İstanbul'u , kozmopolit bir ülkeyi (ki bence ülke) kitapta yaşamak bu olsa gerek. Tıpkı onun gibi kozmopolit bir aile olan Kazancı ailesinin birbirinden farklı, hüzünlü, neşeli, asi, geçmişte kalan, an'ı yaşayan ve elbette ki olmazsa olmaz hasır altına itilmeye çalışılan feminizmin dumanını kokladığım ve ülkemizin aşamadığı en büyük dramlardan biri olan ensest ilişkiye atıfta bulunmuş yazar.
Ermeni sorununu irdelemiş karakterleri aracılığıyla. Bunu savunan bir kalemi olduğu için yazar ve kitabı çok eleştirildi, hatta yargılandı. Kitabı okuduğunuzda yazarın hangi tarafı daha çok beslediğini, hangi tarafı asimile etmeye çalıştığını anlayacaksınız.
Yine kitabın finalinde okuyucuyu alabora etmeyi fazlasıyla basarmış kelime cambazı yazar :)
Zengin bir anlatımı olduğunu düşündüğüm yazarla tanışmanızı tavsiye ederim .
Baba ve PiçElif Şafak · Doğan Kitap · 201715,7bin okunma
TRT dizisinde duydum yazarın adını. Övgü alan bir öykücü. Kitaplarını merak ettim. Bununla başladım. Çok sıcak, içten, bozkırın tadını veriyor. Yazar hayatını çoğunlukla Yozgat'ta geçirmiş, özelde Yozgat'ın genelde bozkırın (iç ve orta anadolunun) ya da taşranın kültürünü, sıcaklığını, gündelik yaşamını, aşklarını, kavgalarını iyi
Beni Hakan Günday ile tanıştıran kitap. Kullandığı dil, sokak kültürü ilk başta pütürlü gelse de, sonradan adapte oluyorsunuz. Tabii kitap ve yazar kavramı görecelidir. Bana hitap eden, sana zerre hitap etmez. Çok beğenerek okumuştum. Kendilerini hayatın mücadelesinden ayıklamış, uyuşturulmuş gibi uyanması mümkün olmayan bir bağlılıkla birbirlerinden ayrılmayan dört arkadaşın hikayesi. Barbaros, Cenk, Hakan ve Afgan. Onlara kısaca "piç" deniyor. Aileleri tarafından dışlanmış bu toplumdışı kişilerin hayatlarını okuduğunuzda, hep aynı duyguda kalmıyorsunuz. Metaforlar var ve insanlar, onların yaptıkları hakkında sağlam cümleler var. Kitabın içinde geçen "Afacan Dennis"adlı çizgi filmin gerçek hüzünlü hayat hikayesini okuduğumda çok şaşırmıştım! Arada böyle ilginç bilgiler vermesi Hakan Günday'ın tarzı. İtinayla tavsiye edilir..
“Ama söz vermiştin hüzünlü bir hikâye anlatmayacağına” diye sitem etti Kayıp Güvercin Yavrusu. “Seni uyarmıştım. Acıklı bir hikâye duyarsam kanatlanıp uçarım demiştim.”
...
"Anlaşılmayı ummak değildi niyetim. Zaten isteseler de anlayamazlardi. Dünyanın çürümüş ruhunda hapsolmuştu karanlıkları.... Dokunmaktan aciz oldukları kalplere , Göz ucuyla bakmayi dahi reddediyorlardi...
Hangi unutulmuş zamanda üşüyordum bilmiyorum.. Ama insan denilen varlığın, varlığına dahi katlanamiyordum... Hüzünlü titreşimlerimi ve yorgun titreyişlerimi anlamayan müsvedde bir kalabalığın arasında yavaş yavaş yok oluyordum.
Anlamak kadar anlaşılmak da boktan..Kimi neden anlamak isteyeyim ki bunca anlamsızlığın içinde neyi kime anlatayım.
Bazı duygularin piç edilişinin kaçıncı yılını kutlayayım ?
Ya da sonucunu çoktan bildiğim hangi boktan insan arttığının hayatına sokulayim ?
Her insan bir başkasının artığı iken , ben hangi birinde tazelenmeyi umayım?
Ben yoruldum, sıradaki hayalkırıklığı hakedenlere gelsin...🖤 "
Sev🍀
14.09.2023
MESAFENİN ŞİDDETİ
Yalçın Tosun'dan okuduğum 3.kitap oldu. İnsan ilişkilerini cinsiyet vurgusuyla ince ince işleyen, sarsıcı, sürükleyici, samimi öyküler.Tecavüz çocuk istismarı ve ensest gibi karanlık sularda farkındalığı artırıcı metinlerin en kuvvetli kalemidir Yalçın Tosun. Okumadıysanız mutlaka tanımanız gereken bir yazar.
Hukuk Fakültesi
Ama söz vermiştin hüzünlü bir hikaye anlatmayacağına diye sitem etti kayıp güvercin yavrusu. Seni uyarmıştım. Acıklı bir hikaye duyarsam kanatlanıp uçarım demiştim.
William Shakespeare gerçekten her tiyatro eserini hayranlıkla okuduğum bir yazar, usta. Şuana kadar her eserini özümseyerek ve ince anlamlarıyla derinlere inerek okumaya çalışıyorum.
Daha önce okuduğum eserlerinden hepsini çok beğensem de en çok
Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan ilk yazarımız Orhan Pamuk tarafından yazılan ve 2016 yılında yayımlanan kitabıdır. Kırmızı Saçlı Kadın, içerik olarak doğu ve batıyı sentezleme peşindedir. Doğu ile batının yanlışını, doğrusunu ele almış. Bunu da hem doğudan bir hikaye olan Firdevsi’nin Şehname’si ile hem de batıdan bir hikaye olan Sophokles’in Kral