Ne zaman sonbahar gelse, sarı sarı yapraklar düşse dalından ve sürüklense rüzgarın önünde bir yaprak. Ne kadar ısıtırsa ısıtsın dağları, ovaları güneş; ne kadar sıcak ve parlak olursa olsun gökyüzü, üşürüm, ürperirim içimden! .. Üstüme üstüme yürür hüzünlü güz günleri... Bilirim ki, acılardır yüreğimde yankılanan ve içimdeki sevdadır acı veren
CANDAKİ ERKEK - 2
Şuanı nasıl tasvir edebilirim bilmem Her zaman sıradanlaşan meseleleri Ben sevince kaçan sevmeyince havalara giren kadınları Doğrusunu öğrenemediğim aksine üstüne binlerce katladığım yanlışları Zoru görünce edebiyata kaçışlarımı karşılayacak güzel bir tasvir arıyorum Lâkin zor bir şey değil ama yok, yok işte... İçi çürümüş bir adamı kıyı köşeye
Reklam
Gecenin koynunda hüzünler demledim ! Kadeh kadeh yudum yudum içtim .. Vakit şimdi hasret vakit şimdi hicran ve hüsran Ayrılıkların sesini yağmurlar kokusunu getirir rüzgarlarla, Bir ay doğar ilk akşamdan geceden der! Dertli bir türkü ile yüreğim sızlar ,gözlere ise bulutlar dolar. Ellerim babamın ellerini saçlarım annemin şefkat dolu dokunuşlarını arar.. Vakit şimdi özlem vakit şimdi yetim bakışlarıma dokunur da geçer…!. 14.03.2018
144 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 hours
Selamlar. Âli Bey, Tanzimat Dönemi'nde Düyûn-ı Umûmiye'de müfettişmiş. Görevi sebebiyle de İstanbul'dan taaa Hindistan'a uzanan ve 3 yıla yayılan iş seyahatini bizimle paylaşmak istemiş. İçeriğinin sadece gözlemlerden ibaret olduğunu kendisi de aktarmış ama çevirmen ısrarla hem ön sözde hem de arka kapakta mizahi bir vurgudan bahsedince ben de heveslendim açıkçası. Ama yine bana hüsran, bana yine hasret var. Mizahı geçtim az da olsa duygu, düşünce vs olsaydı eh neyse diyecektim ama bu kadar yavan bir aktarıma hiçbir şey diyemiyorum. Merak ettiğim yerlerle ilgili gözlemleri daha dikkatli okudum ama onda bile hevesim kırıldı. Yine de okumak isteyene lafım yok ama tavsiye de etmem. Kitapla kalın.
Seyahat Jurnali
Seyahat JurnaliÂli Bey · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019732 okunma
Aşık olduğunuz insan aslında rüyalarınızın erkeği ya da kadınıdır; daha tanışmadan önce onu hayal etmişsinizdir. O kişiyi o denli net bir biçimde ayırt edebilmenizin sebebi onu bir anlamda zaten tanıyor olmanızdır; onu bunca zamandır beklemiş olduğunuz için ezelden beri tanıyormuşsunuz gibi gelir, aynı zamanda size gayet yabancıdır. Tanıdık yabancı kişilerdir onlar. Fakat bu basit hikayede oldukça dikkat çekici bir unsur var. Rüyalarınızı süsleyen bu kişi ile tanışmayı ne kadar istiyor, umut ve hayal ediyor olursanız olun onu özlemeye ancak onunla tanıştıktan sonra başlarsınız. Bir nesnenin yokluğunu hissetmek için onun varlığı gerekli gibidir. O gelmeden önce de bir tür hasret duyuyor olabilirsiniz, ama yokluğunun yarattığı hüsranı tüm gücüyle hissetmek için önce onunla tanışmanız gerekir.
Hasret ve hüsran, insanın damarlarındaki kan gibidir. Onlar olmadan bir yere varılamayacağı gibi, onlar varken de bir yere ulaşmak olmaz. Hasret yola çıkarır, hüsran yolda bırakır. Ama insan her an yoldadır. Yönünü de arayışları değil bulamayışları çizer.
Reklam
311 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.