Allah'ı sevmenin alametlerinden biri de Hz Peygamber'e (s.a.v) ahlak, fiil, emir ve sünnetlerinde tabi olmaktır.
Sayfa 27 - Zünnûn el-Mısrî(k.s.)Kitabı okuyor
Şu bir gerçektir ki, kalp şüpheli şeyler karşısında tatmin olmaz, hep endişe ve şüphe içinde kalır, bu sebepledir ki Hz. peygamber (s.a.v); "Sana şüphe veren şeyi bırak, kalbinin rahat ettiği işe bak" buyurmuştur.
Reklam
Müslümanların birçoğunun, Yahudilerin, itikat yönünden, Hiristiyanlardan daha kötü olduklarını düşünmelerinin sebebi onların İslâmî dâvete ve İslâm Peygamberine (s.a.v) karşı sergileye geldikleri kötü tutumlarıdır. Hz. Peygamber döneminde Medine'de bulunan Benî Kaynukâ, Benî Nadîr ve Benî Kureyza Yahudilerinin tutumu da bu anlayışın başlıca sebeplerindendir.
Rivayet alimlerinin aldanması
Çünkü onlar, sünneti anlamaya ve mânâlarını düşünmeye hiç gayret sarfetmezler. Yaptıkları, sadece hadisleri nakletmekten ibarettir. Bunun da kendileri için yeterli olacağını zannederler. Nerede?! Bilakis hadisten maksat, onu anlamak ve mânâlarını düşünmektir. Hadis ilminde ilk önce hadisi dinleme, sonra ezber, sonra anlama ve amel etme sonra da
Kelam ilmi ve cedelle uğraşanların aldanması
Başka bir grup, kelâm ilmi ve cedelle uğraşmış; karşıt görüştekilere cevap ve onların çelişkilerini araştırmakla vakit geçirmişlerdir. Tartışmalı sözlere odaklanmış, muhalifleriyle münâkaşa ve onları susturma yollarını öğrenme ve öğretmeyle meşgul olmuşlardır. Bununla beraber bunlar ikiye ayrılırlar: Birincisi, doğru yoldan sapmış, başkalarını
Hz. peygamber (s.a.v.), "Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekin. Amel ve davranışlarınız ölçülüp biçilmeden önce siz ölçüp biçin." buyurmuştur.
Sayfa 23 - İbnü'l Mübarek, Kitâbü'z-Zühd ve'r-Rekâik, 306; Ahmed b. Hanbel, Kitâbü'z-Zühd, 633; İbn Ebu Şeybe, el- Musannef, 35600.Kitabı okudu
Reklam
Müminin aldanması
İnananlardan günah işleyenlerin aldanmaları şu sözlerinde kendini gösterir: "Allah, bağışlayıcı ve merhametlidir; biz O'nun affını ümit ediyoruz." Böyle söyleyip buna güvenir ve amelleri ihmal ederler. Gerçi dinde bu anlayış "ümit" açısından övülen bir düşüncedir. Allah'ın rahmeti elbette geniş, nimeti çok kapsayıcı
Kâfirin aldanması
Onların tasavvurlarında düzenledikleri kıyas şöyle: "Allah bize dünya nimetlerini ihsan etmiştir. Her ihsan eden sever; her seven de ihsanda bulunur" İşin doğrusu böyle değildir. Tam aksine Allah ihsan eder fakat sevmeyebilir. Hatta belki de ihsan, bu iyiliğe muhatap olanın yavaş yavaş helakine sebep dahi olabilir. İşte bu, Allah hakkındaki gururun zirvesidir. Bununla ilgili olarak Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Sizden birisi sevdiği için hastasını nasıl ki bazı yiyecek ve içeceklerden uzak tutuyorsa, Allah da mü'min kulunu aynı şekilde dünyaya karşı muhafaza eder" (Tirmizî, Tib, 1; Ahmed, Müsned, 5/428; Hâkim, Müs-tedrek, 4/230; Taberâni, el-Mu'cemu'l-Kebir, 4/252; Beyhaki, Şu'abu'l-îmân, 7/321.)
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
Hz. Peygamber (s.a.v), bir bayram günü namaz kılanan bir yerde kadınların yanına geldi ve onlara hitaben, “Ey kadınlar topluluğu, çokça sadaka verin ve fazlaca istiğfar edin; bana cehennem ehlinin çoğunun kadınlar olduğu gösterildi” buyurdu. Kadınlar, “Niçin cehennemliklerin çoğunu kadınlar oluşturuyor ey Allahın Resulü” diye sordular, Allah resulu, “Çünkü sizler çokça lanet okursunuz, kocanıza nankörlük yaparsınız bu yüzden. Bir de aklı ve dini noksan olduğu halde, dirayetli bir erkeği sizin gibi mağlup eden kimse görmedim” buyurdu. Kadınlar, “Bizim aklımızın ve dinimizin noksan oluşu nasıl oluyor?” diye sorduklarında, Peygamber efendimiz (s.a.v), “Bir kadının şehadeti erkeğin şehadetinin yarısı kabul edilmiyor mu?” diye sordu; kadınlar, “Evet öyledir?” dediler. Rasülullah Efendimiz (s.a.v), “İşte bu, onların aklının (erkeğe göre) noksan oluşundandır. Bir de kadınlar hayız olunca namazı ve orucu terkeder değil mi?” diye sordu; kadınlar, “Evet öyledir” dediler. Efendimiz, “İşte bu da onların dinde noksanlığıdır” buyurdu.
Resim