sırasıyla kitabın içinde neler olduğundan bahsedeceğim lakin anlatmaya kalkarsam sayfalar yetmez Hz.Ebu Bekir (r.a) anlatmaya :(
çektiği zorluklardan bahsediyor ilk öncelikle Efendimiz (sav)’ in ağzından çıkan bütün cümlelerin beşaretine nasıl inandıkları zira bu sarsılmaz inanışın onları sahabe yaparken bizim hala nasıl yerimizde
Yine bir gün Efendimiz (sav), aralarındaki anlaşmazlıktan dolayı Hz. Ebu Bekir'i Hz. Aişe ile arasında hakemlik yapmak için evine davet etti. Hz. Aişe'ye sordu:
-Önce sen mi anlatmak istersin yoksa ben mi anlatayım?
Aişe Annemiz, "Sen anlat ama doğruyu söyle!" diye çıkışınca babası Hz. Ebu Bekir (r.a), "Allah'ın Resulü doğru söylemeyecek de kim söyleyecek?" diyerek Hz. Aişe'nin (r.anha) suratına bir tokat atmaya kalkınca Resulullah (sav) Hz. Ebu Bekir'i (r.a) kolundan tutup dışarı çıkardı ve şöyle dedi:
-Biz seni hakem olarak çağırdık, ceza verici olarak değil.
Sonra da odaya girip Hz. Aişe'ye (r.anha) şöyle takıldı:
-Bana teşekkür etmelisin. Seni o kızgın adamın elinden kurtardım.
Namaz ve zekât arasındaki birlik Kur'an'ın sürekli dikkat çektiği bir husustur. Abdullah ibn Mes'ud'un aktardığına göre Hz. Muhammed şöyle buyurmuştur: "Namaz kılmak ve zekât vermek size emrolunmuştur. Zekât vermeyen namazdan da nasibini alamaz." Bu tutum, ancak imanın amelden, insanın dünyadan ayrı tutulması yasağı olarak değerlendirilebilir. Bu yasak da özü itibariyle tamamen İslami bir yasaktır. İlk halife Ebu Bekir (r.a.) de zekât vermeyi reddeden kabileye karşı şiddet kullanmaya karar verdiğinde aynı prensiplerle hareket etmiştir. O zaman şöyle dediği rivayet edilir: "Ant olsun ki, namazla zekâtı birbirinden ayıran herkese karşı cihat edeceğim."
"Sahabeyi sahabe yapan üç muhteşem özellik vardır. Bunlardan ilki teslimiyet-i tamme dir. Onlarda "Acaba" yoktur, "yarın ne olacak" endişeleri, dünya hesabı yaparak ahireti unutma hezimeti yoktur.