~\~
Ey İtalyan başvekili! Ey Musolini!İki ırkın kabarmalı asırlık kini...
Hesabını göreceğiz elbette yarınYedi yüzlü, yedi dilli italyanların!
Irkınızı hiçe saydı Hazreti Fatih.
Biraz daha yaşasaydı Hazreti FatihNe Venedik kalacaktı, ne Floransa...
Hoş geldiniz diyecek de bize Fransa!
Haydi hamle kafirindir... İlkönce sen gelEcel ile zaman bize olmadan engel!
Burada tanklar yürümezse etme çok tasa;
Süngülerle çarpışmadır savaşta yasa.
Olma boyle sinsi çakal, yahut engerek!
Bozkurt gibi, kartal gibi döğüşmek gerek!
Kılıç Arslan öldü sanma, yaşıyor bizde!
Atilla’nın ateşi var içimizde!
Kanije’nin gazileri daha dipdiri!
Sınırdadır Plevne’nin kırkbir askeri!
Edirne’de Şükrü Paşa bekliyor nöbet!
Dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet!
Şehitlerden elli milyon bekçisi olanAşılmaz bir kayadır bu ebedi Vatan!
~\~
DAVETİYE
Ey benito musolini! Ey gayet yüce, İtalyanlar başvekili muhterem Duce! Duydum ki, yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora. Buyursunlar... Bizim için savaş düğündür; Din arabın, hukuk sizin, harp Türklüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden ordular
Kaşlar çatılmış, ağızlar kilitlenmiş uçuyorlar, koyu kumral uzun saçları dalgalanırken kartal bakışlarıyla ileriye bakıyorlardı. Gözleri yalnız ilerisini görüyor, arkada kalan hiçbir şey hatıra gelmiyordu.
DAVETİYE
Ey Benito Musolini! Ey gayet yüce,
İtalyanlar başvekili muhterem Düce!
Duydum ki, yelkenleri edip de fora
Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora.
Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür;
Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür.
Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
Türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
Hem karadan, hem denizden
DAĞA ÇIKAN KURT
Dağa Çıkan Kurt öyküsü, Milli Mücadele yıllarının panoramasını gözler önüne sermektedir. Hikâyenin başlangıcında yazar, Fransız bir sanatçının şiirinin çıkmasını beklemektedir. Bunun etkisinde kalarak rüyaya dalmaktadır. Rüyasında, işlerin sarpa sardığı bir orman görür. Ormandaki hayvanlar arasında mücadeleler yaşandığını
Akif Bey'in sevdiği muharrirlerden olan Mustafa Sadıkur Rafiye de Taha Hüseyin gibi modernistler demişler ki:
"Üstat siz çok yükseklerde uçuyorsunuz, üslup ve ifadenizi gençlik anlamıyor. Biraz okuyucunun seviyesizine inseniz!"
Üstat Rafi'nin onlara bir cevabı var, eminim Akif Bey de olsaydı böyle söylerdi. Demiş ki:
"Yahu ben yerlerde, topraklarda sürünen, cemiyeti biraz yükselsin, nefes alsın, ciğerlerine biraz temiz hava girsin diye semalara, gökdere çıkarmak istiyorum. Siz tavuklarla kartalları bir tutmak, kartalları da tavukların yanına indirmek istiyorsunuz. Ben hepsini Kartal yapmak istiyorum."