Sen de küçük bir “düşünce diktatörü”ydün. Yalnız kendi sesine ya da senin sesine benzeyenlere bayılırdın. Başka seslere hayat hakkının devrimcilik adına tanınmayacağı bir düzenin peşindeydin.
Öyle.
Tıpkı faşizm gibi... Komünizm gibi... Ya da Humeynizm gibi totaliter rejimlerin, ideolojilerin “bağımsız düşünen” insana hayat hakkı tanımayan çizgisi.
Düşünce diktatörü!
Vahhabizm, Arap Yarımadası'ndan Kuzey Afrika'ya, lran'a yayıldı. Bugün Humeynizm, aşağı yukarı bu Vahhabizm'in Şi'i şeklidir. Bütün aşırı İslami tarikatlar, hareketler bugün Vahhabizme bağlanır.
Suudiler, Orta Arabistan’da bir kabile ve bu tevhit hareketini benimseyerek Osmanlı’ya isyan ettiler. Hatta Medine, Mekkeyi zaptettiler. Orada bid’at saydıkları mezarlıkları yıktılar, yaktılar ve bu suretle bir siyasî hareket başlattılar. Suudi hanedanı böyle ortaya çıktı. Vahhabizm, Arap Yarımadası’ndan Kuzey Afrika’ya, İran’a yayıldı. Bugün Humeynizm, aşağı yukarı bu Vahhabizm’in Şi’î şeklidir. Bütün aşırı İslâmî tarikatlar, hareketler bugün Vahhabizm’e bağlanır. Vahhabi püritanizminin uygulandığı yegâne memleket Suudi Arabistan’dır. Kur’an ’da recm var, meselâ doğru yoldan sapan bir kadını taşlayarak öldürme... Diyorlar ki Hz. Muhammed’in telkin ettiği İslâm budur.
Humeyni'nin Şah için söyledikleri de aşağı yukarı aynıydı. Bütün Müslüman ülkelerdeki köktencilerin sorunu bu olmuştur: Şeriatın sürdürülmesi ya da yeniden kurulması. Şeriatın kaldırıldığı ya da büyük ölçüde hafifletildiği ülkeler var; bir de yeniden kurulup kapsamının genişletildiği, Afganistan, Pakistan, Sudan ve yakın dönemde İran gibi ülkeler var. Dolayısıyla, İslam dünyasında iki model, Türkiye modeli ile İran modelini; Türkiye'de tam bir modernleşme, laikleşme, dinin devlet işlerinden ayrılması ve denetlenmesi, dinin toplum ve siyaset yaşamındaki her tür rolden çıkarılmasını; bunun aksi ucunda da şeriat düzeninin her yönüyle yeniden kurulmasını, tüm hükümlerinin katı biçimde uygulanmasını temel programı olarak benimseyen İran İslam Cumhuriyeti'ni görüyoruz. Bu iki programa Kemalizm ve Humeynizm; laik demokrasi ve İslam teokrasisi diyebiliriz. Türkiye'de hatırı sayılır bir azınlığın devleti yeniden İslamlaştırmak istediğini biliyoruz; son seçimlerde yüzde 20'nin biraz üzerinde oy aldılar. İslam teokrasisinde bunun dile getirilmesine izin verilmediği için İranlıların ne kadarının laik bir demokrasiyi yeğlediklerini bilmiyoruz. Ancak insanda bunun önemsiz olmadığı izlenimi oluşuyor.
Kralcı seçkinlere karşı devrim, Batılı emperyalistleri sürmek, mustazafları(ezilenleri) zalimlere karşı harekete geçirmek Humeynicilerin gündeminde yer alan öncelikli ve temel konular olmuştur..
Hayatı boyunca laikliği batının sapkınlığı olarak suçlayan Humeyni, şimdi neredeyse dünya işlerini anlamanın şeriatı anlamaktan farklı olduğu anlayışına varıyordu. Bu değişim fundamentalist bir dindardan çok, pragmatist bir siyasetçinin zihin yapısını yansıtmaktadır.
Vahhabizm, Arap Yarımadası'ndan Kuzey Afrika'ya, lran'a yayıldı. Bugün Humeynizm, aşağı yukarı bu Vahhabizm'in Şi'i şeklidir. Bütün aşırı İslami tarikatlar, hareketler bugün Vahhabizme bağlanır.
İslam Dünyası
nda devletlerin yönetim şekli
olarak örnek alabileceği 2 model
mevcut: Türk modeli ve İran
modeli. Bir yanda Türkiye’de bü
tünüyle modernleşme, laikleşme,
dinin devlet işlerinden ayrılması
ve denetlenmesi, dinin kamusal
ve siyasi hayattan ayrı
tutulması; öte yandaysa İran İslam Cumhuriyeti’nde Şeriat’ın
yeniden kabulü ve yaptırı
mlarla kesin bir şekilde
uygulanması. Kemalizm ve
Humeynizm olarak adlandı
rabileceğimiz bu birbirine
tamamen zıt iki sistemden biri
laik demokrasi; diğeriyse İslam
dinine dayalı devlet rejimidir.
Aşkın kör gözü ve -izm’ler
Geniş halk kitlelerinin, yüzlerce yıllık geleneğine sinmiş olan İslam, insan ve toplumun çizgilerini belirleyen ahlak ilkelerini ortaya koyan bir inanç
Fikrin güncel hayatın girdabına kapılmadan diri kalabilmesi, düşüncenin önünün açılabilmesi, geçmişin ve mirasın üzerine yeni tuğlaların konulabilmesi ideolojik takıntı
Humeynizm, Kuran-ı Kerim'e göre Allah'ın neyi emrettiğinden habersiz olan sıradan vatandaş nasıl olur da politik konular hakkında önemli kararlar verebilir gihi çok hassas sonıları gündeme getirir. Ruhani Lider'in rolü, kutsal ayetlere göre insanlara doğnı yolu göstermektir. Tek geçerli söz İmam Humeyni'nin kelarnı olduktan sonra, tüm İran halkı oy vermiş ya da vermemiş bunun ne önemi var ki!