Büyükler, eski günleri konuşurken uyuyakalmak diye bir şey vardı, sevmeler sessiz ve sebepsizdi.
Ne gösterişe gelir, ne nedenlere sığardı. Her şeyden önce samimiyet gelirdi. Sevda sırdı, söylenmezdi çay ile demlenir, dua ile süslenir, aminlerle süslenirdi..
Sevilenin adına türküler yakılır ama onun ardından kimseye yakınılmazdı.
Eşyalar pahası ile değil, hatırası ile kıymetlenirdi.
İnsanlar aldıkları ile değil, verdikleriyle değer ifade ederdi. Sâhi utanmak diye bir şey vardı.
Yüzsüzlük, profesyonellik adı altında prim yapmıyordu. Dert çekmenin bile bir adabı vardı, gönlün yükü gözlerden anlaşılırdı.
“Depresyon yok, gönül yorgunluğu vardı.”
Gönülden geçen ile dilden dökülenin arası böylesine uzak, böylesine hoyrat değildi. Evveldi, güzeldi ve tükendi.
🌿huzeyfemucahid