Yusuf ile Züleyha hikayesini bilmeyen yoktur. Kuranda yazıldığı üzere hikaye her yerde aynı.Lakin Nazan Bekiroğlu güzel yorumuyla farklılık getirmiş. Betimlemeleri gayet başarılı.Nazan Bekiroğlu'nun şiirsel üslubu kitabı akıcı kıldığını söyleyebilirim.
Kurdun kendisine atılan Yusuf'u yedi iftirası üzerine yakındığı kısım;
***''Nasıl herkese duyuruyum da sesimi diyeyim: Bu anlattığınız ben değilim, ben bu anlattığınız değilim. Yusuf'u ben nasıl yerim? Ben Yusuf'u nasıl yerim?
Sözünün bu kısmına gelince kurt, nemli gözlerinden boncuk gibi yaşlar dökülmeye başladı. Gri tüylerle kaplı göğsü, ön ayakları ıslandı. Bir ah çekti derinden derine. Islak burnu daha da ıslandı. Ve devam etti:
Ben şimdi adımı nasıl temize çıkarayım, alnıma sürülen bu kapkara lekeyi neyle, nasıl yıkayayım? Öyle bir leke ki değil bana, yeter kıyametin kopacağı güne değin gelip geçecek tüm torunlarıma.
Tek muradım, bütün yaratılmışların sahibi olan Tanrım, bu ayıpla yaşatmasın beni. Ya alsın yeni doğmuş bütün kurt yavrularıyla birlikte canımı, kurt neslinin dalı yaprağı burada kesilsin, ya da adım temize çıksın."***