Ankara'da bir kurumda bir genel müdürden: Ailevi problemler yaşamış ve eşimden boşanmıştım. Psikolojik olarak çok yıpranmış, dengemi kaybetmiştim. Başarılı bir yönetici olmam sebiyle toparlanayım diye kurum bana bir ay mazeret izni vermişti. Bu süre zarfında yeni bir evlilik yaptım ve kafayı toparlamak için yeni eşimle birlikte Uzak Doğu
Dün ,dünyanın en kısa cuma hutbesi okundu , sadece 30 saniye sürdü.. Bu insanlığın ve Müslümanlığın bitiş noktasıydı .! Filistinli imam Mahmut Hasanat , hutbeye çıkarak şöyle seslendi” 30.000 tane şehidin, 70.000 tane yaralının, 100.000 tane sakatın, 2 milyon evsiz ve aç susuzun uyandırmadığı, bir şey anlatmadığı bir ümmete ben buradan konuşsam ne olur konuşmasam ne olur, kamet getirin de namazımızı kılalım” dedi ve hutbeden aşağı indi… İşte bu insanlığın bitiş noktasıydı. Ve dünyanın en kısa ama en muhteşem hutbesiydi….. Allah onların namazlarını ve ibadetlerini kabul etsin .. Allah bize ise gerçekten yardım etsin …
Reklam
Derken Hazreti Ömer vaaza başlamış... Bir an durdu. Kâmil Bey’e döndü: Meselenin baş tarafını duymadınız. Bir gaza neticesinde, ganimetten bütün Müslümanlara birer entarilik düşmüş. Ertesi gün cuma. Hazreti Ömer halife olduğundan hutbeden sonra vaaza başlamış. Dinden, dinayetten, Allah’ın emrinden anlatırken bedevinin biri ayağa kalkmış. “Ya Ömer!” diye bağırmış, “Senin bütün sözlerin vallah yalandır. ” Camidekiler öleyazmışlar. Boru değil, Allah’ın kitabı inkâr ediliyor. Hem de kimin ağzından? Hazreti Ömer’in ağzından... Mübarek, hiç telaşlanmadan: “Niçin?” diye sormuş. “Çünkü sen hırsızsın. Hırsız olduğundan sözlerin de yalandır”, “Benim hırsız olduğumu sen nereden biliyorsun?”, “Şundan biliyorum ki, ganimetten hepimize birer entarilik düştü. Bana düşeni eve götürdüm, ölçüp biçtik. Eteği diz kapaklarıma ancak yetişen bir entari çıktı. Oysa sen benden en aşağı bir karış daha boylusun. Topuklarına kadar inen bir entari yaptırmışsın. ” Hazreti Ömer gülmüş: “Sana oğlum cevap versin!” demiş. Ön sırada oturan oğlu ayağa kalkmış. “Evet, ” demiş, “babama düşen paydan entari çıkmadı da, ben kendiminkini ona verdim. ”
Bahtsız mı bedevi
Bir gaza neticesinde, ganimetten bütün Müslümanlara birer entarilik düşmüş. Ertesi gün cuma. Hazreti Ömer halife olduğundan hutbeden sonra vaaza başlamış. Dinden, diyanetten, Allah'ın emrinden anlatırken bedevinin biri ayağa kalkmış. 'Ya Ömer!' diye bağırmış, 'senin bütün sözlerin vallah yalandır.' Camidekiler öteyazmışlar. Boru değil, Allah'ın kitabı inkâr ediliyor. Hem de kimin ağzından? Hazreti Ömer'in ağzından... Mübarek, hiç telaşlanmadan, 'Niçin?' diye sormuş. 'Çünkü sen hırsızsın. Hırsız olduğundan sözlerin de yalandır,' 'Benim hırsız olduğumu sen nerden biliyorsun?' 'Şurdan biliyorum ki, ganimetten hepimize birer entarilik düştü. Bana düşeni eve götürdüm, ölçtüm biçtik. Eteği diz kapaklarıma ancak yetişen bir entari çıktı. Oysa sen benden en aşağı bir karış daha boylusun. Topuklarına kadar inen entari yaptırmışsın.' Hazreti Ömer gülmüş: 'Sana oğlum cevap versin!' demiş. Ön sırada oturan oğlu ayağa kalkmış. 'Evet,' demiş, 'babama düşen paydan entari çıkmadı da, ben kendiminkini ona verdim.'
Sayfa 95 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
ALLAHUEKBER
Resûlullah Efendimiz irtihal ettikten sonra Hz. Ebu Bekir halife oluyor. Bir gün Cuma'da minbere çıkıyor. Hz. Hüseyin 5 yaşında. Camiye giriyor. Bakıyor, bakıyor, Ebu Bekir'e bağırıyor : “Dedemin yerine niye çıktın in aşağıya!” diyor. Ebubekir hutbeden 3 basamak aşağıya iniyor. Dikkat ederseniz, bugün en son basamağa çıkmazlar hatipler. O sırada Hz. Ali : “Yâ Emire'l-mü'minîn ben söylemedim, çocuk kendisi söyledi!” diyor. “Onun yüzünde Nûr-u Resûlullah var söylemekte haklıydı!” diyor.
Sayfa 375
Çocuklara dair dayak cennetten çıkma sözünü uyduranlara gelsin!
