İlahi değerlere ve tanrısal öze sahip olan böyle bir varlık , gündelik hayatın peşine düşer . Bu her canlı insanın katili ve içine her gün insanın yüce değerlerinin battığı bir bataklıktır. İnsan , hayatın , gündelik hayatın , tekrarlanan hayatın , döngüsel hayatın aynı aptal döngüsüne , amip ve mikroplardan bitki ve hayvanlara kadar bütün hayatlara hakim olan aynı döngüye düşer . O döngü içinde sürekli yer , uyur , kalkar , yemek için çalışır , çalışmak için yer , boş kalmak için çalışır , çalışmak için boş kalır , tüketmek için üretir , üretmek için tüketir . Öyle ki neresinden tutsan döner . Hz Ali’nin ifadesiyle , tıpkı değirmen eşeği gibidir . Sabah yola salarlar ; çalışıp çabalayarak hareket eder , gider gider ama gün batımında sabah başladığı yerde olduğunu görür. Dön dur . Bu fasit daire, hem geçmişte hem de şimdi , medeni veya ilkel ,Doğulu veya Batılı her insanın kaderidir.
Ahlâkın bozuk olduğu bir toplumda yalnızlık şifadır diyor Hz. Ali (r.a). Susarak unutmayı, yaşayarak alışmayı, güvenerek aldanmayı ve severek kaybetmeyi öğrenmiş her insan için yalnızlık dert değil sadece zevktir .
Hz. Ali "Kalbin dönüşleri vardır" demiş. Demek ki kalp her zaman aynı kalmıyor, hayatın getirdikleri zaman zaman bizi değiştiriyor. Halden hale giriyoruz bu yüzden.