Vay vay vay.
Kafeinin ne kadarı zararlıdır? İnsanların sıkılınca geleneksel olarak başvurdukları üç şey alkol, nikotin ve kahvedir. Alkol alınmasına ve sigara içilmesine sağlık kuruluşlarınca karşı çıkılmasına karşılık kahve içme alışkanlığı hiç bir zaman benzeri eleştirilerle karşılaşmamıştır. Halbuki fazla miktarda kahve içimi de anormal zihinsel
Sayfa 105 - AykırıKitabı okuyor
Ait olduğu yeri bulamamıştı çünkü. Kendini bulduğu her yere uyum sağlamış, işte ve eğlencede iyi olması sebebiyle, hakları için savaşma ve karşısındakine saygı uyandırma isteği ve yeteneği sayesinde her zaman ve her yerde sevilen biri olmuştu. Ama hiçbir yere kök salamamıştı. Etrafındakileri memnun edecek kadar uyum sağlamış ama kendisi tatmin olamamıştı. Her zaman bir huzursuzluk hissiyle altüst olmuş, daima ötelerden gelen bir çağrıyı duymuş, kitapları, sanatı ve aşkı bulduğu ana kadar hep dolaşmış ve aramıştı.
Reklam
Mezhep savaşları da moda gibiydi. Yirmi yılda bir kendini tekrar ederdi. En azından Ortadoğu’da. Batıda insanlar kendilerine yakışanı giymeyi çoktan öğrenmiş olduğundan, artık sadece fosil yakıtlar gibi asil renkler için kan döküyorlardı. Ancak Avrupa Parlamentosu ve Beyaz Saray’daki halılardan kan lekesi çıkarmak özellikle zordu, bu yüzden de
"Bu kızın kafasında öfke ile sevdanın, gurur ile aşağılanma duygusunun, intikam ile matemin dolaşık bir yün yumağı gibi iç içe geçtiğini görüyor, bir parça üzülüyorum."
Sayfa 61
"Demek ki bazı acıları ölüm bile unutturamıyor, bazı davranışlar ölümden sonra bile bağışlanmıyor" diye düşünüyorum.
Sayfa 60
"İnsanlık ağacının kırılmış dallarıyız."
Sayfa 47
Reklam
"Evet, evet IŞİD denilen bela da bu işte. Kanlı toprakların kanlı teşkilatı. Hüseyin'i de onlar vurdu zaten."
Sayfa 45
Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğun'nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur. "Merhamet zulmün merhemi olamaz!"
Sayfa 45
Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir.
Sayfa 45
"Merhametten maraz doğar derler, bilirsin, her şeyin fazlası fazla."
Sayfa 32
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.