Akış
Ara
Mesajlar
Bildirimler
Kaydedilenler
Ne Okusam?
Profil
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.17
Islah kelimesi Kur'an-ı Kerim'de birebir geçmiştir. Nitekim Allah Teâlâ Şuayb'ın (aleyhisselam) şöyle dediğini bildirir: "Tek gayem, gücüm yettiği kadar ıslah etmektir. " Bununla birlikte ıslahın fazileti, Allah Teâlâ'nın kitabı ve Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetinde mevcut bulunan "ıslah" lafzına hasredilemez. Bilakis ıslahın tabiat ve maksatlarıyla örtüşen her türlü amel, "islah" lafzı birebir bulunmasa da o kabilden sayılır. O nedenle Allah Teâla'ya davetin fazileti, emri bi'l-ma'rûf nehyi ani'l- münkerin emredilmesi, dini ikame edip onun için çalışmak, yeryüzünde bulunan fesatla mücadele etmek gibi konulara dair varit olan her türlü nas, aynı zamanda ıslah babından sayılır
Sayfa 35Kitabı okudu
Hz. Şuayp Aleyhisselam Medyenlilere ve Eykelilere nasıl bir çağrıda bulundu ise ve söylediklerini nasıl önce kendi nefsine ve cemaatine uyguladıysa, bugünün müminleri, davetçi genç öncüleri de aynen öyle yapacaklardır. Onun gibi Halim ve reşid bir kişiliğe sahip olacaklar, özü-sözü bir, tutarlı bir karakteri kuşanacaklar; her alanda ölçü denge ve adaleti ayakta tutacaklar ve bütün bunları yaparken de huşu içinde sürekli kılacakları namazdan besleneceklerdir. Bir "Tevhid eylemi" olan, tarihe müdahale eden, her türlü kötülüğü ve olumsuzluğu engelleyen namazlarıyla hayatı yeni baştan inşa ve ikame edeceklerdir.
Evet, Şuayb aleyhisselam ve cemaati/raht'ı kurtuldu; Şirk ve günah batağında yüzmekte ısrar edenler ise helâk oldu. Bütün mesele, "kurtulanlardan olmak" değil mi?
Hz. Şuayb'ın Kızları
Babasının başını yere eğdirmeyen kız evlatlarını Hz. Şuayb (aleyhisselam)'ın kızlarının üzerinden Kur'an-ı Kerim'de okuyoruz.
Peygamber olan eşine hainlik edip kâfir olan Hanımlar vardır.
Ancak bir tek asi peygamber kızı yoktur.
Kim bilir bunda ne hikmet vardır.
Sayfa 49Kitabı okudu
Evet, Şuayb Aleyhisselam ve cemaati/raht'i kurtuldu; şirk ve günah batağında yüzmekte ısrar edenler ise helâk oldu. Bütün mesele, "kurtulanlardan olmak" değil mi?
Sayfa 143Kitabı okudu
Hz. Musa'ya Asâ Verilmesi
Hz. Musa'nın [aleyhisselâm] hanımının hayatına tesirlerinden biri de ileride mucize olarak ejderhaya dönüşecek olan asâsının Hz. Musa'ya [aleyhisselâm] onun vesilesiyle verilme hadisesidir: Hz. Şuayb'ın [aleyhisselâm] yanında, önceki peygamberlerden miras olarak kalan bir asâ vardı. Hz. Şuayb kızına, Hz. Musa'ya bir asâ getirmesini emretti. Kızı da Hz. Âdem'den [aleyhisselâm] miras kalan asâyı getirdi. Babası, "Onu bırak, bir başkasını getir" dedi. Kızı onu bırakıp bir diğer asâyı almak için elini asâlara uzattığında eline yine aynı asâ geldi. Bu durum defalarca aynı şekilde tekrarlandı ve sonunda kızı, babasına birinci asâyı getirdi. Hz. Şuayb, bundan Hz. Musa'nın özel bir durumu olduğunu anladı.
İbn Mesud (radıyallahu anh) der ki :
"İnsanların en ferasetlisi üç kişidir: Birisi, esir pazarında Hz. Yusuf'un (aleyhisselam) kıymetini bir bakışta anlamakla Aziz-i Mısır; birisi, koyunlarını bir kez sulamakla Hz. Musa'nın (aleyhisselam) kadrini fark eden ve 'Babacığım! Onu ücretle tut!' diyen ve ilerde onunla evlenmesi kendisine nasip olan Hz. Şuayb'ın (aleyhisselam) kızı; diğeri de Hz. Ömer'i (radıyallahu anh) kendi yerine halife bırakmakla Hz. Ebubekir'dir (radıyallahu anh)"
Hz. Şuayb Aleyhisselam ve Eykeliler
Hazret-i Şuayb aleyhisselam, Eykelilere nasîhatine şöyle devam etti:
"Ölçüyü tastamam yapın, (insanlarına hakkını) eksik verenlerden olmayın!
Doğru terazi ile tartın!
İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın! Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın!
Sizi ve önceki nesilleri yaratan (Allah)'a karşı takvâlı olun!"
"Onlar şöyle dediler:
Sen olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!
Sen de, ancak bizim gibi beşersin! Bil ki, biz Sen'i ancak yalancılardan sayıyoruz.
Şâyet doğru sözlülerden isen, üstümüze gökten azap yağdır!"
"Şuayb (onlara): Rabbim yaptıklarınızı en iyi bilendir. Dedi.
[Eş-Şuarâ]
Allah'a duâ etti. Onların istemekte oldukları azâbın gelmesi için niyazda bulundu. Âniden sıcak rüzgarlar esmeye başladı. Mavi renkte sinekler türeyip üzerlerine musallat oldu. Kâfirler çaresiz kaldılar. Havanın sıcaklığı da gittikçe şiddetlendi. İnsanlar, akarsulu, ağaçlık ve gölgelik yerlere kaçıştılar. Fakat harâret günden güne artıyordu. Bu sırada Cebrâîl aleyhisselâm bir bulut getirip şehrin dışında tuttu. Kâfirler bu bulutu görünce, serin bir gölgesi var zannederek hep birden onun altına koşuştular. Hepsi orada toplandığında:
"Ey Eykeliler! Peygamberinizi yalanlayarak bir türlü gelmez sandığınız acı azâbı tadın! Önünde secde ettiğiniz putlara da söyleyin, eğer güçleri varsa, sizi kurtarsınlar!" Diye bir nidâ geldi.
Mes'ûd (r.a) şöyle demiştir: İnsanlar içinde uzağı gören en ferasetli üç kişi en başta gelir: Bunlardan birisi, Yûsuf'un ilerde büyük adam olacağını kestiren Aziz'dir. Bu sebeple ka- rısına, ona iyi bakmasını tavsiye etmiştir. İkincisi, Hz. Musa'yı çoban tutması için babasına "Bu adam güçlü ve güvenilir bi- ridir" diyerek onu kiralatan Şuayb Aleyhisselam'in kızıdır. Üçüncüsü de Hz. Ömer'i hilafete aday gösteren Ebu Bekir'dir.
Sayfa 43Kitabı okudu
