164 syf.
10/10 puan verdi
Merhaba sevgili 1K ailesi, Okuduğum en "özel" kitaplardan biri olan Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı'na dair duygularımı ve fikirlerimi paylaşmaktan mutluluk duyuyorum :) Eğer sayfalarını araladığınız kitap bir Mustafa Kutlu eseri ise her nasılsa yüreğinizi yumuşatan bir hikaye ile karşılaşacağınızı bir şekilde
Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı
Tahir Sami Bey'in Özel HayatıMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20122,348 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Orta yaşın ovasında okumuş olduğum bu kitabı çok beğendim ama tekrar okumayı kaldırmaz yüreğim. Zaten etkisi ömür boyu sürecek cinsten Iza'nın Şarkısı. Okurken en yoğun hissettiğim kavram "yaşlılık" üzerineydi *Ailem yaşlandığında ben aileme nasıl davranacağım? *Biz yaşlandığımızda çocuklarımız bize nasıl davranacak? Yani ne
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,393 okunma
Reklam
126 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Parça parça öyküler, olaysız hikayelerle iç içe geçmiş rüyalar ve kitabın tümüne sindirilen Peygamber (sav.) kıssaları… İçinde olayların az ve sahne geçişlerinin ince oluşundan ötürü takip etmekte yer yer zorlandığımız bir kitap ama Ali Haydar Haksal’ın kolaya kaçmayan hikaye anlayışını bilmemiz bizi şaşırtmıyor. Yine bir Ali Haydar klasiği olarak hüzün hakim öykülere. Yazarın pek çok eserinde göreceğiniz “uslu hüzün” sarmış karakterler burada da var. “Hüzün ki bize en çok yakışandır.” diyordur şair, kim bilir?
Rüya Rüya İçinde
Rüya Rüya İçindeAli Haydar Haksal · İz Yayıncılık · 201791 okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
Öneri yazısı
“İnsanlar yargılanmadan öldürülebilir, insanlar bir gecede kaybolabilir, doğal hakkı için gösteri yaparken dövülüp tutuklanabilir. İşkence görebilir; gördüğü işkenceden sakat kalabilir. Kendi kaderine sahip olmaktan men edilebilir. Seçtiği temsilcileri bile oligarşi atar. Düşüncesini hiç bir kısıt duymadan yazamaz, çizemez, anlatamaz. Kitaplar,
Türkiye'nin Demokrasi Tarihi
Türkiye'nin Demokrasi TarihiTevfik Çavdar · İmge Kitapevi · 201352 okunma
95 syf.
9/10 puan verdi
“GÖNÜL DAĞI”NDAN KOPANLARA AĞLAYA AĞLAYA GÜLDÜK
Gönül Dağı’ dizisini duymayan, bilmeyen pek azdır sanırım. Adını Neşet Ertaş'ın türküsünden alan ve “Bozkırda bir Anadolu masalı” sloganıyla izleyicilerin gönlünü fetheden ‘Gönül Dağı’, 2020 yılında TRT1'de yayınlanmaya başladı. Dizide yer alan arabaların plâka numaralarının 66 olması dikkat çekiciydi ki, bunda ‘Gönül Dağı’nın senaristi
Ağlaya Ağlaya Öldük Anam Bacım
Ağlaya Ağlaya Öldük Anam BacımMustafa Çiftci · İletişim Yayıncılık · 2021445 okunma
240 syf.
7/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
‘zamansız bahçeleri kucakladım’
1936 doğumlu Türk yazar,şair ve akademisyen Hilmi Yavuz’un çocukluğunun sımsıcak anılarından bugününe uzanan bir otobiyografi kitabı ‘Hüzün ve Ben’. “Hüzün ki en çok yakışandır bize.” diye yazdığından beri ‘hüzün şairi’ ne çıkmıştır adı.Haksızda sayılmaz hani,bizim kültürümüz hüzün kültürüdür. Kimliğimizin olmazsa olmaz parçasıdır hüzün.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
‘ın deyişiyle Hüznün Türk insanının “his tarihi’nde yeri büyüktür”.Kısaca bizim insanımızı anlayabilmek için önce hüznünü anlamak gerekir kanımca. Bu vakte kadar
Hilmi Yavuz
Hilmi Yavuz
un daha önce hiçbir kitabını okumamış birkaç şiirine,pasajına denk gelmiştim sadece.Öyle gönlüme değmiş olacak ki yazarın yaşam öyküsünü merak etmistim,çünkü ben nerde hissiyatıma denk bir isme rastlasam hangi ortak acılardan,sevinçlerden ve tecrübelerden geçtiğimizin kanıtını ararım kendimce. “İki yanı ağaçlı yoldan yürürken,birdenbire,asfaltın üzerini,erguvan çiçeklerinin bir halı gibi kapladığını fark eder,o müstesna görüntüyü bozmamak için durur,üzerlerine basmamanın yollarını arardım.Ama ara sıra,benden önce onların üzerine basanların ayak izlerini de görürdüm:” “Ezilmiş erguvanlar! Siz benim kalbimin Söylemiydiniz!” Diye ezilmişliği güzelliğe atfedip kaleme alan, çiçekle arasında hüzünlü bir bağ kuran yazarın ise gönlüme değen yanına kanıttır bu satırlar.Zira; “Hüzün ki en çok yakışandır bize.” Sevgi ve Muhabbetle..
