Bizim Kusur Zannettiğimiz Şeyler Öyle Olmayabilir!
Bizim kusur, eksiklik ve çirkinlik gibi gördüğümüz şeyler yaratılanlara nispetle olup Yaratıcıya veya yaratma filline ait değildir. Yaratıcının bu şekilde yaratmasında bizim bilmedigimiz nice hikmetler olduğundan O'nun açısından kusursuzluk söz konusu olduğu halde bizim açımızdan bir kusurluluk durumu söz konusudur. Allah'ın gülün altında diken yaratması O'nun sanatı açısından kusursuzdur. Biz ise dikenin elimize batmasından hareketle bunu bir kusur gibi görüyoruz. Oysa dikenin yaratılmasının bizim bilemediğimiz nice hikmetleri vardır. Bir belgesel seyrederken vahşi bir aslanın bir ceylan yavrusu na saldırıp onu parçalaması yüreğimizi incitir. Bir an varlık âlemin de böyle bir duruma şahit olduğumuza üzülür ve bunu bir kusur gibi görebiliriz. Oysa bu durum, evrendeki hassas dengenin bir sonucu olup nice hikmetleri barındırmaktadır. Kur'an'da Hz. Musa ile Hızır arasında geçen yolculuk bu konuda son derece ibret vericidir. Bu kissanin en can alıcı mesajı şudur: Varlık âleminde ilk bakışta kusur, bozukluk gibi görünen durumların perde arkasında bambaşka durumlar olabilir. Bu durum sadece varlık âlemindeki olaylara özgü olmayıp Allah'ın emir ve yasaklarında da aynı durum söz konusudur. Bazen bizim hoşumuza gitmeyen bir şey bizim yararımıza olabileceği gibi hoşumuza giden bir şey bizim için kötü bir sonuç doğurabilir. Bu konuda Rabbimiz şöyle buyurur: "Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz."
Sayfa 200 - Bizim kusur, eksiklik ve çirkinlik gibi gördüğümüz şeyler yaratılanlara nispetle olup Yaratıcıya veya yaratma filline ait değildir. Yaratıcının bu şekilde yaratmasında bizim bilmedigimiz nice hikmetler vardır.Kitabı okudu
Kötülük Problemi (3)
Bizim sınırlı bilgilerimizin Allah’ın engin ilmiyle kıyasına ek olarak, (Kuranı Kerimdeki Hz.Musa ile Hızır (as) kıssası) çok mühim dersler ve manevi açıdan mühim işaretler barındırıyor. Bu kıssadan çıkaracağımız ilk ders, Allah’ın iradesini anlayabilmek için, tevazu sahibi olmamız gerektiğidir. Musa Hızır’a yaklaştı ve Hızır’ın ilahi bir ilham ile hareket ettiğini de biliyordu. Musa gayet mütevazı bir şekilde ondan bir şeyler öğrenmek istediğini söyledi, fakat Hızır onun sabretme kabiliyetini sorguladı; buna rağmen Musa ısrarcı oldu ve ondan bir şeyler öğrenmek istedi. (Musa Aleyhisselam manevi derecesi çok yüksek olmasına, hem Nebî hem de Resul olmasına rağmen, karşısındaki kişiye tevazu ile yaklaştı.) İkinci ders ise, dünyadaki kötülükler ve ıstırap ile hem manevi hem de hissi açıdan baş edebilmek için sabretmenin şart olduğudur. Hızır, Musa’ya göre kötü olan şeyleri yapacağı için, Musa’nın sabredemeyeceğini biliyordu. Musa sabrını muhafaza etmek istemişti fakat her seferinde Hızır’ın yaptığı kötü işlere karşı tepkisini gösteriyor ve onun fiillerini sorguluyordu. Gelgelelim kıssanın sonunda Hızır Musa’nın sabredemediğini ifade ederek, yaptıklarının arkasındaki İlahi hikmeti açıkladı. Bu kıssadan öğreniyoruz ki neden olduğunu anlayamıyor olsak dahi, dünyadaki kötülükler ve ıstıraplar ile başa çıkmanın şartı, sabırlı ve mütevazı olmaktır. Not: Kıssa Kehf Sûresi’nde geçmektedir.
Sayfa 263Kitabı okudu
Reklam
Cenab-ı Halil: (Hz. İbrahim) - Mutluluk; çalışmak, kazanmak ve kazancını kendi gibi olanlar ile paylaşmaktadır. Cenab-ı Kelim: (Hz. Musa) -Mutluluk; benliğini Firavunun tutkularından ve hırsından kurtarmaktadır.
Asa-yı Musa gibi Süleymaniye'nin minareleri... vakit vuslata erişmeden kızıl bir denizin kıyısına varıyor. Hayal ile gerçeğin buluştuğu yerde -belki İstanbul ufkunda- unutmak, bilhassa geri dönmek için. Minareler göğü ikiye ayırıyordu: hayal ve gerçek. (Hz. Musa ile Hızır kıssasını hatırlayın... Bilge kul ile buluştuğu yeri, Hz. Musa'nın yanındaki gencin balığı unutuşunu ve geri dönmek zorunda kalışlarını)
...Hz Musa Hızır'dan ayrılırken son bir nasihat istemiştir. Hızır da ona şu sözlerle veda etmiştir " Bilgiyi insanlara anlatmak için değil, onunla amel etmek için işte."
248 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
itiraf
Merhabalar, Fatih Sultan Mehmet zamanı fetih gerçekleşmiş ve Konstantinopolis İstanbul olma yoluna evriliyor. Dokuz yaşındanki Ornio'nun annesi ve babası dinine bağlı bu insanlar Sultan Mehmet'in düzenlediği bir seferde ölüyorlar. Bu olaydan sonra Ornio kendine bir söz veriyor hem tanrıdan hem de Büyük Kartaldan ( Fatih Sultan Mehmet)
İtiraf
İtirafİskender Pala · Kapı Yayınları · 20196,9bin okunma
Reklam
225 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.