Sevinç ve Hüzün
12 yaşındaki bir hastamız... Tedavisi bitti, taburcu oldu bugün. Ufak bir zihinsel engeli var. Nedendir bilmiyorum, bugünden beri ne desem, aynısını diyor, sözlerimi tekrar ediyor sürekli. Neşesi de pek yerinde değildi oysa ki. "Yupppiii, artık eve gidebilirim" dedim, bu sözümü de tekrarlaması, biraz neşelenmesi umuduyla... "Yupppiii, artık eve gidebilirim" diye tekrar etti :) Durduk, bir müddet bakıştık, sonra gülüştük. İkimiz de tebessümle ayrıldık hastaneden. Gülen yüzünle günümü kurtardığın için teşekkür ederim İsra. Birbirine zıt iki duygunun - yani sevincin ve hüznün - bir arada yaşandığı yerlerdir hastaneler.
Bir fotoğrafa mutluluk, sevinç, şaşkınlık, hüzün, kırgınlık, hayranlık, pişmanlık, adını dilcilerin koymaya akıl edemediği yüzlerce duygu sığabilir mi?
Reklam
Tarifsiz bir sevinç; ve hüzün ve hüzün ve hüzün..
Yahya b.Muâz er-Râzî (ra) demiştir ki: :
İçinde hüzün olmayan sevinci talep ediniz.Bunu da içinde sevinç olmayan hüzün ile arayınız." Yahya b.Muâz demek istemiştir ki: Cennet nimetlerine ve oranın sevincine ulaşmak istiyorsan dünyada mahzun ol; daima gülen ve neşe içinde biri olma ki, cennetin neşe ve sevincine kavuşasın.İşte cennet, içinde hüzün olmayan sevinç ve rahatlıktır.
"4/3'ü hüzün, 4/1'i sevinç olan gönlümde hangi kesir, hangi ondalık hangi matematiksel olasılık mutluluğun formülünü çıkartacak" diye sordum? Cevap çok sert geldi; "Mutluluğun formülü kesirlerde değil, ondalıklarda da değil, olası matematiksel terim ve rakamlarda hiç değil eğer bir mutluluk formülü arıyorsan o yüreğinin yettiği her yerdedir!"
'Hüzün ve sevinç, insanların içinde yan yana, neredeyse birbirinden ayrılmayacak gibidir; fark edilmesi zor, akıl almaz bir hızla birbirlerinin yerini alırlar.'
Reklam
"Güzellik ruhunun ona karşı duyduğu çekimdir, gördüğün ama almak istediğin değil, kendini ona vermek istediğin şeydir. Onunla karşılaştığında, kucaklamak için ellerinin ona doğru uzandığı duygusu uyanır içinde. Bedenin bir sınav, ruhun bir armağan olarak gördüğü şeydir. Sevinç ve hüzün arasındaki o uyumdur. Gördüğün örtülü iken gördüğün şeydir, bildiğin meçhul iken bildiğin şeydir, duyduğun şey sessizlik iken duyduğundur o. Varlığının en kutsal yerinde başlayan ve hayal gücünün ötesine yayılan o güçtür..."
İnanın bana, bitkinim, bitkin. Çünkü hüzündür dedim işte bu kafamı bulandıran, bungunlaştıran.. ne diyeceğimi unutturan, sözü darmadağın eden hüzündür dedim, size. Biliyorum.. adım gibi hem de; onlar yıllar sonra mutluluklarını hiç kimsenin görmediği bir yıldıza benzeyen elma gibi görecek, ama içinden kapkara, kıvır kıvır kurdun çıktığını da görecekler. Ve, bunu da adım gibi biliyorum, kırk yedinci veya bilmem kaçıncı yaşlarının loş odasından Nisan güneşinin yıkadığı paydos sokaklarına bakan pencerelerinde beyhûde sevinç ve heyecanlarla parça bölük türküler mırıldanacaklar. Hangi kelebekti o toz pembe çiçeğe iğrenç yumurtasını koyan diye düşünecekler mi? Bilmem onu. Ama hüzün kafalarını bulandıracak, bungunlaştıracak, sözlerini darmadağın edecek; bunu da biliyorum. Siz ne dersiniz dramı, trajediyi... ve mutluluğu kazık kadar olmuş, odunlaşmış kadınlarla erkeklerde arayan koca budalalar?
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Sevda ile kara sevda arasındaki renk farkı ışıltılı kalbini de karartmaya başlamıştı. Kalbindeki bir damlacık süveydanın ne zaman ve ne kadar karardığını, aşkının ne vakit kara sevdaya evrildiğini bilemeyecek kadar tutkundu artık. Tarif edemiyordu, anlatamıyordu ama hissediyordu. Kalbinde bir sızı gibi, bir hüzün gibi, bir sevinç gibiydi ama tam olarak yaşadığı neydi, bilemiyordu. Bütün benliğiyle ve bütün hücreleriyle kuşatılmıştı, o kadar...
Sayfa 30 - Kapı Yayınları
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.