Hüzün Ve Ben
Hüzün Ve BenHilmi Yavuz · Timaş Yayınları · 201376 okunma
Reklam
382 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Türkiye’nin demokrasi tarihi : 14 Mayıs 1950 den ; demokrat parti iktidarından başlayıp “Yeni İslami hareket? Adalet ve Kalkınma Partisi’nin” doğuşuna kadar olan zamanı çok güzel dile getiren yazar. Politikaya meraklı olup nerden okumaya başlayacağını bilmeyenler için ilk okunması gereken eserlerden biri bence... Gerçeklerin hep ön planda olduğu, yaşanılmış olaylara eser boyunca rastlarız... “Şiddet aynı şiddet, soygun aynı soygun, kan dökmede geriye adım yok; gene ilmikler boyunda, gene köşe başlarında kim vurduya gitmeler, karakol dayakları dört başı mamur işkenceye dönüşmüş; gene pahalılık, gene açlık, gene eğitimsizlik, gene sağlıksız milyonlar. Eskilerden sadece görece farkları var. Bunun için demokrasimiz Hilmi Yavuz’un şu dizelerini anımsatırcasına acılı ve sanaldır:” Ölümün anayurdu bendedir Solgun idam fermanıdır rüzigâr Bir türkünün derin ağaçlığında (Ya da) Hüzün ki en çok yakışandır bize Belki de en çok anladığımız Kapağının arka yüzündeki bu yazanları okuyup çoğu şeyi kavramamak mümkün değil... Doksan yedi yaşındaki cumhuriyet bu yapısıyla hâlâ demokratikleşme umudu içinde çırpınmaktadır... Son söz olarak; Tevfik çavdar’ a bende katılıyorum “demokrasimiz acılı ve sanaldır” diyorum...
Türkiye'nin Demokrasi Tarihi
Türkiye'nin Demokrasi TarihiTevfik Çavdar · İmge Kitapevi · 201352 okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Hüzün ve Hilmi Bey
Hani bazen bir yazarı görme, uzun uzun muhabbet etme olanağımız olamaz ya. Bu kitap bu olanağı soyut bir şekilde bizlere sunuyor. Adeta Hilmi bey ile sohbet edermişcesine, onun ağzından onun anılarını denemevari bir dille dinlemek (hây aksi okumak dicektim) hoşuma gitti. O koca adamı çocuk gibi düşünmek, çocukluk anılarını çocuk gözüyle okuyabilmek kendi çocukluğuma inmemi sağladı. Hayatı zevk alarak ne güzel de yaşıyor dedim. Çocukken her detayı bir romancı gözü ile kurgulayışına hayran kaldım. Eserin içinde ara ara diğer şairlerden mısralar geçiyor çok hoş bir tad bırakmış zannımca. Diyecek çok şey var ama ben onu Hüzün şairi olarak tanımadım. Hüznü yoğuran gerektiği yerde kullanan usta bir yazar. 'Hüzündür ki en çok yakışandır bize' diyor. Çağımızda eksik kalanları unutmamak dileği ile iyi okumalar... (:
Hüzün Ve Ben
Hüzün Ve BenHilmi Yavuz · Timaş Yayınları · 201376 okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
Hasan Ali Toptaş’ın hayranı olarak bu kitabı alır almaz okudum. Okurken Hilmi Yavuz’un “Hüzün ki en çok yakışandır bize...” dizesini içimden bir ses ara ara tekrar etti. İnsanların önce ululuk bahşedip, sonra her şeyi hiçe sayarak , açgözlülük ile saldırdığı minicik bir yüreğin, Güldiyar’ın hikâyesine tanık oluyoruz. “. Ben kötülük edenle kötülüğe maruz kalana aynı yüz ifadesiyle bakamam, her ikisine de gülümseyemem diyorum size. “,”Sen diyorsun ki, kötüler gelip bize kötülük edinceye kadar iyidirler, başımızın üstünde yerleri vardır.” Bu sözler misali kötülükler karşısında lal kesilmiş dudakların olduğu bir hikâye... Kendinizi sorgulayacağınız kitaplardan...
