Hz. Osmanın Şehadeti 41
Muhammed b. Ebî Bekir’in Hz. Osman’ı öldürmeyip yanından çıktığını gören isyancılardan Kuteyre, Sevdan b. Hımran ve el-Gâfikî isimli kişiler içeri girdiler. Elinde bulunan bir demirle Hz. Osman’a bir darbe indiren el-Gâfikî ayağıyla da Kur’an-ı Kerim’i tekmeledi. Öte yandan Hz. Osman’ı öldürmek üzere kılıcını indiren Sevdan b.Hımran’a engel olmak üzere halifenin karısı Naile elini kaldırınca inen kılıç darbesi onun parmaklarını kesti. Böylece Sevdan Hz. Osman’ı öldürdü. Başka bir rivayette Hz. Osman’ı Kinane b. Bişr et-Tüceybî’in öldürdüğü rivayet edilir. Yine isyancılardan Amr b. Hamik adında bir kişinin Hz. Osman’ın vefatından önce göğsüne oturmak suretiyle ona dokuz darbe indirdiği ve bu arada şöyle dediği rivayet edilir: “Bunlardan üçünü Allah için, geri kalan altı tanesini ona karşı beslediğim kinden dolayı vurdum.” Neticede oniki yıl halifelik yapan Hz. Osman h. 18 Zilhicce 35 / m. 17 Haziran 656 tarihinde seksen altı yaşındayken öldürüldü
Hz. Osmanın Şehadeti 35
Ya’kûbî Muaviye’nin Hz. Osman’ın çağrısına cevap vermek üzere onikibin kişilik bir orduyla bizzat hareket ettiğini söylemektedir. Ancak Muaviye ordusunu Şam sınırında bekleterek kendisi halifeyle görüşmeye gelmiştir. Hz. Osman bu davranışından dolayı Mıuviye’ye sitem ederek onu öldürülmesi halinde kendisinin kanı üzerinden hak talebinde bulunmakla itham etti ve ordusuyla birlikte destek vermesini istedi. Muaviye bu emri yerine getirmek üzere gitti fakat onlar Medine’ye ulaşmadan önce Hz. Osman öldürülmüştü. Ancak Ya’kûbî’nin bu rivayeti tartışmalıdır. Nitekim isyan hareketinin ayyuka ulaştığı bir zamanda Medine’ye gelen Muaviye’nin asileri aşarak halife ile rahat bir görüşme yapması pek mümkün gözükmemektedir. Ayrıca bu rivayetin diğer kaynaklarca desteklenmemesi de bu konudaki şüpheleri artırmaktadır.
Reklam
Hz. Osmanın Şehadeti 16
Valilerin eyaletlerden ayrılmasından sonra muhalif gruplar Hz. Osman’a karşı hep birlikte ayaklanmak için anlaşmışlar, ancak bunu başaramamışlardı. Bu defa valiler illere döndükten sonra farklı vilayetlerdeki muhalif kabile reisleri isyancılarla haberleşerek halifeyi sorgulamak üzere gruplar halinde Medine’ye gitmeyi karalaştırdılar. Bu üç eyaletten ayrılanların hepsi hacca gitmek üzere yola çıktıklarını açıklayarak h. 35 (m. 655–656) Şevval ayında hareket ettiler. Mısırlılar bir rivayete göre toplam sayıları beş yüz, diğerine göre bin kişilik dört bölük halinde Medine’ye doğru yola çıktılar. Bu bölüklerin başında Huzaa ve Kinde gibi Yemenli kabilelere mensup emirler vardı. Reisleri Yemenli el-Gâfikî b. Harb el-Akkî idi. Abdurrahman b. Udeys el-Belevî, Kinâne b. Bişr el-Leysî, Sevdan b. Hımran es-Sekûnî ve Kuteyre b. Fülan es-Sekûnî ise Mısırlılar içinde adları özellikle anılanlardır. Kûfeliler de dört bölük idiler ve sayılaları Mısırlılar kadardı. Onlar da başlarında Zeyd b. Suhan el-Abdî, Eşter en-Nehaî,Ziyad b. Nadr el-Harisî ve Abdullah b. el-Asam el-Âmirî olduğu halde yola çıktılar.
Hz. Osmanın Şehadeti 8
Ayrıca halife herhangi bir şekilde zarara uğrayan kişiye kendisine ve valilerine müracaat etmek suretiyle haklarının iade edileceğini söylüyordu. Hz. Osman’ın bu davranışı vilayetlerde yaşanan gerginliği bir an olsun dağıtmış ve Müslümanları memnun etmişti. Ülkede yaşanan huzursuzlukların artması üzerine Hz. Osman her yıl vali ve ordu komutanlarıyla toplantı düzenlemeye başlamıştı. Nitekim o, h. 35 (m. 655–656) yılında gerekçeleri itibariyle olağanüstü denebilecek bir toplantı için valilerini Medine’ye çağırdı. Toplantı Basra valisi Abdullah b. Âmir, Şam valisi Muaviye b. Ebî Süfyan, Mısır valisi Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh, eski Kûfe valisi Saîd b. el-Âs ve eski Mısır valisi Amr b. el-Âs’ın katılımlarıyla gerçekleşti. Muhalefetin sesi iyice yükselmiş,sorunlar artmış ve gerginlik had safhaya ulaşmış olmalıydı ki halife valileriyle konuşmasında oldukça öfkeli bir duruş sergilemişti. Hz. Osman onlara şehirlerden gelen şikâyetler ve yayılan şayiaların sebebini soruyor, ayrıca neden bu fitnenin halifenin etrafında dönüp dolaştığını merak ediyordu. Bu durum onu endişelendirmekteydi. Valiler Hz. Osman’a bölgelerinde her şeyin yolunda olduğunu söylediler. Nitekim eyaletlere araştırma için giden müfettişlerin verdiği bilgiler de bu doğrultudaydı. Onlar haberlerin doğru olmadığını, şikâyet sahiplerinin de sözlerine itibar edilmez kimseler olduklarını belirttiler.
Resim