Our culture has become hooked on the quick-fix, the life hack, efficiency. Everyone is on the hunt for that simple action algorithm that nets maximum profit with the least amount of effort. There’s no denying this attitude may get you some of the trappings of success, if you’re lucky, but it will not lead to a calloused mind or self-mastery. If you want to master the mind and remove your governor, you’ll have to become addicted to hard work. Because passion and obsession, even talent, are only useful tools if you have the work ethic to back them up.
Benim dinamitim barışa bin dünya konferansından daha çabuk öncülük edecektir. İnsanlar bütün orduların tek bir anda tümüyle yok edilebileceğini kavradığında mutlaka ki altın barışa bağlı kalacaktır.
Alfred Nobel
"Dünya başarısızlıklar üzerine gelişir, Sam. Andrew Crosse'yi düşün. Ondan söz edildiğini duydun mu hiç?"
Sam başını iki yana salladı.
"Hayır. Elbette duymadın. Kimse duymadı onun adını. Bir başarısızlık örneğiydi, ama türünün en büyük örneklerinden biriydi. Elektrik çarpmasıyla hiçten yaşam doğurmak. Marry Shelly, Frankenstein'i ondan ilham alarak yazmıştı. Elbette ki yanılıyordu, ama bu muhteşem bir yanılgıydı.
Andrew Crosse 1784 - 1855 (İngiliz Bilim Adamı)
Günün o saati, Walter'in okumakta olduğu Tristram Shandy edisyonunun 33. ve 34. sayfalarını, yani Sterne'nin karakterlerinden biri olan zavallı Yorick'in vadesinin dolduğu ve yazarın onun ölümünü vurgulamak için kitabın karşılıklı iki sayfasını siyah birer dikdörtgen olarak bastırdığı, böylece zamanda bir delik, bir mezar, mezar kadar sonsuz bir hacim, derin ve daha fazla bir hiçlik yarattığı bölümü düşünmediği tek saati olurdu. Deniz tutulmasının sersemletici etkileriyle zorlanan gözlerini o iki sayfaya görüşü tamamen bulanıklaşıncaya dek diker, diğer askerlerin koruması olmasa kendi ciddi şekilde sınırlı savaşma yeteneklerinin onu kısa zamanda yarı yolda bırakacağını ve o kara deliğin, o sayfanın hayatının sonu olacağını düşünürdü.
Kendine merdivenlerden birinin altında gizli bir yer bulunca, tüm o süreyi başını Laurence Sterne'nin Tristram Shandy adlı ilginç kitabına gömmüş halde geçirebilirdi.
Ve bir zamanlar beni severdi,
Ve ben o zamanlar mutluydum.
Bana kol kanat gererdi.
Onu geri getiremez misin acaba?
Şarkı otobüsün tekerlerinin dönüşüne eşlik ederek tekrar tekrar yankılanıyordu.