Ya hiç dönmezsem? Sonuçta bunu istiyordum. Burada olmayı, yalnız başıma yabancı bir kentte oturmayı. Bağlantı yok, kimse yok, yalnızca ben, dilediğimi yapmakta özgürdüm.
Bu hayat tarzı yorucu değildi, güç kullanmayı gerektiren hiçbir şey yoktu, ama içinde birazcık dahi ilham barındırmadığından beni patlak bir lastik gibi söndürüyordu.
Geçen bahar, akşamları yatarken Safranski'nin Heidegger kitabını okurken felsefi yorumlarını anlamadım, sınırlarımı sonuna kadar zorladığımda bile anlamlarını çıkaramadım.
Tabiat zayıf kimselerin , kuvvetlilerle çiftleşmelerini istemez, yüksek bir ırkın, basit bir ırka karışmasını kabul etmez. Çünkü, binlerce asırdan beri tabiatın beşeriyeti yüceltmek için takip ettiği gaye bir anda boş bir iş haline sokulmuş olur. Bu kanunun hadsiz hesapsız delillerini bizim önümüze seren tarih, gayet açık olarak şunu kaydetmiştir:
Saf bir ırk, kendi kanını daha aşağı bir topluluğun kanı ile karıştırdığı takdirde, ortaya çıkan melezlik medeniyet getirecek olan milletin felaketi şeklinde tecelli eder...