Hâlik-ı Azîm Hazretleri tarafından İlm-i Ledün ile nimetlendirilen, Kur'an-ı Kerim'de kıssası zikredilen
Hz. Hızır (a.s.)'ın halen hayatta olup olmadığı, müfessirler arasındaki ihtilaf mevzusu edilmiştir. İslam âlimlerinin ekserisi, hususen mutasavvıflardan mükaşefe
ehli, Hz. Hızır (a.s.)'ın hayatta olduğunu kabul etmişler, hatta bazı yerlerde görüldüğünü söylemişlerdir.
Rivayete göre, Hz. Hızır hayat suyu denilen sudan içmiş, onun için kendisine uzun ömür verilmiştir. Buhâri'nin bir rivayetinde bu Ab-ı Hayat'ın bir ağacın dibinden kaynadığını, içine düşen her şeyin canlandığını, Hz. Musa'nın zembil içinde taşıdığı balığın da ondan isabet ettiği için dirildiği bildirilmektedir.
Evet, insanı cihan dediğimiz bu saraya gönderen Allah dilediği zaman da geri almaktadır. Hz. Hızır'ı Kıyâmet'e kadar yaşatmaya elbette kâdirdir. O halde bu işi de O'nun ilmine havale etmek en güzeli olacaktır...
Bir bak ki kâinatta: Ot, ağaç, gül ve kamış;
Zerre, küre ne varsa, Hak aşkına susamış,
Gerçek görünenin arkasında yatandır.
Gerçekten de kitaba damga vuran ve kitabın baştan sona ruhuna dokunan bir cümle. Çünkü kitabın başından itibaren kitabın kahramanı olan saf ve temiz yürekli Aziz ile çıktığınız yolda hep tek bir şeyi bulmaya çalışıyorsunuz. Gerçek nedir?
Hz. Hızır kıssası malumdur. Hz. Musa ile yaşadığı gizemli olaylar sonucunda aslında olayların görünüşlerinin ardında yatan bambaşka sebepler olduğunu anlatır. Bu kısa ama kısa olduğu kadar da derin kitap da tıpkı bu kıssada olduğu gibi bize dünyanın görünür yüzünün arkasında yatan bambaşka gerçekler olabileceğini etkileyici bir dille anlatıyor.
Ben kitabı çok sevdim. Köyünde koyunlarıyla mutlu olan ama bir noktada hayatın gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalan Aziz'in öyküsünü... Sizin de keyifle okuyacağınızı umuyorum.
Hz. Musa (as) ve genç yardımcısının “iki denizin birleştiği yere” yaptıkları yolculuk.
"Hani Musa genç yardımcısına demişti: İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim." (Kehf, 18/60)
Balık, buluşma yerinin tam olarak belirlenmesinde bir işaret olmuştur.
"Böylece ikisi, iki (deniz)in
Gerçek görünenin arkasında yatandır.
Gerçekten de kitaba damga vuran ve kitabın baştan sona ruhuna dokunan bir cümle. Çünkü kitabın başından itibaren kitabın kahramanı olan saf ve temiz yürekli Aziz ile çıktığınız yolda hep tek bir şeyi bulmaya çalışıyorsunuz. Gerçek nedir?
Hz. Hızır kıssası malumdur. Hz. Musa ile yaşadığı gizemli olaylar sonucunda aslında olayların görünüşlerinin ardında yatan bambaşka sebepler olduğunu anlatır. Bu kısa ama kısa olduğu kadar da derin kitap da tıpkı bu kıssada olduğu gibi bize dünyanın görünür yüzünün arkasında yatan bambaşka gerçekler olabileceğini etkileyici bir dille anlatıyor.
Ben kitabı çok sevdim. Köyünde koyunlarıyla mutlu olan ama bir noktada hayatın gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalan Aziz'in öyküsünü... Sizin de keyifle okuyacağınızı umuyorum.
HZ. KURAN DA LEDUN İLMİ- "HZ. MUSA (AS). VE HIZIR (AS.)"
1-
Ledun ilminin varlığı, derinliği ve Rabbimizden gelen hikmet boyutu; Hz. Kuran'da Kehf suresinde geçen Hz. Musa as. ile Hz.Hızır as. kıssası ile sabitttir.
2-
Ulu-l azm Peygamber Hz. Musa as.; "Yarabbi, dünyada tabi olabileceğim, benden daha derin ilim sahibi bir kulun var mı" diye dua etmiş, bunun üzerine Rabbimiz kendisini Hızır as ile buluşturmuştur.
3-
Yaptıkları yolculukta Hızır as. bu ilim üzere Rabbimizin emri ile birtakım zahire uygun görünmeyen müdahaleler yapmış, kitap sahibi peygamber olmasına rağmen Hz. Musa as. zahiri boyutta değerlendirerek bunlara itiraz etmiştir.
Neticesinde;
4-
Hızır as.'ın kendisine bahşedilmiş olan Ledun ilmi penceresinden bu 3 olayın hikmet boyutunu açıklaması ile hikaye tamamlanmıştır.
Efendimiz asv bu olay ile ilgili şöyle buyurmuştur: "Musa (as) kardeşim dayanabilseydi bu üç olaydaki hikmet yerine bin tane hikmet görecekti"