HAZRET-İ FÂTIMA’NIN MEHRİ
Resûlullâh Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem), kızı Hz. Fâtıma’yı (r.anhâ) Hz. Ali (kerramallâhü veche) ile evlendirmeyi murâd edince, buyurdu ki: “Yâ Fâtıma, mehir olarak 400 dirheme râzı olur musun?” Hz. Fatıma: “Râzı olmam” dedi. Bunun üzerine Cebrâil (a.s.) gelip: “Ey Allâh’ın Resûlü! Allâhü Teâlâ, Fâtıma’ya cenneti ve içindekileri mehir olarak verdi.” dedi. Bu müjde Hz. Fâtıma’ya ulaştırılınca, yine: “Râzı olmam” cevâbını verdi. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Ey kızım, neye râzı olursun?” buyurdular. Hz. Fâtıma: “Senin râzı olduğun şeye… Ümmetine şefâat etme nimetine” cevabını verdi. Bunun üzerine Cebrâil Aleyhisselam elinde yazılı bir kâğıt olduğu halde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in huzuruna tekrar geldi ve: “Yâ Fâtıma! Babanın ümmeti sana mehir kılındı” müjdesini verdi. Hz. Fâtıma (r. anhâ) kâğıdı eline aldı ve: “Yâ Rab! Kıyâmet günü olduğunda bu kâğıdı elime alarak, işte benim mehrim diyeceğim” buyurarak Allâh’a şükretti. (Risâle-i Mürşidü’l-Müteehhilîn)
Hz.Ali diyor ki;Fatıma ya bakınca derdimi unutuyorum... Böylesine rast getir Allah'ım.
Reklam
Gençler evlenemiyor evlilik oranları düştü nerden tutsak elde kalıyor
Evlenemezler. Çünkü geçmişten gelen ve görgüsüzlükten başka bir şeyde olmayan saçma sapan örf/ adetlere nasıl para yetiştirsinler ki? Eskiden köylerden şehirlere inilemiyordu. Ayda yılda bir gidilincede işte geline damada bohçalar yapılıyordu. O zaman için evet gerekli ve değerliydi. Çünkü yoktu! Ama bugün zaten dolaplar kıyafetten kapanamazken birde üzerine bohça, o, bu, şu bilmem ne derken kızda erkekte boğazına kadar borca batıyor. Hz Fatıma bereketi beklenen evler kredi/ faiz belasıyla inşaa ediliyor. Sonra huzur aranıyor. Gelmez ki...
Sevgi Neydi?
Hz. Ali (r.a.) tek başına 900 kg olan Hayber'in kapısını sökecek kadar güçlüyken, Hz. Fatıma'nın tabutunu taşıyamayıp yardım istemesiydi.
Görüşlerime katılmayabilirsiniz, ama onaya ihtiyacım yok zaten :))
🌿 -"Akıl ile idare edilen aşkta hayır yoktur. Mantık çok çene yapar ama son sözü gönül söyler. Fakat, şu çağın insanının mantıktan anladığı şey önce para sonra tip. Nedense sadece kalbi güzel olsun diyenler zengin ve yakışıklı olana aşık oluyorlar. Adamın biri demiş ya hani, eğer milyonerseniz kadınlar size aşık olacak kadar akıllıdırlar.
"Benden bakıp seni görmek ne güzel." şiirin sahibi Abdurrahim Karakoç'un bu dizesidir ölçümüz. Kem bakışlara yer yoktur yöremizde. Gözler ki güzele güzel bakıp manevi dokunuşunu hissettirir her nazarında. Eve yorgun geldiğimde eşimin o tatlı güler yüzü alır tüm yorgunluğumu. Hz. Ali'nin Fâtıma annemizin yüzüne baktığında tüm yorgunluğum gidiyor dediği gibi. Geçen yıllarımızı anlatmak istediğimizde huzur kelimesi beliriyor hep. Ben O'na; "Hangi köşesinde huzur, O köşesinde sen." şiiriyle başlamıştım. İşlerimi yaparken eşimin getirdiği bir fincan kahvenin verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişemiyorum. Ne zaman düşsem beni en güzel cümlelerle elimden tutup kaldırır. Eş olmanın güzel yanları bunlar. Bir şeye üzüldüğümüzde çayımızı sandalyemizi alıp bazen sessizce otururuz bazen de kitaplarımızı açıp süre tutarak kitaplarımızı okuruz. Herkes okuduğu kadarını anlatır yeni bir bilgi öğreniriz.🕊️ ✧ youtu.be/h42vNPTmk_s?fea...
Reklam
Burası, Hz. Fatıma'nın "Hüznüm gündüze dökülse gece olurdu." dediği fâni dünyadır.
Hz. Ali (r.a.) evliliği şöyle tarif ediyor: "Yoğun koşuşturmalar içerisinde eve gittiğimde Fatıma'nın yüzüne baktığım andan itibaren bütün dertlerimi unutuyorum."
NEVRUZ'A DÂİR
Rasûlullah (asm) [hicretten sonra Mekke'den] Medine'ye geldiklerinde, Medinelilerin (Nevruz günü ile Mehricân günü diye) eğlendikleri iki günleri vardı. Rasûlullah (asm): -"Bu günler nedir?" diye sordu. Medineliler: -"Biz (İslâm'dan önce), câhiliyet devrinden beri bu günlerde eğleniriz." dediler. Bunun üzerine
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.