Maniheizm
Maniheizm, Sasani İmparatorluğu'nda İranlı vaiz I. Mani (216-274) tarafından kuruldu. Doğu'da Çin'e ve Batı'da Roma İmparatorluğu'na kadar yayıldı ve dünyanın en yaygın dinlerinden biri ve Hristiyanlığın en büyük rakibi hâline geldi. Part mirasından Mani Güney Babil'de doğdu ve yirmi dört yaşında, iki vahiyden ikincisini aldıktan sonra vaaz vermeye başladı. Kendisine Buda, Zerdüşt ve Hz. İsa da dâhil önceki peygamberlerin öğretilerini bütün halklar için evrensel bir dinle tamamlayan bir Işık Havarisi olarak gördü. Maniheizm, ruh ya da ışığın iyiliğinin kötü madde ve karanlığa karşı olduğunu öğreten düalist bir dindi. İnsan ruhları maddeye karışmıştı: Çileci bir hayat süren insanlar ışığa ve cennete geri döneceklerdi ancak bedensel şeyleri kucaklayanlar maddi dünyada yeniden doğacaktı. Aziz Augutine 387'de Hıristiyan olmadan önce Maniheistti. Maniheizm, on dördüncü yüzyıla kadar Çin'de varlığını sürdürdü ve on ikinci yüzyıl Fransa'sındaki sapkın bir Hristiyan mezhebi olan Katharları etkiledi.
Sayfa 322 - Kronik KitapKitabı okudu
Hıristiyanlığın Yayılması
Hıristiyanlık ilk birkaç yüzyılda, Nasıralı İsa'nın çarmıha gerildikten sonra ölüp yeniden dirildiği ve insanların da ona inanarak sonsuz yaşamı bulabileceği öğretileriyle Kudüs'ten Greko-Roman dünyası boyunca yayıldı. Hz. İsa'nın müritleri ona "Tanrı'nın meshettiği" anlamına gelen ve İbranice "meshiah" ya da "Messiah" [kurtarıcı] kelimelerine denk olup Yunanca Christos'tan gelen İsa Mesih dediler. Kitab-ı Mukaddes'teki Elçilerin İşleri'ne göre ilk olarak Antakya'da "Hıristiyan" olarak adlandırıldılar. Önemli kişiler arasında daha çok Aziz Pavlus olarak bilinen ve başta Hıristiyanlara zulmeden ancak Şam'a giderken gördüğü vizyondan sonra din değiştiren bir Yahudi olan Tarsuslu Saul da vardı. Aziz Pavlus yeni inancı yaymak için 40-50 yıllarında yorulmadan seyahat etti. Müritlerinin lideri olarak Hz. İsa tarafından özenle seçilen Aziz Petrus Roma'ya yerleşip kilisenin ilk papası ya da lideri oldu. Hıristiyanlar Roma İmparatorluğu yönetiminde, özellikle de 64'te Nero ve 303-311 yıllarında Diocletianus tarafından şiddetli zulüm gördüler. 313'te, Büyük Konstantin inancın hoş görülmesi gerektiğine karar verdi ve 380'de Hıristiyanlık I. Theodosius yönetiminde imparatorluğun resmî dini oldu.
Sayfa 318 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Kendine gel, kendine! Sen ey sersemce gülen; Biraz gözyaşın olsun, Allah için dökülen!
Sayfa 200Kitabı okudu
Hz. İsa
Hz. İsa’yı çarmıha gerenler Romalılar değildir. Romalı vali Pontios Pilatus’a bunu empoze eden Yahudilerdir ve demişlerdir ki: “ Bu adamın kanı bize aittir. Biz mesulüz; bu bizim şeriatımızı ihlal ediyor. Bunu çarmıha gereceksin.” Bu doktrin dolayısıyla ilk önemli büyük konsil, Hristiyanlığın İznik konsili Yahudileri lanetlemiştir.
KUR'AN AYETLERİNİN SAYISI
Said Nursi: "Kur'an... ondört asır müddetinde her dakikada altıbin altıyüz altmışaltı ayetleri, kemâl-i ihtiramla (kusursuz saygı ile) hiç olmazsa yüz milyondan ziyade insanların dilleriyle okunuyor."(1) Keskinoğlu da şöyle demektedir: Ayetleri yuvarlak rakam olarak 6666 sayarlar. Bazılarınca daha azdır. Çünkü mukattaatı bir ayet
Sayfa 85 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Bugünkü incillerde Hz. İsa'nın konuştuğu dil olan Aramca dilinde bir kaç cümle nakledilmiştir. " Eli eli lema sabah tâni (Rabbim, Rabbim niçin beni terkettin?)"
Reklam
·
Puan vermedi
Hey Gavur Anlatsana
Can Nuroğlu'nun gerek videoları gerekse az önce bitirdiğim bu kitabı gerçekten çok güzel Hristiyanlık hakkında merak ettiğiniz sorulara cevap bulabilirsiniz.Bu kitapta İncil değiştirildi mi? İznik konseyinde 4 İncil mi seçildi? Asıl İncil,Barnabas İncili mi? Tevrat ve Zebur'a ne oldu? İsa'nın yerine başka birisi ölmedi mi? İsa Mesih neden Tanrı'nın oğlu olarak nitelendiriliyor? Neden üç Tanrı'ya inanıyorsunuz? İncil Hz.Muhammed'in gelişinden söz ediyor mu? Neden Kur'an-ı Kerim'i kabul etmiyorsunuz? Hristiyanlığın hangi mezhebi doğrudur? ve Neden misyonerler ülkemize göz dikmişler? Burada ki tüm soruların cevabını bu kitapçıkta bulabilirsiniz kitapçık diyorum çünkü size tüm bu soruların cevaplarını 65 sayfada sıkmadan veriyor bir solukta bitirebileceğiniz öğretici bir kitap eğer ilginiz varsa ve bu soruları merak ediyorsaniz kesinlikle okumanız gereken bir kitap.