Beni Kör Kuyularda
Beni Kör KuyulardaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202010,2bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
"Hüzün ki en çok yakışandır bize" cümlesiyle ilgimi çekmiş olan kitaptır.Deneme türünde olan bu eser Hilmi Yavuz'un hayatında yolculuğa çıkarıyor bizleri. Yedi bölümden oluşan ve her bölüm insanı düşündüren bir cümleyle başlar...
Hüzün Ve Ben
Hüzün Ve BenHilmi Yavuz · Timaş Yayınları · 201376 okunma
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
İnsanı anlayabilmek, onun hüznünü anlamaktan geçiyor.
Yazdan çıktık. Eylülü geçtik. İşte ekimin son günlerindeyiz. Aslında bu aralar olmak istediğim yer, sonbaharın tüm renklerinin serapa sergilendiği Abant’tır. Düşünsene elinde Hilmi Yavuz’dan Hüzün ve Ben, masanda dumanı üstünde köpüklü kahven. Etrafında uçuşan sarı kırmızı ağırlıklı rengârenk yapraklar. Ve belki de kitaptan başını kaldırdığın anda
Hüzün Ve Ben
Hüzün Ve BenHilmi Yavuz · Timaş Yayınları · 201376 okunma
·
Puan vermedi
Ahmet Erhan alacakaranlıktaki ülke
Alacakaranlıktaki ülke Ahmet Erhan'ın ilk şiir kitabı. Kitabın ilk bölümü aynı zamanda şiir kitabının adını taşıyor. İlk bölümü 15 uzun şiirden oluşuyor. Burda şair 80 darbesinin hazırlayıcısı olan 78 yılında yaşanan(bu benim öngörüm) kaotik ortam ve anarşi ile beraber gelen işkenceler, silah sesleri, çatışmalar, kavgalar ve tüm bunların neticesi olan Ölüm'ü(özelde kendi arkadaşlarının ölmünü) büyük bir trajedi olarak gözler önüne seriyor. "soruyor yedi yaşındaki bir çocuk: Niye bu silah sesleri, niye bu ölümler." "Herkes birbirinin yüzüne sorar gibi bakıyor: bugun kim ölecek." "Karanlık alabildiğine karanlık ülkemin üstünde." Bir gün bunlar son bulursa şiir yazmayacağını bir deniz kıyısında balık tutacağını söylüyor. Fakat senelerdir ne bunlar son bulabildi ne de Ahmet Erhan şiir yazmayı bıraktı. O hüzünlendi yazdı, biz okuyup hüzünleniyoruz. Şair Hilmi yavuzun da dediği gibi hüzün ki en çok yakışandır bize yani doğunun çocuklarına ve analarına.
Alacakaranlıktaki Ülke
Alacakaranlıktaki ÜlkeAhmet Erhan · Bilgi Yayınevi · 1997180 okunma
118 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
“Hepimiz hüzün cemaatinin mensuplarıyız” Ah Neden Öldünüz” isimli deneme de yazarınHaydar Ergülen’den alıntıladığı bu cümle kitabın neredeyse heryerine sinmiş. Ve nedendir bilmiyorum kitapta hangi denemeyi okusam kafamda hep aynı cümle dönüp duruyor: “Hepimiz hüzün cemaatininmensuplarıyız”. İsmiyle müsemma bir kitap yitik hüzün; kimi zaman geniş çocukluk yıllarına dair bir hüzün kimi zaman roman yazarları ve şairlere dair,kimi zaman da yazıya, dergiciliğe dair bir hüzün… Ama bu hüzün kuru melankolik kof bir hüzün değil tabiri caizse “afili” bir hüzün. Postmodern dünyanın sunduğu başarı,huzur, mutluluk odaklı insan prototipinde yeri yok bu hüznün ne yazık ki ! İnsanlar hüzün değince ürküyorlar adeta artık ama o hüzün ki insana mayasını hatırlatıyor ve “sen insansın unutma” diyor. Yani aslında başarı ve mutluluk kadar hüzünde insanoğlun için. Unutmaya yüz tuttuğumuz hüznü hatırlattığı için “yitik hüzün” ü önemsiyorum. Ayrıca yazarın kısa özgeçmişindeki “yazı hayatı boyunca deneme türüne sadık kaldı” cümlesini de önemsiyorum ; zira sadakat yazarın her cümlesine sinmiş.Çok akıcı ve duru bir dil kullanan yazar kelimeleri yormadan yazdığı türü sevdirip diğer kitaplar için kapı aralıyor. Haydar Ergülen’le başladık Hilmi Yavuz’la bitirelim yazıyı:“hüzün ki en çok yakışandır bize belki de en çok anladığımız”…
Yitik Hüzün
Yitik HüzünAli Çolak · Zaman Kitapları · 201048 okunma