Şarkı dinlemenin değil; şarkı söylemenin zamanı !.
NAZIM HİKMET RAN ‘ ın dizeleriyle Çiçek’ le aynı anda şarkı söylemeye başlamışım meğer.. Film 2016 da çekilmiş ; ben şarkımı 2019 da söylemişken ; filmi bugün ilk kez izleyişim ve bunu farkedişim nasıl güzel bir tesadüf sinsilesi.. “Şair olmak için cehenneme gidip sonra geri gelmek gerekmiş. Aşık olacağınız kişiyi bulun sonra bırakın sizi öldürsün” demiş huysuz bir bilge. Ne puslu bir kış günüydü, ne de her yanımız yağmur.. Bıraktım bir Eyfel beni öldürsün. Aklım bütünüyle “yapma” diyordu ; vücudumdaki her hücre ise “yap” . Aşık olmak ; günah işlemeye benziyor biraz . Sonunda cehennem ateşi var deseler bile kendimizi durdurmuyoruz . Kimbilir belki de sadece o ateşin kendisini seviyoruz . Ömrü boyunca aynı günü yeni baştan yaşayan insanlardan olmak istemeyen ben ; Eyfel ‘ le işte o her biri birbirinin aynı olmayan günlerden geçtik. Şimdi dilimde bitmiş bir aşkın külleri .Anlıyorum büyümek ; birazda ziyan olmak demekmiş.. Aşk; birinin eline dolu bir silah verip sizi vuracağı anı beklemekten farksızmış . Ben o silahı yüreğimin şarkısını söylemeye başladığım gün onun eline verdim. Bir daha almamak üzere. Bizi yok eden acılar varmış hayatta . Bir de bizi büyüten acılar var ki dünyanın en acımasız yanı .. Seninle kalamadım ama hep sende kalacağım. Evinin karşısındaki duraktaki masa da oturup balkonunu izleyip sonrasında sabaha varamadığım o gecede kaldım ben , o günden beri.. Bir yere de gidemedim ..
Adamın biri, bir bilgeyi görmek için köye gider ve bilgeye şunları söyler: “Sanki içimde iki köpek var. Biri pozitif, sevecen, nazik ve anlayışlı; diğeri ise öfkeli, huysuz ve olumsuz bir köpek ve ikisi sürekli kavga hâlindeler. Hangisinin kazanacağını bilmiyorum.” Bilge, biraz düşündükten sonra şöyle karşılık verir: “Ben hangisinin kazanacağını biliyorum. En çok beslediğin köpek kazanacak, o yüzden pozitif olanı daha fazla beslemelisin.”
Reklam
Diyalektik *
_Spinoza: Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Leonardo da Vinci: Anlamadığın bir şeyi, ne sever ne de nefret edersin. _Marki de Sade: İnsanın anlamadığı ve bilmediği bir şeyden hoşlanmaması kadar doğal bir şey olamaz. _Gazali: Bir şeyi sevecek ya da düşman olacaksan, onu bilmen gerekir. _Freud: Sevmek için anlamaya gerek yok çünkü insan duygusal
Alain de Botton"un Felsefenin Tesellisi kitabından Bazen karşımdaki kadın ve erkeklerle, küçük bir kızın oyuncak bebeğiyle konuştuğu gibi konuşuyorum. Küçük kız oyuncak bebeğin kendisini anlamadığını bilir, yine de bilinçli bir biçimde kendini aldatarak iletişim kurmanın keyfini yaşamaya çalışır. İnsanları oldukları gibi kabul
_Fizyonomi: Yüz Okuma Sanatı
_Schopenhauer: Fizyonomi bilimi, yüzden kişiliği okuma sanatıdır. Bir insanın çehresinin şekli şemali, ikiyüzlülüğün hakim olamadığı yegâne sahadır. Her insanının çehresi bir haritadır. Bir insanın çehresi, dilinden daha ilginç şeyler ele verir çünkü onun yüzü, söyleyip söyleyebileceği her şeyin özetidir. Dil bir insanın sadece düşüncelerini ele
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 hours
Çocukların bu kitap ile buluşması umuduyla...