Hey Gavur Anlatsana
Hey Gavur AnlatsanaCan Nuroğlu · Gerçeğe Doğru Kitapları · 2010211 okunma
Kendini Beğenen Âlimler
Başka bir kısım âlimler ise, bu huyları bilirler; ve yine bilirler ki, bu huylar din açısından kötü olarak değerlendirilir. Ancak, kendilerini beğendikleri için, bu sıfatlardan uzak olduklarını ve Allah'ın onları bu huylarla imtihan etmeyecek kadar yüce bir derecede bulunduklarını düşünürler. Yani onların zannına göre Allah, kendilerinin
Kur'ân, Hz. İsa'nın ilahi olmamakla birlikte Hz. Meryem'den mucizevî bir şekilde doğduğunu ve dolayısıyla baba tarafından gelen gerçek bir soya sahip olmadığını tasdik eder. Bu nedenle Kur'ân, genelde ondan "Meryem oğlu İsa" olarak bahseder. Yahudi hukukunda bir kişinin etnik Yahudi statüsü, annesinden kaynaklansa da Kur'ân'ın Arap muhatapları için soy kesinlikle baba tarafından geliyordu. Bu açıdan Hz. İsa, kendi zürriyetini İsrailoğullarına -yahut herhangi bir halka- atfedemezdi. Dolayısıyla Kur'ân, Hz. İsa'ya İsrailoğullarının diğer peygamberlerinin kullandığı "Ey kavmim!" ibaresiyle hitap ettirmemekle Hz. İsa'nın babasız doğmuş olduğu hakikatini de garantilemiş olur. s:67
Lucce

Lucce

@luccei_bisahil
·
21 Nisan 10:32
"Ey İsrailoğulları!" Kur'ân kıssalarında birçok peygamber, kendi halkına gönderilir. Bu nedenle peygamberler genellikle dinleyen kitlelerine "Ey kavmim!" (ya kavmi) diye hitap ederler. Mesela Hz. Musa İsrailoğullarına, "Ey kavmim! Allah'ın size gönderdiği peygamber olduğumu bilip durduğunuz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?" (61:5) diye sorar. Hz. Musa'nın, 2:54, 5:21, 10:84 ve 20:86 âyetlerinde de kavmine aynı şekilde hitap ettiğini görürüz. Hatta bu üslubu, peygamberlerin çoğunda görürüz. O hâlde bir sonraki âyette Hz. İsa'nın İsrailoğullarıyla konuşurken onlara farklı bir şekilde hitap etmesi hayli ilginçtir. .. Hz. İsa, İsrailî bir peygamber olduğu hâlde, bu ayette (5:72)Hz. Musa'nın aksine, İsrailoğullarına "Ey kavmim!" diye hitap edilmiyor.
"Ey İsrailoğulları!" Kur'ân kıssalarında birçok peygamber, kendi halkına gönderilir. Bu nedenle peygamberler genellikle dinleyen kitlelerine "Ey kavmim!" (ya kavmi) diye hitap ederler. Mesela Hz. Musa İsrailoğullarına, "Ey kavmim! Allah'ın size gönderdiği peygamber olduğumu bilip durduğunuz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?" (61:5) diye sorar. Hz. Musa'nın, 2:54, 5:21, 10:84 ve 20:86 âyetlerinde de kavmine aynı şekilde hitap ettiğini görürüz. Hatta bu üslubu, peygamberlerin çoğunda görürüz. O hâlde bir sonraki âyette Hz. İsa'nın İsrailoğullarıyla konuşurken onlara farklı bir şekilde hitap etmesi hayli ilginçtir. .. Hz. İsa, İsrailî bir peygamber olduğu hâlde, bu ayette (5:72)Hz. Musa'nın aksine, İsrailoğullarına "Ey kavmim!" diye hitap edilmiyor.
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Bir Hadisi Şerif meali
Allah Teala'ya en sevimli kimseler, dinleri sebebiyle yurdlarını terkeden gariblerdir. Allah Teala, kıyamet gününde onları Meryemoğlu İsa (a.s.) ile baas eder. Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma) Sayfa: 17 / No: 6 Ramuz El-Ehadis
Kırk Hadis
Kırk Hadisİmam Nevevi · Neda Yayınları · 20207 okunma
Hz. İsa şöyle demiştir: "Dünyanın peşinden koşanın durumu, denizden su içen kimseye benzer; o ne kadar çok içse o kadar susar ve harareti artar. Bu kişi ölene kadar içer, fakat susuzluğu gitmeden kendisi helak olur gider."
“Gönlüne soğukluk verip, senin aşku muhabbetini çalan, seni mermer taşa dönderen kişilerden Hz. İsa'nın ahmaktan kaçtığı gibi kaç. Bu gibi insanlar seni kurumuş ağaca dönderir.” — Hz. Mevlânâ
Resim