Muhammed her zaman Evangelizm'in (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O, insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor. Müslümanların Allah'tan başka ilâhı yoktur ve Muhammed onun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur.
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK
Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi.
Bilmez ki sorsun, bilse sorardı.
Atasözü
"Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1)
"Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür:
Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'in zamanında fetih ordularında yerini alıyor Bilal. Hicretin on altıncı sene- sinde Hz. Ömer'le birlikte Kudüs'e girdiğinde halife- nin ısrarı üzerine ezan okuyor. Aralarında Ebû Ubeyde b. Cerrah, Muaz b. Cebel gibi öncülerin de bulunduğu yüzlerce sahabi, ezanla beraber Kainatın Efendisi'ni hatırlıyorlar gözyaşları içinde. Bilal tekrar söz veriyor kendine bir daha ezan okumamak için. Fakat rüyasında Hz. Peygamber, "Beni ziyaret etmeyecek misin?" diye sorunca, yıllardır uzak kaldığı Medine'de alıyor soluğu. İşte orada Ehl-i Beyt'in göz bebekleri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'le karşılaşıyor. Onları kırmak mümkün mü! Mescid-i Nebevî'de Hz. Peygamber'in ölümünden sonra ilk defa ezan okuyor Bilal. Şehadetleri duyan Medineliler heyecanla evlerinden fırlıyor, Resûlul- lah'ın mübarek kabrinden kalkıp yeniden aralarına ka- tıldığını düşünerek dolduruyorlar mescidi. Ve hiç ağla- madıkları kadar ağlıyorlar o gün. Ne çok özlediler O'nu. Ölüm döşeği ne tatlı bu yüzden! Ölmeden önce eşine, "Ne kadar hoş! Yarın sevgililerle, Muhammed ve arkadaşlarıyla buluşacağım!" diyor Bilal. Zira öyle bir söz duydu ki O'ndan, yıllardır toprağı hayal ediyor: "Bu gece cennette, önümde senin pabuçlarının tıkırtısını duydum!"
Hz. Pir Abdûlkadir Geylani (ks), bir gün bir mahalleden geçerken Müslüman biriyle Hristiyan birinin tartıştığını gördü. İkisinin neden mücadele ettiklerini sordu. Müslüman olan dedi ki: “Bu Hristiyan; “Bizimpeygamberimiz, sizin peygamberinizden daha üstündür” diyor. Ben de: “hayır, bizim peygamberimiz sizin peygamberinizden daha üstün!” diyorum
Hz. Pir Abdûlkadir Geylani (ks), bir gün bir mahalleden geçerken Müslüman biriyle Hristiyan birinin tartıştığını gördü. İkisinin neden mücadele ettiklerini sordu. Müslüman olan dedi ki: “Bu Hristiyan; “Bizimpeygamberimiz, sizin peygamberinizden daha üstündür” diyor. Ben de: “hayır, bizim peygamberimiz sizin peygamberinizden daha üstün!” diyorum
Gül Kokusu
Dr. Münir Derman - Sabri Tandoğan
2014 yılında umre için bulunduğum Medine'de sevgili peygamberimizin razvası civarında dolanırken tuhaf hallere kapılmıştım nedense. Hani olur ya bazen, kontrol sizde değildir. İçinizden gelen ses yönetir sizi. İşte öyle bir halde; Bir süre önce sitesine yazarak sadece umre dönüşünde de saçlarımı
Nebilerin eğitiminden geçen, peygamber nazarına erişen kişi, dönüşür. Ashab-ı kirâmın dönüşüm evrelerini, dönüşüm hikâyelerini çalışmak gerek. Öyle bir insan düşünün ki kendi kız çocuğunu öldürüyor. Sonra aynı kişi, Hattab’ın oğlu Ömer; ne oluyor, nerelerden geçiyor ve Hz. Ömer(ra) oluyor. “Vahiy kanalı benden sonra da açık olsaydı, Ömer’e gelirdi” diyor Hz. Muhammed(sav). Hakeza Farsî Selman’ın, Bilal’in hikâyesi… Bunların hepsi bir kişinin eliyle gerçekleşti. O öyle güçlü bir kimyager ki toplumu dönüştürdü. Ondan dolayı Hz. Muhammed’in(sav) mesajı bugüne çok uygun. Bazı eğitim sistemleri Hz. Muhammed’i(sav) anlatırken daha çok coğrafi şartları esas alırlar. “Arapların peygamberi”, “Arap Yarımadası’nın peygamberi” demek suretiyle O’nun mesajının hitap ettiği alanı daraltırlar; sanki sadece Araplara hitap etmiş gibi.
Zeyd kendisi anlatıyor: Hz. Muhammed bir gün, 'Bana yazılar geliyor. Ben istemiyorum ki herkes onları bilsin. O yüzden sen gel de Tevrat dili olan İbraniceyi ve İncil dili olan Süryaniceyi öğren!' dedi. Ben de teklifini kabul ettim ve öğrenmeye başladım, 17 günde bunu öğrendim... diyor. Bu açıklama en başta Buhari'de geçiyor. Bir kere yabancı bir dili 17 günde öğrenmek imkansızdır. Kur'an ayetlerini bir araya getiren kişi bir Yahudidir. Bu yüzden de bunu hep gizlemişlerdir. Yahudi olduğunu yazan, neredeyse ilk İslam tarihçilerinden olan İbni Şebbe'dir (h.262.ö)
* Efendimiz, hilm sahibiydi. Tahrik edici sebeplere rağmen son derece vakar ve sebatkâr davranırdı.
* Acı ve eziyetlere dayanır, sabırla hareket ederdi.
* Hiç kimseden kendi nefsi adına intikam almamış, fakat konu Din olduğu zaman gerektiğinde şiddet ve celadet göstermişti.
* Nefsi için asla öfkelenmez, çok çabuk hoşnut olurdu.
* Gelmiş ve gelecek
O, bir taraftan ağlıyor, bir taraftan da: "Ey Talha! Yıldız dolu şu semanın altında seni toprağa serili görmek bana çok ağır geldi." diyor, (İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, c. 7, s. 242) eli ile Talha'nın yüzünde ve sakalında oluşan tozları temizliyordu. Birkaç kez bu cümleyi Hz. Ali tekrarladı ve sonra Hz. Hasan'a dönerek dedi ki: "Keşke baban, yirmi yıl önce ölseydi de bu günleri görmeseydi." (Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, c. 9, s. 150)
Bismillahirrahmanirrahim,
Fatih DUMAN'dan okuduğum ilk kitap, okuma grubu vesilesiyle kitap ile tanışmış oldum. Tavsiye edilmemiş olsa okur muydum ? Zannetmiyorum
Kitabımız Emir Sultan olarak anılan Muhammed Şemseddin hayatını konu ediniyor. Buhara'da babası Emir Külal'dan başlayarak kısım kısım hayatını aktarıyor.
Birçok akıl
"Perdedari mikoned der kasr-ı Kayser ankebut
Bům nevbet mîzened der târem-i Efrâsiyâb"
Yani diyor ki şair: Kayser'in sarayında örümcek(ler) perdedarlık ediyor, Efrasiyab'ın sarayında da baykuş(lar) davul çalıyor."
Yani gün gelir zalimlerin hükümferma olduğu bir devrin ihtişamlı saltanat sarayları virane olur da in cin top atar. Anlatıldığına göre cennetmekan Hz. Fatih Sultan Muhammed Han bu mısrayı İstanbul'un fethinden hemen sonra imparatorun sarayına girerken söylemiş.