Hz. Süleyman önce şükretti, sonra da tahta bakıp şöyle dedi:
"Ey ağaç! Sen ahmağı aldatırsın. Nakışlarla süslenmiş ağacın, taşın önünde nice ahmak secde eder. Secde edenin de candan haberi yok, secde edilenin de. Gafil insan taştan aslanı gerçek aslan zanneder."
(Hristiyanlığı bozan yahudi vezir. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.)
Taassub yüzünden hıristiyanları öldüren yahudi
pâdişahın hikâyesi
• Yahudiler arasında, Îsâ düşmanı ve hıristiyanları öldüren zâlim bir hükümdar vardı.
325 • Halbuki peygamberlik zamanı ve nöbeti Hz. Îsâ'ya gelmişti. Mûsâ devri geçmişti. Öyle olmakla beraber o
اين سخن پيدا و پنهانست بس
كه نباشد محرم عنقا مگس
Bu söz çok aşikar ve çok gizlidir
Zira sinek ankaya mahrem olmaz
Bu bizim söylediğimiz sözler ehline âşikârdır ve nâ-ehil olanlara da çok gizlidir. Zîrâ bu esrâra mahrem olanlar ankâ kuşu ve nâ-ehil olanlar da sinek gibidir. Sinek, ankâ kuşunun uçtuğu yüksekliklere kadar uçamaz ve onun
İsmail Ankaravi, 17, yüzyılın ilk yarısında yaşamış, Ankara doğumlu, İstanbul'da mukim bir Osmanlı arifi ve Mevlevi şeyhidir. İstanbul ahalisini marifet ve tevhid yoluna irşad hizmetiyle birlikte, Ankara ve Konya şehirlerinde, İstanbul Galata Mevlevihanesi'nde telif eniği eserleriyle tasavvufi-irfani geleneğe önemli katkılarda bulunmuştur. Osmanlı kültür hayatında en
fazla kitap yazanlardan biri olarak dini ilimlerin çoğunda yaklaşık 28 adet eser kaleme almıştır. Eserlerindeki tasavvuf düşüncesinin temelinde Şeyh-i Ekber Muhyiddin İbn arabi ve Hz. Hüdavendigar Mevlana Celaleddin Rümi'nin marifet (bilgi) ve aşk doktrini vardır. Bu doktrini layıkıyla yansıttığı en hacimli eseri Mesnevi şerhidir. Şerh, sadece Osmanlı muhitlerinde değil, modem dönem Batı dünyasında ve İran'da da tanınmaktadır.
İngilizce konuşan dünyaya Mesneviyi tercüme ve şerheden Reynold Alleyne Nicholson büyük oranda Ankaravi şerhinden istifade etmiş; İran'da İsmet Settarzade büyük bir himmet göstererek Ankaravi şerhinin tamamını Türkçe'den Farsça'ya tercüme etmiştir (Tahran: İntişarat-Zerrin hş. 1380).
Sayfa 7 - Hayy Kitap ☪ 1.baskı - Mart 2008Kitabı okudu
Sen de Hz.İsa'nın ahmaktan kaçtığı gibi ahmak insanlardan kaç, uzak dur. Çünkü ahmaklarla sohbet insanın başına çok sıkıntı açar.
Hava, suyu nasıl yavaş yavaş buharlaştırır çalarsa, aynı şekilde ahmak da sizden bir şeyler alıp götürür.
Dünya hissi,bu cihanın merdivenidir, din hisside göklerin merdiveni. Bu hissin sağlığını hekimden isteyiniz, o hissin sağlığını Habib'den. (Hz. Muhammed'den)
Mevlâna'nın "Yıldızdan geç Yunus, artık güneşe bak!" sözüyle çarpıldığımdan bu yana üç ay geçti. Düşündükçe koca Pîr'in yıldızımı güneşe katıp yürümemi istediğinden emin oluyorum. Güneşe bakanın yıldızı görmeyeceği aşikardı. Bu, yıldızın kaybolduğu anlamına mı gelirdi? Belki de asıl mesele buydu. Güneş doğunca yıldızlar görünmüyordu ama
….. kısa da olsa İbn Arabî ile Mevlânâ arasındaki etkileşimden de bahsetmek ……..
…… bu iki sûfinin birbirleri ile yüzyüze görüştüklerine dâir kaynaklarda bir kayda rastlanmamaktadır. Bunun bir sebebinin iki sûfi atasındaki yaş farkı olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında, kaynaklar ikisinin Konya'da ve Şam'da karşılaşmış olmaları hususunda