"Ben Öldükten Sonra İnşallah Pişmanlık Duymazssın."
Atatürk’ün duygusal bir anısını size aktarıyorum: “Türk Milleti! Ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet bayramını, daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne Mutlu Türküm diyene!” sözleriyle bitiyordu. Bu son cümleden önce, Atatürk’ün sesinden duymadığımız, ancak kâğıda yazdığı şu sözler duygu yüklü, hüzünlü bir veda gibiydi: “Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden (Türk Milleti’nden) ve bütün medeni beşeriyetten (uygar insanlık âleminden) dileğim şudur: Beni hatırlayınız!” Atatürk Nutuk metnini el yazısıyla yazmıştı. Bir gün, o sırada Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olan tarihçi Hikmet Bayur’a okuttu. Hikmet Bayur metni okuyor ama sıra o “Beni hatırlayınız” cümlesine gelince içi burkuluyor... Ve metnin tamamını okuyup bitirince şöyle diyor: “Gazi Hazretleri, eğer izin verirseniz bir şey söylemek istiyorum. Bu cümle bir vedayı hatırlatıyor. İnsanlar elbette fanidir ama böyle mutlu bir günde, Cumhuriyet’in Onuncu yılında, milletin kalbini bir veda acısıyla yakmayınız.” Hikmet Bayur işin sonrasını da Cemal Kutay’a kendi anlatmış: “Benim bu sözlerimden sonra düşündü... Yüzüme uzun uzun baktı ve aynen şöyle dedi: ‘Bu söylediğin doğrudur. Ben bu cümleyi kaldıracağım. Ama bunu bana kaldırttığın için ileride, ben öldükten sonra inşallah pişmanlık duymazsın.”
Doğaçlama-Akşamüstü
Hangi yöne dönersem döneyim, akşamüstü gökyüzünde aşılamaz bir karanlık var. Şiirin içinde yalnızlıkla yoğrulmuş, yokluğun sesi yankılanıyor. Aydınlık artık geride kaldı, güneşin son ışıklarıyla gökyüzü kızıllaştı. Karanlık her yeri kaplamış, sessizlik içinde yankılanan adımlarım bile yankı bulamıyor. Bu hüzünlü manzara içinde kalan yürek, uzaklarda beliren bir umudu arıyor, belki de yeni bir başlangıcın habercisi olan aydınlığı bekliyor.
Reklam
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
HAKSIZ YERE BİTEN HAYATLAR
Yasin Bey’in sağ kolundan tutan bir asker, sol kolundan tutan diğer askerle birlikte rutubet dolu, dar, karanlık koridorda ilerliyorlardı. Yasin Bey etrafı detaylıca inceliyordu. Nasıl olsa ömrünün geri kalanını burada geçirecekti. Dar uzun koridordan bir süre daha ilerledikten sonra sağ koluna girili olan asker Yasin Bey’in kolunu bırakıp
Vazgeçmelisin bazen çünkü çok seversen kırılırsın bırak acın yüreğinde kalsın bırak mutluluktan bahsetsin başkaları sen kendinle kal hep tatlı bir gülümsemede ara yüzünü çıplak bir rüzgarın sesinde bil çalan son şarkının da, bizim için çaldığını küçük bir kulübe yap kendine kırık bir yüreğin kırık bir saatin atışından bil zamanın geçtiğini bırak saçlarına düşen aklarda arama gençliğini gökyüzüne daha fazla bak biraz mavi biraz özgür ve biraz da umutla karşıla geçip giden ömrünün sonbaharını mutluluktan bahset geceleri gidenleri sevgi ile yad et bir balkon kenarından bak dünyaya yeşiliyle sev karakterli bir hayat yaşa bırak acılarında seninle gelsin hüzünlü olduğun için suçlama kimseyi yalnızlığınla barışık ol..
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Reklam
Ömrüme ömür katsan, demli çayım, senli yanım olsa, şiirler vuslatımızla son bulsa... Beklenmeden gelen bir nisan yağmuru olsan mesela. Ve düşsen şehrime, sokağıma, yüreğime Hüzünlü yanım senle huzurlu yanım olsa. Hüzünüm son bulsa... Sen dileğim olsan bana, ben ise tutunacak dal olsam sana. Sonra sen bir dilek tutsan. Dilek tutman için yıldızların kayması mı gerek? Gönlüm, gönlüne kaysa. Gel, şiir ol kalbime. İki satır gözlerinden, bir ömür gönlünden bahsedeyim...
İyi Bayramlar
Kalbimin bir köşesinde zulüm gören, öldürülen, açlığa mahkum edilen onlarca insan, onlarca çocuk... Dilerim son hüzünlü bayramımız olur. Hepimizin bayramı mübarek olsun. Rabbim tekrar yaşamayı nasip etsin.
Bu Ramazan Bayramı son yüzyılın en hüzünlü Ramazan bayramlarından birisi.. Bizler huzur ve güven içinde bayramı kutlarken silahlar altında kutlayan kardeşlerimizi unutmamamız lazım hayırlı bayramlar 🙋🏻‍♂️ Allah bütün mazlumların şerefini artırsın 🤲🏻
Özlemler son bulmuş, hüzünlü tebessümler çiçek açmış.
Reklam
"Özlemler son bulmuş hüzünlü tebessümler çiçek açmış."
Resim