Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
yerde yatanı bu kadar çabuk unutmalı mı?
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Halley'in çarpma tehlikesine karşı heyecanla tit­ reyip duruyordu. Bu korkunun pek yersiz olduğunu, kö­ tülük istercesine yayılan bu haberlere rağmen kimsenin başı bile ağrımayacağını ön sözde temin etmiştim. İş de­ diğim gibi oldu. Korkutanlar, Halley'in dünya sakinlerine bir şey hissetirmeksizin nezaketle geçip gittiğini görünce, kaç zamandır bulaşıcı bir hastalık haline gelen umumi korkuyu yeniden ortaya çıkarmak için dünyaya çatmak üzere yıldızın geri döneceğini iddia garipliğine kadar var­ maktan çekinmediler... İnsanların yalancılıktaki cüretlerine bundan büyük ör­ nek mi olur! Halley geri dönecektir. Fakat yetmiş beş sene sonra!.. Şu satırlara bakanlar içinde rumi 1401 senesine1 204 kadar hayatta kalacak bahtiyarlar bulunursa geçirdikleri şu tecrübeye dayanarak gelecekteki evlatlarımıza yalanla­ ra itibar etmeme lüzumunu tekrar etsinler. Her sonbaharda birbiri üzerine dökülen ağaç yaprak­ ları gibi insanlar da birbirleri ardına toprağa yatarak yok oluyor. Bu değişmez, umumi bir kanun... Niçin endişe etmeli? Şu dünyada erilen başka ne var? Hayat yalan. . . Ölüm hakikat...
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · İthaki Yayınları · 202117,2bin okunma
Reklam
Kuşların havladığı, köpeklerin öttüğü vakit yerden göğe kar yağarken ben dondurma kutusunda buram buram terliyordum. Fili karıncaya yüklettiler. Akdeniz! Fındık kadar bir çekmeceye kilitlediler. Körlerin nakış işledikleri karanlık gecede kolsuz, bacaksız cambazların ipte parende attıkları zaman sen neredeydin?
Her hazanda birbiri üzerine dökülen ağaç yaprakları gibi insanlar da birbiri ardına toprağa yatarak yok oluyor.Bu değişmez, umumi bir kanun. Niçin endişe etmeli? Şu dünyada erilen başka ne var? HAYAT YALAN...ÖLÜM HAKİKAT...
Sayfa 150Kitabı okudu
Ah iki gözüm hanımcığım, bakınız neler de biliyor. Siz azılı harflerin ağızlarını bağlayınız, karınları aç olanları ben doyururum.
Sen peri inadı ne olduğunu bilmiyorsun. İstediğimi elde etmedikçe, bu gece bu odadan çıkmam diyorum sana. Sen de bu sözüme bal mumu yapıştır.
Reklam
Yandı sana yüreğim Muhsine, ah meleğim Tahammülüm kalmadı. Aç yorganı gireyim
Meğer­se ademoğlu hileden ibaretmiş. 'Dost' sıfatını hak eden iki fert bulmak hemen imkansız görünüyor, bu kelime manasız bir söz gibi kalıyordu. Bu kadar düşmanlık eden insanların nasıl olup da birbirini mahvetmeyerek asırlardan beri bir arada yaşayabilmiş olduklarına şaşırdım."
Herkesin bir­ birine karşı olan itirafında ne çirkin bencillikler, ne kötü maksatlar meydana çıkıyordu. Çeşitli ırklar arasında de­ğil aynı millet içinde hatta aynı aile fertleri içinde bile emellerde ne derece anlaşmazlığın, ne kadar küçük men­faat hesaplarının hüküm sürdüğü ortaya çıktı.
Köşkün erkek cinleri sevda konusunda pek öyle güç beğenir takımından görünmüyorlar.
Reklam
Doğacak evladını hayatın nimetlerine erdirmek için zamanın ilerlemelerine uygun mektep hazırlamayı bile düşünmeyen bir milletin sıkıntı ve sefalet içinde yaşayan nüfusunu artırmaya hizmet, insaniyete bir hayırseverlik midir?
Hem böyle bir memlekette evlenmeden beklentisi ne olacaktı?. . Bu yosunlu damların altındaki sıkıcı hayatın içinde yaşatmak, bu kirli sokakların bozuk kaldırımları üzerinde süründürmek için evlat yetiştirmek mi?
“Şiirlerde ne vezin var ne kafiye... Bizde şiir kolaylaştıkça şair çoğaldı. Lakin şiirin de şairin de asaleti bozuldu.”
Sayfa 70 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.