Kâinattaki mevcut atom sayısı için verilen tahminî rakam 10 üzeri 79’dur. 10 üzeri 79'un ikinin üstü olarak yaklaşık değeri ise 2 üzeri 262’dir. Bu değerin yani kâinatta toplam mevcut atom sayısı için verilen tahmini rakam olan 2 üzeri 262'nin, insan beynindeki sinir hücrelerinin nakledebilecek cevap ihtimali olan n = 2 üzeri 10000 00 00 yani ikinin 10 milyarıncı kuvvetinin yanında mevcudiyeti dahi hissedilmeyecek kadar küçük bir rakamdır.
Diyelim ki, kâinattaki atom sayısının hesaplanmasında çok büyük bir hata yapılmış olsun, meselâ 10 üzeri 79 rakamı kâinattaki mevcut atom sayısının trilyonda birisini teşkil etsin. Bu takdirde 10 üzeri 79 rakamını sadece 10 üzeri 91 olarak değiştirmek icab eder. 10 üzeri 91'in ikinin Üssü olarak değeri 2 üzeri 302’dir. Bu dahi, dikkat edersek 2 üzeri 10000000000 yani ikinin 10 milyarıncı kuvveti karşısında mevcudiyeti dahi hissedilmeyecek kadar düşük bir rakamdır'sl181
İşte bütün bunlar karşısında ne denilecek? Yine her şey tesadüfün eseri olarak mı değerlendirilecek? Bütün bu ilmî hesaplamalara ve elde edilen sonuçlara rağmen, her şeyin şuursuz kuvvetin ve kör tesadüfün ve tabiatın eseri olduğunda ısrar ediliyorsa, o artık bilime dayalı bir düşünce tarzı değil, dinsizliği kendisine prensip edinmiş bir inanç şeklidir. Herkes inancında serbest olduğuna göre, isteyen ineğe, isteyen sineğe, isteyen de güneşe veya tabiata inanıp, onu kendisine Rab edinebilir.