Yakından bakarsanız gözlerinin kenarlarında yalnızlığın gölgelerini, bir zamanlar hissettiği ve uzun yıllar boyunca elde etmek için çok çalıştığı her şeyin bir anda elinden alınabileceğinin bilinciyle yaşanan dışlanmışlığın süregelen izlerini görebilirdiniz. Ve sonra da belki memnuniyetin neden yeterli olmadığını sorabilirdiniz. Acaba çok zor kazanılmış olma gerçeğiyle, bunun kendisine bahşedilmiş ama bu hakkın asla kendisinde güvencede olmayacağını mı kabul edemiyordu? Öte yandan ne yeterli olabilirdi ki? Aramakta olduğu neydi? Acaba kendi iç dünyasında belirli bir huzur muydu aradığı? Yoksa sadece daha büyük bir şeyin yalnızca bir işareti ya da belki bir iması mıydı aradığı?
Huzur tam olarak neydi? Bulunduğun yer, ait olduğun insanların varlığı, bir tatlı söz, güzel bir akşam yemeği, mutlu olduğunu hissettiğin sessiz dakikalar… Bazen bir kitabın sayfası, bazen olduğun yerden seni alıp götüren bir melodi, bazen bir çift göz… Huzur, her insanın bedeninde, zihninde, hayatında farklı bir şekilde cereyan ederdi. Bana göre ise huzur, düşünmemekti. Gelecek kaygısını, olumsuzlukları, var oluşun sebebini ve bir gün nasıl yok olacağını düşünmemekti.
Sayfa 326 - Artemis Milenyum YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Kendisi bu dünyada önemsiz bir solucandan başka neydi ki öyle uzun uzadıya üzerinde durmaya değecek biri değildi, feleğin çemberinden geçmişti, resmi görevi sırasında gerçek uğruna nelere katlanmamıştı, bu uğurda pek çok düşman kazanmış, hatta bunlardan canına kastedenler bile çıkmıştı, artık kendine huzur bulacağı bir yer arıyordu,"
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Yazarın en iyi yapıtlarından biriymiş ki, öyle geldi bana da
Yalnızsın dünyada ve sonsuz, Sana döner her yaratılmış şey, Sende, ölüm, huzur bulur Çıplak doğamız; Mutlu değil, ama güvende Eski acıdan. Derin gece Bulanık zihnimizde Kaygılı düşünceyi karartır;
Sayfa 130 - Frederick Ruysch’un Çalışma Odasındaki Ölüler KorosuKitabı okudu
Hiçbir şey söylemeden, o da yatağın, doktorun bir ayağını çekerek kendisi için boşalttığı bir köşesine oturdu ve dinlemeğe (viyolon konçerto) başladı. Neydi bu? Kendisine sorsalar, "şüphesiz dünyada en bağlı olduğum şeylerden biri" derdi. Fakat yine hiçbir şey söylememiş olurdu. İnsan talihinin bir remzi miydi? Bir şikayet veya tevekkül müydü? Hatıraların, gayri şuurun ışığında muzlim bir raksı mıydı? Hangi ölüyü çağırıyor, hangi zamanı diriltiyordu? Yoksa sadece bir devin, insan kılığında, fakat insandan çok başka bir mahlukun içindeki kuvveti harcamak için hayatın dışında, kendi kendine didinerek kurduğu bir başka dünya mıydı?
Sayfa 364 - DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: MÜMTAZKitabı okudu
Reklam
215 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.