Ben bir topalın yanından hızla geçemem, yapamam bunu ona ve kendime bunu anlatamam...
Kendini dünyanın koyacak yer bulamadığı, bunu da aramadığı pek çok ıvır zıvırla dolu bir eskici, hurdacı gibi hissediyor, insanların akranlarının ceplerinde ellerini, dudaklarında ve yüzün geneline yerleşmiş gülümsemelerini nereden bulduklarını merak ediyordu. Bu kadar yaygın ve olağan bir şey neden ondan gizlenmişti?
Sayfa 411Kitabı okudu
Reklam
Ben bir topalın yanından hızla geçemem, yapamam bunu ona ve kendime bunu anlatamam…
Buluşmalarda oturan taraf masaya gelenden avantajlıdır.
Macide Hanım dalıp gitmesini yorgunca bir gülümsemeyle örtmek istedi. Kamuya mâl olmuş bir eski artistin, çarpıklığı içinde biraz kösnüllük de barındıran, bir cümleyi yarım bırakmış gibi duran gülümsemesini benimsemişti ne zamandır. Bu gülümsemeyi gözlerini tablodan ayırıp herkesin üstünde dura dura gezdirirken başarıyla sergiledi. Bir yandan da, bu kelimeler niye hep negatife dönüyor kafamda, hurdacı duvarının dibinde, eski yağlı çuvallar gibi medet umulmaz, kuş uçmaz kervan göçmez tenhalıklara atılmış. Offf, dedi yavaşça.
Sayfa 46 - Akşam YemeğiKitabı okudu
Macide Hanım, bu kez ağır devinimlerle geviş getirmekte olan bir ineğin de yer aldığı, kırsal duyarlığın, ladin ağaçlarının, küçük bir derenin resmedildiği tabloya bakıyordu. İneğin çenesi kibirli bir hoşnutlukla, az eğri açılmış, öylece kalmıştı. Çocukken annesine sormuş, geviş getiriyor kızım demişti annesi. Sonraları, hayat bilgisi dersinde öğretmeni de anlatmıştı çift toynaklı hayvanların geviş getirdiğini. Aslına vakıf olamadım, hayat gidici dedi içinden. Roma'da mı, nerede, hayvanat bahçesinde, tabelasında lama yazan bir hayvan görmüş, aa, bu inek gibi geviş getiriyor demişti sarışın, bıçkın rehberine, adam gülmüştü. Macide Hanım dalıp gitmesini yorgunca bir gülümsemeyle örtmek istedi. Kamuya mâl olmuş bir eski artistin, çarpıklığı içinde biraz kösnüllük de barındıran, bir cümleyi yarım bırakmış gibi duran gülümsemesini benimsemişti ne zamandır. Bu gülümsemeyi gözlerini tablodan ayırıp herkesin üstünde dura dura gezdirirken başarıyla sergiledi. Bir yandan da, bu kelimeler niye hep negatife dönüyor kafamda, hurdacı duvarının dibinde, eski yağlı çuvallar gibi medet umulmaz, kuş uçmaz kervan göçmez tenhalıklara atılmış. Offf, dedi yavaşça.
Sayfa 45 - Akşam YemeğiKitabı okudu
Reklam
132 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.