“ Ait olduğu yeri bulamamıştı çünkü. Kendini bulduğu her yere uyum sağlamış , işte ve eğlencede iyi olması sebebiyle , hakları için savaşma ve karşısındakinde saygı uyandırma isteği ve yeteneği sayesinde her zaman ve her yerde sevilen biri olmuştu. Ama hiç bir yere kök salamamıştı. Etraftakileri memnun edecek kadar uyum sağlamış ama kendisi tatmin olamamıştı. Her zaman bir huzursuzluk hissiyle altüst olmuş , daima ötelerden gelen bir çağrıyı duymuş , kitapları , sanatı ve aşkı bulduğu ana kadar hep dolaşmış ve aramıştı.”
“Ancak hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır. Kurduğumuz düzen hep öyle sürüp gidecek sanırız. Birden ip kopar, ışık söner, her şey darmadağın olur.”
“Evet, evet her gün biraz daha ihtiyarlıyoruz Suvan, her gün biraz daha çöküyoruz. Vakit durmaz ki! Ama boş yere geçirmiyoruz vaktimizi. Önemli olan da budur. “