Peygamber Efendimiz (s.a.v) çocuk olmaları hasebiyle torunlarının yaramazlıklarına ne şartlarda olursa olsun müsamaha göstermiş, kızıp azarlamamıştır. Hutbe okurken torunları gelince hutbeden inerek onları kucaklayan, namazda sırtına tırmandırmandıklarında onların kalkmasını bekleyip daha sonra onları bir kenara koyup namazına devam eden bir dede olan Peygamber Efendimizden (s.a.v), öğrenmemiz gereken çok şeyler vardır.
Reklam
Bir Bayram Günü
Günün henüz ağarmaya başladığı saatlerde çayır çimen kırağıya yenik düşerdi. Güne normalden biraz daha erken başlayan köylü kadınlar telaşla ahırlara giderken, içeriden sabırsız inek sesleri gelirdi. Belki yavrusuna kavuşma heyecanı, belki özgürlüğe kavuşma ümidiydi o sesleniş. Kıyafetlerini dâhi bazen eşlerinin, bazen evi çekip çeviren
İbn Abbâs (رضي الله عنهما) dedi ki; Ben şâhitlik ederim ki; Allâh Rasûlü, bayram günü hutbeden önce namaz (bayram namazı) kıldı, sonra hutbe yaptı.
Humeydî, el-Musned 482
Resûlullah'ın (s.a.v) Şa’bân ayının son günü irâd ettiği hutbeden: "Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir. Bu ay, ihsan, yardım ve eşitlik ayıdır. Bu ay, müminin rızkının arttığı bir aydır." "Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bir aydır." "Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur."
Anlatılır ki;Selahaddin " İslam Birliği'ni kurup "Namaz Seferberliği" başlattığı günlerde Şam Emeviye Camii'nde Kudüs'e dair duygusal bir hutbe verir.Hutbeden çok etkilenen genç bağırır:"Ya Selahaddin!Kudüs'e yürümek için ne bekliyoruz?Emredin,Kudüs'e yürüyelim!"Bu gencin sorusuna cevap vermeyen Selahaddin Eyyûbî,sabah namazını yine Emeviye Camii'nde kılar.Namaz sonrasında ayağa kalkar."Dün Cuma namazında bana soru soran genç nerede?" Der.Gencin camide olmadığı söylenince şöyle konuşur:"O gencimiz dahil,tüm gençlerimiz ve halkımız sabah namazlarında da camiilerimizi Cuma namazlarındaki gibi doldururlarsa,işte o zaman Kudüs'e yürüyeceğiz."
Reklam
Bir klişe
Yer: Cami içi Zaman: Hutbenin son demi Olay: Muhterem cemaat bu hafta Samsun müftülüğü 3 camiye yardım talebinde bulunmaktadır. Yüce mevlam yapmış ve yapacak olduğunuz yardımları yüce dergahında kabuuuul ve makbuuuuul eylesin. Bu arada şevke gelen muhterem cemaat içinden Amiiiiiin sesleri yükselir. Aradan 10 dakika geçer. Yer: Cami avlusu Zaman: Hutbeden 10 dakika sonra Olay: camilere yardım Camilere yardım Camilere yardım Allah razı olsun Camilere yardım Evet her hafta böyle bir olayın başıma gelmesi ilginç değil mi ?
Türkçe ezan ve Türkçe hutbeler.
"Hutbeler hakkında sorulan sorudan anltyorum ki, bugünkü hut­belerin tarıt milletimizin fikri hissiyatı ve lisamyla ve medeni ihtiyaçlar ile uyumlu görülmemekledir ( ... ) Halkı genel ahvalden haberdar etmek, son derecede ehemmiyetlidir. Çünkü her şey açık söylendiği zaman halkın dimağı faaliyet halinde bulunacak, iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olan şeyleri reddederek şunun veya bunun arkasından gitmeyecektir. Ancak millete ait olan işleri milletten gizli ettiler. Hutbelerin halkın anlayama­ yacağı bir lisanda olması ve onların da bugünkü icaplarımza ve ihtiyaçlarımıza temas etmemesi, halife ve padişah namını taşıyan müstebitlerin arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi. Hutbeden maksat, ahalinin aydınlatılması ve uya­rılmasıdır, başka şey değildir. Yüz, iki yüz, hatta bin sene evvelki hutbeleri okumak insanları cehalet ve gaflet içinde bırakmak demektir. Hatiplerin her halde insanların kullandığı lisanla gö­rüşmesi elzemdir. Geçen sene Millet Meclisi'nde irat ettiğim bir nutukta demiştim ki: "Minberler halkın dimağı, vicdanları için bir feyiz kaynağı, bir nur kaynağı olmuştur." Böyle olabilmek için minberlerden aksedecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması ve fenni ve ilmi hakikatlere uygun olması lazımdır. Değerli hatiple­rin siyasi ahvali, toplumsal ve medeni ahvali her gün takip etme­leri zaruridir. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış telkinler verilmiş olur. Dolayısıyla hutbeler tamamen Türkçe ve zamanın icaplarına uygun olmalıdır ve olacaktır."
Atatürk'ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, 1. Basım, c. 15, s. 117.Kitabı okudu
Hutbeden
"Hayırlı işler işleyiniz ve bu iyi işleri diliniz de te'yid etsin. "Allah'ın kelâmıyla birbirinizi seviniz. Muhakka bilmelisiniz ki Allahü Teâlâ ahdini bozanlara gazab eder. "Allah'ın selâmı üzerinize olsun!"
Büyük Hutbeden;
"Kadın bahsinde Allah'tan korkun!. Sizin onlar üzerinde hakkınız var, onların da sizin üzerinizde hakları..."
158 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.