Çinli şair anlatmış vaktiyle: Yolda bir seyyahla, uzun bir yolculuğa çıkacak bir seyyahla karşılaşmış: “Eşeğimden indim, bu seyyaha veda şarabından ikram ettim. Nedir senin yolculuğunun amacı diye sordum. Şöyle dedi bana: Şu fani dünyada muzaffer olamadım. O yüzden Nan-Chan dağlarına çekilip orada huzur arayacağım.” Peki neydi bu seyyahın aradığı? “Sükûnet,” dedi, “dinginlik: Tek istediğim şey, zümrüdi sisler içinde bir ömür geçirmek.”