Ey Göçebem ! Yakarım o vakit bende bir sigara,kadehime de seni doldurup. Sevinçten yapma tütün kağıdına sarıp bütün şiirlerini kokunu. Çekerim içime seni derin derin. Beklerim seni sen gelirsin diye yürüdüğün yolun bütün sokak başlarında. Gönlümün ruhuma açılan bütün kapılarında. Halenden yansıyan bütün denizlerinde. Beklerim seni sen gelirsin diye. Sabahsızca gecelerde. Zamansızca günlerde. Hüzün ve sevinç yağmurları çiselerken yüreğime. Beklerim, çıplak ayak yürürken kumsallarda Kurak, çatlamış, kurumuş topraklarıma bahar gelene kadar. Beklerim seni sen gelirsin diye.
BİR GÖNLÜN KAFESİNE SIĞMAYAN HİKAYE
Gecenin en zifiri -ruhların en çıplak olduğu bir Kilikya gecesiydi. Akdeniz tuz kokan gözleri ile karanlığın içinden Toros Dağlarına bakıyordu. Toros dağları şehrin kadehlerine kamburundaki keskin ayazı dolduruyordu. Mezesi yoktu o gecenin. Kadehler konuşuyor,ruhlar şiir olup geziniyordu cadde sokak. Gecenin en mor saatleriydi. Gözlerde uykunun
Reklam
Hüzün dolu yüreklere, inşirah yağmurları ver Allah'ım...
SONUNA YETİŞECEK NASILSA HERKES...
Kim geç kalmışsa bineceği trene, bir çınar, bir ıhlamura takılır gözleri ya da yeşil bir bavula gözlerinde mahcup, gözleriyle ihtiyar binlerce şimşek yağmurları çağırır ya bir film seyredilir nihayet ya bir ölüm hüzün hiç durmaz, raylar boyunca yürürken üşür.
Sitare
Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde Kirpiklerin yüreğime batıyor Telaşlı bir kalabalığın ortasında Ayaküstü konuşuyoruz Nedimin nigehban nergisleri gibi Üstümüzde bütün nazarlar Çok utanıyorum Sitare Dün oturup hesap ettim Sen doğduğun zaman Ben bir askeri mektepte talebeymişim Sen bilmezsin Sitare
Hüzün yağmurları Dağıtır tüm umutları
Reklam
Bir garip yalnız bulut göründü gökte Hüzün yağmurları yağdırdı yüzüme Ben sildikçe yağdı sağanak sağanak Alışkanlık oldu hüzünle yaşamak
Sen Yine Susmalarını Giyin Ey Yâr
Şimdi yıldızlar seyrederken buz gibi geceyi Tut ki üşümüşüm Tut ki gözyaşım Donmuş gözlerimde İçimdeki tek sıcaklık Bize dair hayallermiş Hasretin naralarıyla ağladıkça
Yine bağrı yırtılmış bir gecenin hüzün kokan kokan bahçelerinde geziniyorum. Gökte ay pusuya yatmış, yeryüzünde çiçekler sağır uykuda. Yürürken sevgiye doğru koşar adım, ayaklarım takıldı bir kahpe yalana. Beklerken saatlerin geçmesini revamıydı uyurcasına kapatmak gözleri geceye. Sarılıp uyumak battaniyeye. Sonra uyanmak hakikatin çığlığında. Revamıydı.. Kadehime senden kalma aldanışları doldurup içiyorum şimdi yalnızlığıma. Kabuğumu sen diye boyadığım şiirlerimle bir beste tutuyorum sen kokan saatlerde. Sen uçup gittin bu şehirden, şiirlerin kaldı mahzenlerimde. Başımı yaslayıp her bir satırına,kokusunu çekiyorum sen kokan virgüllerin. Yıkılıyor tek tek umutlarım, duygularım sırılsıklam. Gökte Bahar yağmurları yağıyor,benim içimde hakikat yaşları. Çiçekler bahara yaprak açıyor,benim içimde yaprak dökümleri. Havada güzel bir rüzgar esiyor yaprakların saçını okşayan,ruhumda hazan yeli esiyor elveda dercesine . Topladım tüm sevinç ve hüzünlerimi ,bir kuş gagasına sığdırıp yaşanmışlıkları, salıveriyorum şimdi kâğıttan yapma bir gemiyle o karanlık sulara. Sözlerim yerine gelmekten usandı, kulaklarım yerine gelmeyenlerden. İnançlarım yalanların koynunda uyuya daldı, samimiyetlerim aldatmacaların peşinden koştu hep. Sağır oldu gözlerim görmezden gelerek her defasında,dili şişti kulaklarımın konuşmaktan lal olana kadar. Ay gün diye açarken gecelerinde, ben dipsiz karanlıklarında hapsoldum sözlerinin. Yıldızlar meşale gibi parlarken bakışlarından, ben mum alevinde seyrettim hep seni. Ayaklarım şişti sana gelen yollarda, sevinçlerim kursağında kaldı dolambaçlı yolların.
Bir Eylül Göç Vurgunu
Gecemin lambası yok gün doğumları olmayan bir şehirde Düşse, düşeceğim hiç gelmediğin ömrüme... Günlerden bir gün Aylardan Eylül Gecenin perçemleri günü kucakladığı vakitler Beynimde bir hikaye kurguluyorum Canımı acıya yamayıp yazıyorum yamalarım dikiş tutmuyor sökülüyor, haykırsam sesim boğulacak... Harflerim dökülüyor satırlarıma hepsi
Reklam
Şimdi Sen
Seyrederken buz gibi geceyi Tut ki üşümüşüm Tut ki gözyaşım Donmuş gözlerimde İçimdeki tek sıcaklık Bize dair hayallermiş Hasretin naralarıyla ağladıkça Gözlerimden akan gözyaşım, sana değdi.
Yağmurları kardeş olan kentler tanıdım Çoğunda hüzün vardı Ve Çoğunda da aşk rüzgârları esiyordu hep ... -Hüsnü Bala
Hüzün yağmurları olmuş bir âb-ı dîde'm Her bir leyâlde yalnızım ben İçimin yandığını bilip neylersem Her bir leyâlde yalnızım ben İçim ağlarken, yüzüm gülse bile Acıya alıştım ki ben Ne kadar mutlu görünsemde Her bir leyâlde yalnızım ben.
554 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.