"Sonra, hâlâ hayranlıkla bakmakta olduğum badem gözlerini alıp gidiyor, beni karmakarışık bir ruh hali ve giderek yoğunlaşan sorularla baş başa bırakıyor.."
Sayfa 21
"Âşık olmuş, diye tamamlıyorum cümlesini. Hayır, diyor içinden yükselen isyan duygusuyla, iblise âşık olunur mu hiç!"
Sayfa 21
"Meleknaz mı? Suriyeli mi o kız diye soruyorum pekiştirmek isteyerek. Evet, diyor. Aysel, zaten sığınmacı kampında tanımış onu, hayatına mal olacağını bilmeden de ona deli gibi..."
Sayfa 21
"Hoca fetvanın ne olduğunu anlatmış, sonra içimizden birinin fetva vermesi gerekse o makama kimi layık gördüğümüzü sormuştu. Hepimizin başı Hüseyin'e dönünce gülmüş, evet demişti, fetva olsa olsa Hüseyin'e yakışır bu sınıfta, büyüyünce molla olacak bu oğlan."
Sayfa 18
"Zaten kafası hep ölüm düşünceleri ile doluydu. Kırmızı rüzgârın, mahşer gününün bir işareti olarak estiğini, bu fani dünyanın nimetlerine dalıp gitmememiz için bir uyarı olarak gönderildiğini söyler dururdu."
Sayfa 17
"Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın artık anne!"
Sayfa 13
Şu küçük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
Fernando Pessoa, Huzursuzluğun Kitabı
kavgacıyım evet, hu-huzursuzluk yaparım evet
Onu seviyor muyum? Evet.
Sayfa 289 - iletişimKitabı okuyor
Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
