Hazreti Ali ' den daha çok peygamber efendimizin hayatını okudum. Hz. Ali hakkındaki bilgiler peygamber efendimizin ölümüne kadar kısıtlı, daha sonrasında da halifeliğe gelişi ve yaşanan olaylarla son buluyor. Bana çok yeterli gelmedi bu kitap. Bazı suçlama ve ithamlar var bazı ( bir müslüman olarak konduramadığım) sahabi efendilerimiz hakkında ne derece doğru bilemiyorum.
Üstad bir yandan yeriyor,suçlayıcı yazmış bir yandan da övüyor sanırım o da benim gibi toz konduramıyor.
Herkesin okuması, bilmesi gereken kitaplardan . Keyifli okumalar!
Hazret-i AliNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20201,111 okunma
Yazarı tanımakla başlayalım ilk okarak. Sosyoloji ve dinler tarihi üzerinde çalışmalar yapmış İran asıllı yazarımız İslam ve Batı medeniyetini yakından tanıyıp mukayese edebilecek kadar radikal biri. İşlediği konulara bir sosyolog gibi yaklaşabilmesi ve cesurca atılımları bir çok kez politik bir biçimde susturulmasına neden olmuş fakat yılmamış biridir. İnandığı ve savunduğu gerçekler uğruna yaşamını yitirmesi de cabası
Kitaba gelecek olursak ben bu kadarını beklemiyordum. Evet kısa bir kitap ve genişçe konuları da ele almıyor. Ama yaklaşım tarzını çok beğendim. Dine karşı din den kastının ne olduğunu uzun uzadıya anlatmaya çalışmış yazar. Hak dinin süregelen zaman içersinde dinsizlerle, materyalistlerle değilde dinlerle savaşım sürdüğünü göstermeye çalışmış. Kitabın ilk başlarında terminolojisini açıklamış gibi bu gerçekten çok güzel bir şey. Sonraları kullanacağı küfür, şirk gibi terimlerin gerçek anlamları hakkında kafa yormuş ilk başta. Sonrasında hak dinin savaşım sürdüğü dinleri ele almış. İslamiyetin neden yönetim konusunda başarısız olduğu hakkında objektif yaklaşımlarda bulunmuş. Hz. Ali ile Hz Muhammedin aynı şeyleri savunurken, aynı ilaha inanıyorlarken, aynı kutsal kitabı benimserken neden Hz muhammedin başarılı, Hz Ali nin ise başarısız olduğunun sosyolojisini açıklamaya çalışmış. Yazarın diğer kitaplarını da incelemek isterim açıkası. İyi okumalar, iyi geceler dilerim.
Dine Karşı DinAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20133,921 okunma
Sahabilerin, Hz.Peygamber'den duyduğu bir hadisi orada bulunmayanlara iletmek hususundaki gayret ve himmetleri bilinmektedir. Birçok sahabinin görüp işittiği haberlerin ise, mütevatir derecesine ulaşmış olarak daha sonraki nesillere intikal etmesi gerekir. Hadis diye nakledilen sözler arasında öyleleri vardır ki, onların birçok sahabinin huzurunda söylendiği iddia edilmektedir. Bu durum karşısında, o haberin veya hadisenin şahitlerinden hiç değilse büyük bir kısmının onu rivayet etmesi beklenir. Aksi takdirde o iddianın bir yalandan ibaret olduğu anlaşılır.
Haccetü'l - veda' dönüşünde Hz.Peygamber'in, Gadir-i Hum denilen yerde mola vererek, Hz.Ali'yi kendinden sonra halife tayin ettiğini ve fakat orada bulunan ashabın bu haberi ittifakla gizlediklerini söyleyen Rafizilerin iddiası böyledir.
Bu uydurmanın mütevatir olması bir yana, sahih bir isnadı bile yoktur. Bu mesele hakkında Hz.Ebubekir'in halife seçildiği sakife gününde, Hz.Ömer'in vefatı üzerine altı kişilik şuranın teşekkül etttiği zamanda ve nihayet Hz.Osman'ın şehadetini müteakip Hz.Ali'nin hilafeti üzerinde münakaşalar yapıldığı günlerde, ashabdan hiç değilse bir kişinin ortaya çıkıp durumu açıklaması beklenmez miydi? Görüldüğü üzere bu rivayet Rafizilerin uydurmalarından biridir.