini rica ediyorum: Perslerin İran'ı, Sasanilerin İran'ı, Hz. Ömer ile başlayan süreçte Emevi, Abbasi döneminin İran'ı, Büyük Selçuklu'nun İran'ı, Safeviler ve Kaçarlar döneminin İran'ı, Pehleviler ile başlayan ve Humeyni ile devam eden bugünün İran'ı...
Samimiyetsizlik
Yaklaşık bir asırlık FİLİSTİN sorunu veya daha doğru bir ifadeyle İNSANLIK sorunu, liderler veya ülkeler değişir (Nasır, Enver Sedatlar, Esad ailesi, Saddam Hüseyinler, Humeyni vs) ama değişmeyen iki şey vardır, biri meydanlardaki ateşli nutuklar, diğeri ise ZULMÜN altındaki masum ve korkuyla bakan çaresiz gözler. Resim: Ürdün’de bir kampta yiyecek dağıtılmasını bekleyen Filistinli mülteciler, 1955.
İran İslam Cumhuriyetinin en yüksek resmi kurumu olan dini liderlik makamında bulunan Ali Hamanei 1939 yılında Meşhed’de dünyaya gelmiştir. Aslen azeri olup babası sonradan Meşhed’e göç etmiştir. Hamanei eğitimine Şii dünyasının önemli merkezlerinden biri olan Meşhed’de başlamıştır. Bir müddet sonra eğitimini sürdürmek üzere Irak’ın Necef kentine
Sayfa 81 - Ayetullah Seyyid Ali HamaneiKitabı okudu
Reklam
Bu Konsey Millet Meclisi ile Koruyucular Konseyi arasındaki ihtilafları çözmek, dini liderin ihtiyaç duyduğu konularda kendisine danışmanlık yapmak ve sistemin sorunlarını çözmek amacıyla kurulmuştur. İran’da Devrim sonrası yapılan ilk anayasada Teşhis Konseyi yer alamamış ve Millet Meclisi çoğu kez eli kolu bağlı kalmıştır. Meclis, Koruyucular
Sayfa 59 - Şura-yı Teşhis-i Maslahat-ı NizamKitabı okudu
Velayet-i Fakih (Fakih’in velayeti veya yönetimi) ilkesi İran İslam Cumhuriyetinin temelini teşkil eden kuruma ve kurumun başında bulunan Veliy-i Fakih’e işaret eden bir kavramdır. Fakihlerin yönetimi teorisi, esas olarak Şii İslam anlayışı ile Sünni İslam anlayışı arasındaki temel farktan ve Şiiliğin Sünnilikten ayrıldığı noktadan mülhem ortaya
Sayfa 52 - Velayet-i Fakih: Makam-ı Muazzam-ı Rehberi (Büyük Önderlik Makamı)Kitabı okudu
Mizansen
İran'la İsrail'in düşmanlığı, İSLAM DÜNYASINDA azınlığı temsil eden İran'ı KAHRAMAN/LİDER; soykırımcı İSRAİL'i de EMPERYALİST batı nezdinde "mağdur" göstermeye matuf bir tiyatrodur. Irak'ta, Suriye'de ve Yemen'de on binlerce Ehl-i Sünnet mümini/alimi katleden İran, "İsrail'e saldırıyor" diye kıyametler koparıldı lakin tek bir siyonist ölmedi. Bu nasıl bir saldırıdır ki İran'ın ne attığı, nereye attığı ve atılan füzenin ne zaman, nerede olacağı önceden bildiriliyor. Suriye'de her attığını isabet ettiren İran, nedense israil'e gönderdiklerinin %99'unda başarısız oldu. Dağın bir kez daha fare doğurduğunu İslamcılar dışında herkes gördü. Hz. Ebu Bekir'e, Hz. Ömer'e söven, Hz. Aişe'ye(ra) iftira eden İran rejimi, İslam yolunu açmaya değil kapamaya memurdur. Lakin bizdeki her şeye müsait İSLAMCILAR Ehl-i Sünnet akidesine dair tek bir risale okumadıklarından SELÇUKLU gibi cihan devletini içerden çökerten zihniyete TARAFTAR oldu, HUMEYNİ'nin, Ehl-i Sünnet düşmanlığını deşifre edenlere MEZHEPÇİ diye iftira etti. Eğer bu zihniyet olmasaydı doğu sınırını güvence altına alan Osmanlı, Avrupa'nın tamamını fethederdi. Perdeler açılacak perdeler kapanacak İran, İsrail'le düşman gözüküp Irak'ta, Suriye'de, Yemen'de ve Lübnan'da yeni mevziler kazanacak. Bu tiyatro son İslam Devleti Osmanlı'nın halefi olacak BAŞYÜCELİK NİZAMI dünya siyasetinde yerini alana kadar değişmeyecek. -Dr. İhsan Şenocak
"O veled-i Humeyni Ne ırk bilir ne dini Acem her dem acemi" | Ozan Ünsal
Reklam
"Batı İran'ı ezmek istemez, hatta sever" Ş.Teoman Duralı Daha önce "Lübnan bataklık olur" diyerek uyarmıştı. Felsefe profesörü Teoman Duralı şimdi de "Lübnan savaşı İran'a saldırının ön hazırlığı mı" sorusunu yanıtlıyor. "Yahudilerin en çok sevmeleri gereken millet Fars milleti olması lazım"
Resim