Sen ki, gül bahçesinde kalbimin mâhurusun
Bir de hüzzâm yerine bana nihâvendi sun
O kâbus günlerin matemi unutulsun
Gülümse de ruhumun gözyaşları kurusun
|
İkimiz için tuttum gelecek olan şarkıyı.
Neşeli bir şey çıksa bari,
Ayrılıktan bahsetmese,
Uzaklardan, gözyaşından...
Kaçıncı oldu bu arka arkaya hüzzam.
Hiç olmazsa arada olsun,
Nihavent bir şarkı koymaz mı insan...
kara bir balta buldu akşam vuracak noktayı
hücreler doldu bir ıslık en yakın maçka tramvayı
kim bırakmış yalnızlığıma bu hüzzâm şarkıyı
kimin bu karanlık kimler sürgülemişler kapıyı
insan olan bağlar her koptuğu yerden yaşamayı
🍁
“Komşunun radyosunda, her sene bu mevsimde durmadan çalan yine o hüzzam şarkı var:
Böyle mi esecekti bu mevsimde bu rüzgâr
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar
Unutmuş ellerimi eşim, dostum sevgilim
Kalbim acılarla bölünmüş dilim dilim
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar…”
🍁
Ayrılık mevsimidir bu aylar…
Yazlıkçılar
Önce sevmeyi öğreneceğiz. İlmik ilmik bir kuşatma saracak içimizi, dışımızı. Tuhaf bir ikindi olacak vakit. Uyku ile uyanıklık arasında dayanacağız rıhtıma. Kaybettiğimiz rotayı bulmak için yeni seferlere çıkmanın arifesinde bir hüzzam faslı tutturacağız. Hafif bir dalga vuracak sahile. Dağılacak saçlarımız. Özlemeyi de öğreneceğiz.
youtu.be/fBKWPl1WxnY
"Dinmiyor hiç bu akşam ne gözyaşım, ne acım
Bu akşam her akşamdan sana pek çok muhtacım."
Beste: Ziya Taşkent
Güfte: Mehmet Erbulan
Makam: Hüzzam