Yokluk, ayrılık, gitmek, bu sözler
Sevilmez en azından;
Benim için böyle değil,
Bunlar senin vedâından,
Yadigâr sayılırlar artık.
Yokluk, gitmek ve ayrılık,
Seni düşündürürse bana
Daha ne isterim ki çocuk?
Ümit, hüzün, elem, hayalden başka,
Ne var insanoğlunun elinde?
Seni bıraktığım zaman tünelinde,
Tramvaya binme olur mu Baba,
Düşersin Şişhane Yokuşu'nda,
Hep seni bekleyeceğim.
Hayalin hafifçe gülümser, gider;
Ne yağmurda ıslandığı görülmüş,
Ne de karda beyazla örtülüdür,
Dolmabahçe mi, Unkapanı mı,
Güzergah belirtmeden,
Bana tek söz etmeden
Sadece gülümser, döner ve gider;
Hayalin hep olağanüstü güzel,
Seni ilk tanıdığım yaştadır;
Dilerse dağlar ovalar aşar,
Karayollarında bulur beni;
Mesela gece yolculuklarında,
Görülür Bilecik'te, Susurluk'ta.
Bir gece uçak penceresinden,
Onu Alpler üzerinde gördümdü.
Kendimizden o kadar uzaklaştık ki Kızıl Ordu bandosu "oynema şıkıdıım şıkıdım" deyince ağzı açık ayran budalası oluyoruz... Sanki biraz zahmet etmiş de "Yine Bir Gülnihal" bestesini öğrenmişler gibi.
Çoğumuz, Galata yakasını Frenk görme alışkanlığı İslâm dini etkisiyle sonradan yerleşti sanırız; fakat bu da Bizans mirasıdır. Çünkü İstanbul Ortodoks, Galata Katolik idi.