Her şeye canını sıkma ey gönül! Ne bu dertler kalıcı, ne de bu ömür. Hz. Mevlana
Ki Bağlacına Dair
"Yandım, âh ki ne yandım" Ki bağlacının hassas ruhlu insanlar için ne kadar anlamlı olabileceği üzerinde düşündüm Mazhar Alanson'un bir şarkısı ile ilgili yaptığı izahta. Kabe'ye bakarken yazmış defterine "yandım" diye. İkinci gün "ki ne yandım" yazmış... Buradaki "ki" aradan geçen zamanın
Reklam
Arafat...
"Arafat'ta kendinizi sorguluyorsunuz;.hayata gelişini gâyesini , bu hayatın sonunun ne olacağını , âdeta hayatın amacını yeniden sorgulama imkânı buluyorsunuz."
Sayfa 33 - Kapı romanKitabı okudu
Sizi üzenlere hâlâ selam veriyorsanız, Bu vicdanınızın sadakasıdır. Hz. Mevlana
Mevlânâ lakabına dair.
Hazreti Mevlana mübarek ömürlerinin büyük bir mikdarini Diyâr-i Rûm namile anılan Anadolu'da geçirdiği için Rûmi sıfatiyle telkib edilmiştir. Şems-i Tebrizi Hazretleriyle mülakatlarından sonra kendisine «Mevlana» demişlerdi. Mevlana bu şöhretleriyle daha fazla tanınmaktalar. Ancak kendilerinin hizmetlerinde kırk sene bulunan Sipehsalar Hazretleri kendilerine «Hüdavendigar» kelimesini tevcih etmekteler, Mevlânâ kelimesini ise muhterem pederleri «Bahaeddin Veled» Hazretlerine atfetmekteler. Mevlânâ kelimesi Arapça olmaktadır. Mucem-i Mekaysi'l-Luga» sözlüğünde, işbu kelime V.L.Y. kökünden olup yakınlığı ifade eder denmektedir. Mevlâ ise: Azad eden, azad edilen, sâhib, birbirlerini korumada anlaşmalı olanlar, amcazade, komşu, koruyan anlamlarında olduğu geçmektedir. Nâ eki de: Bizim anlamındadır Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve Sellem Efendimiz'in, Sahih-i Buhari'de kendi kölesi Zeyd Hazretlerine: «Ey Zeyd! Sen kardeşimiz ve Mevla'mızsın» diye buyurduklerı rivayet olunur. Sözlüklerin verdikleri anlamlara göre bu kelimeyi nasıl manalandırsak da netice itibarı ile «Mevlana» kelimesinin denmesi şer'an caiz olduğu bu hadis-i şerifden belirir.
Sayfa 44 - 45Kitabı okudu
Felsefe ve mantık erbâbnın sözlerini papağanlar gibi tekrarlayanların sözleri ve getirdikleri delilleri kuru, ölü, ruhsuz ve hayatsız sözlerdir. Onlar, ne te'sirli ve ne de hoştur. Çünkü bu sözler, ölü kalpten çıkıyor. Ölüden çıkan söz, nasıl te'sir eder ve nasıl meyve verir.
Sayfa 79 - MevlânâKitabı okudu
Reklam
Kelamcıların delil getirmede güçlü oluşları ve münazarada üstünlükleri, İslâm'a itiraz edenlerin ve bu konuda mücadelede bulunanların dillerini kesmişti. Lâkin, yüreklere sükûnet, iman ve şekilcilere de kabullenme ve iknâ verememişlerdi.
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Mesnevi Hz. Mevlana'nın en büyük eseridir. Tamamı altı cilt olan Mesnevi, yirmi altı bin beyit, yani elli iki bin satırdan oluşur. Mesnevi'de Hz. Mevlana; anlatmak istediklerini yer yer hikayeler şeklinde ifade etmiştir. Ancak bu hikayeler çoğu zaman iç içe anlatıldığı için okuyanın hikâyeyi ve hikâyede verilmek isteneni kavraması oldukça zordur. Uzun bir çalışmanın ürünü olan bu eser, yani "Mesnevi'de geçen bütün hikayeler" Mesnevi'ye ve oradaki hikâyelere rahatlıkla ulaşabilmemizin yanında, aynı zamanda Mesnevi'deki hikâyelerin tamamını içine alan ilk büyük çalışmadır. Bu hikâyelerin anlamları çok derin olduğu kadar çok da öğreticidir. Ben çok beğendim. Mutlaka tekrar okuyacam. Herkese tavsiye ederim.
Mesnevi'de Geçen Bütün Hikayeler
Mesnevi'de Geçen Bütün HikayelerMevlana Celaleddin-i Rumi · Nar Yayınları · 2017367 okunma
"Topraktan yaratılan Âdem,Allah'tan öğrendiği ilimle yedi kat göğü aydınlattı. Hak ve hakîkatte şüpheye düşen şeytanın körlüğüne rağmen o mânen yüceldi de, melekleri geride bıraktı." Bu beyit Hz. Mevlana'nın şu mealdeki rubasini hatırlatır:"Topraktan yaratılmış olan şu tenimiz, gökyüzünün nurûdur. Hakikate varmak, Hakk'ı aramak hususundaki canlılığımızı, çevikliğimizi melekler kıskanır. Mânâ üstünlüğümüze,rúhi temizliğimize hased ederler. Bazen de beşeri zaafımızdan, kötülüklerimizden şeytan bile kaçar."
Sayfa 58
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.