Her şey sensin,alemde ne varsa senden dışarıda değil. Sen her ne ararsan kendinde ara çünkü her varlık sende. Hz Mevlana
Sayfa 246 - KaknüsKitabı okudu
Hazlar birikmediği gibi acılar da birikmez. Ömrü boyunca ağrı çeken hasta, ağrısının son bulduğu ilk anda, hiç ağrı çekmemiş bir duruma gelir. Yaşadığımız acılar insanın bedeninde birikseydi, acıdan inlemeyen tek bir insan bile kalmazdı. Her elem geçicidir ve geçmesiyle ruhta manevi bir lezzet bırakır. Hüküm giymiş, hapishaneye atılmış ve cezasını bitirmiş bir mahkum, kim bilir nasıl bir mutluluk içerisindedir. O gün, o şehirde, hiç hapishanen girmemiş, dolayısıyla oradan çıkma bahtiyarlığına erememiş insanlar, o mutluluktan, o lezzetten o anda mahrumdurlar. Acı, kendi miktarınca mutluluğu içinde saklar. Kalpteki her ferahlık, önceden çekilmiş bir sıkıntının sonucudur. Hz. Mevlana der ki: ''Gülmek ağlamada gizlidir. Zevk gamda gizilidir.'' (Mesnevi Cilt 6)Bu durum Cibran'ın satırlarında şu ifadelere bürünür. ''Keder ne kadar derin boşluklar yaratırsa kalbinizde, işte o kadar fazla neşe sığabilir oraya. ''
Sayfa 140 - Hayy KitapKitabı okudu
Reklam
Yolumuza istenmedik olaylar çıkar ancak bir süre sonra görürüz ki, o olayalar sayesinde büyük kötülüklerden kurtulmuşuzdur; başımıza gelen musibet, bizi daha büyüklerinden muhafaza eden bir paratoner olmuştur. Hz. Hızır gemiyi deldiğinde, Hz. Musa ona itiraz ederek, şüphesiz kötü bir iş yaptın, der. Ancak bir kaç sahne sonra, Hz. Hızır'ın o gemiyi sağlam gemilere el koyan zalim bir hükümdardan korumak için deldiği anlaşılır. İşte insanın da hayat gemisi zaman zaman delinmekte ve kırılıp dökülen şeyler olmaktadır. Cenab-ı Hakka kulunu daha büyük tehlikelerden kurtarmak için bir takım musibetlere müptela etmektedir. Musibet, kimi zaman dünyada daha büyüğünden, kimi zamanda ahirette karşısına büyüyerek çıkacak daha ağır bir bedelden insanı korumaktadır. Hz. Mevlana ''Kardeşlerinin gönlünde sana kin varsa, kuyuda kalman daha iyidir. Allah, kardeşlerinin kininden korumak için Yusuf'u kuyuya attırdı.'' (Mesnevi cilt 6) diyerek, bu gerçeği ayrı bir şekilde ifade eder.
Sayfa 18 - Hayy KitapKitabı okudu
Çirkin bakmak yerine, o da bir işe yarıyor, deyip hoş görmek lazım. Bunları tasavvuf öğretiyor işte. Yaratılana hoş bakacaksın, Yaratan'dan ötürü. Hoş tarafi nı göremiyorsan hoş değildir demeyeceksin, benim noksanım, diyeceksin. İşte kah mükellef kanadı çırpılarak, kah muhabbet kanadı çırpılarak, havanın durumuna göre dengede çırpılarak... Bazen şöyle, bazen böyle... Dikkat edin kuşlara, hep aynı şekilde kanatlarını çırpmazlar. Havanın akışına göre bazen kendilerini bırakırlar. İşte mükellefiyeti de, muhabbeti de inkar, red ve ihmal etmeden kullanıp onlardan istifade edebilirsek uçarız, yükseliriz ve varacağımız yere varırız. "Yoksa kıldım beşi, yedim aşı, yattım aşağı" anlayışı, kurtarmaz. Ben söylemiyorum. Bir başka, numune olması icap eden zât-ı şerif, Hz. Niyazi-i Misri söylüyor: Savm û salat û hac ile, sanma biter zahid işin; İnsan-ı kâmil olmaya, lazım olan irfan imiş.
Sayfa 140
Hz. Mevlana'yı bir uzman olarak anlamak ve anlatmak pek mümkün değildir. Kendisinin bu konuda sıkça zikrettiği çok güzel bir açıklaması var. "Aşk nedir?" diye sormuşlar, "Benim gibi olursan bilirsin" karşılığını vermiş.
Sayfa 223Kitabı okudu
420 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Şems ve Sufi öğretisi adına...
Yıllar önce çok satanlar listesinin tepesinde görüp okuyasım gelmiş ve öyle de kalmıştı. Doğrusu; geçen gün bir lise arkadaşımın ODTÜ'den arkadaşı olduğunu öğrenip tavsiyesiyle tekrar aklıma geldi ve bu, aşkın renginden olsa gerek, pespembe kütüphanemde yıllarca duran eseri okumaksa bugünlere kısmetmiş. Kapağına bakarsanız eğer; derin bir
Aşk
AşkElif Şafak · Doğan Kitap · 200967.7k okunma
Reklam
393 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.