"Okuma tutkuların en soylusudur. Ekmek, nasıl bedeni beslerse o da öylece ruhumuzu besler, duygu ve düşünce dünyamızı zenginleştirir." Spoiler Bilge bir adamın iki oğlu vardır: Demircan ve Emircan. Demircan huysuz, tembel, kötü davranışları olan sığ biridir . Emircan ise abisinin aksine kibar, duyarlı, olgun, iyi niyetli bir çocuktur.
Mutlukent'in Yöneticisi
Mutlukent'in YöneticisiEmin Özdemir · Kök Yayıncılık · 2005192 okunma
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober, elimden bırakamadan bir solukta bitirdiğim kitaplardan biri oldu benim için. Masal, sihir yapmanın yasaklandığı ve perilerin sınır dışı edildiği bir ülkede geçiyor. Çok fakir bir ailenin çocuğu olan Zaches, huysuz bir bebek olduğu gibi vücudunda da bazı kusurlarla dünyaya geliyor. Ülkede kalan tek peri Rosabelverde ise, onu bebekken görüp acıyarak bir tılsım bahşediyor. Böylelikle Zaches, diğer kişilerce, olduğundan çok farklı bir şekilde son derece sevimli, yetenekli, akıllı, kibar biri olarak görünmeye başlıyor ve Zinnober adıyla hiç de hak etmediği halde, yanındaki yetenekli insanların yaptığı iyi davranışları, üzerindeki gücün etkisiyle sanki o yapmış gibi görünerek, hiyerarşi basamaklarını birer ikişer çıkıyor. Onu olduğu haliyle görüp işin içinde bir iş olduğunu fark edenler büyüyü bozmak isteyince de macera başlıyor. Yazarın öyle güzel bir anlatımı var ki, yarattığı evrenin içinde kaybolmamak elde değil. Roman her büyüklere masallarda olduğu gibi aslında derin toplumsal eleştiriler barındırıyor. Aydınlanma adına baskı ve otoritenin hakim olması, toplumun eski ve köklü değerlerine ihanet edilmesi, liyakatin azalırken hiç hak etmedikleri halde yeteneksiz ve bilgisiz insanların yönetim kademelerinde üst seviyelere gelmesi gibi. E.T.A Hoffmann’ın ülkemizde daha çok okunur olmasını dilerdim. Farklı bir diyara yolculuk yapmak isteyenlere, fantastik edebiyat sevenlere, şiddetle tavsiye ederim.
Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober
Küçük Zaches Namıdiğer ZinnoberE. T. A. Hoffmann · Can Yayınları · 2018167 okunma
353 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 29 days
içten bir anlatı
Mina Urgan'ı daha önce neden okumadım? Herhalde dinozor sevmiyordum. Ya da kendi isimlendirmesiyle söylüyorum 'dinozor bunlar' falan diye düşünüp okumak için elime almadım bu kitabı. Kaybolan yıllar diyelim. Proust gibi şimdi kayıp zamanın izini sürmeye çalışıyorum. Yanlış yaşanmışlıkların üstünü çizmek gibi, ya da daksillesek düzelir mi bilmiyorum. Ben bu sigara tiryakisi, rakı seven, biraz huysuz kimi zaman, ya da asi, ama hep sevecen olan bu bilge ihtiyar kadını geç tanıdım ama çok sevdim.
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211.4k okunma
152 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Ön bilgi: Helenistik dönem okumalarımın da sonuna gelmiş bulunmaktayım. Önemli bazı filozof ve eserlerini özellikle okumaya çalıştım. Aralarından birkaç mühim eserini atlamış olabilirim; ancak çok sonraları atladıklarıma dönüp bakmayı düşünerek de artık Orta Çag, Yeni Çağ ve sonrasına geçebiliriz. Söz konusu filozoflar ise Cicero, Seneca
Yasalar Üzerine
Yasalar ÜzerineMarcus Tullius Cicero · İş Bankası Kültür Yayınları · 2016936 okunma
_Freud ve Josef Breuer, nörotik semptomların, örneğin histerinin, gerçekte simgesel anlamları olduğunu fark ettiler. Bunlar da tıpkı rüyalar gibi, bilinçaltının dışavurum biçimleridir. _Breuer ile Freud’un Travma Kuramı’na göre, nörotik septomlar ve histeriler, travmalardan ve psişik hasarlardan ortaya çıkıyor ve bilinç dışında yıllar boyu
68 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.