"Murad kıl Zât-ı Hakk'ı gel gidelim, Cemâli bâ kemâle seyr idelim."
İnsanın yegane marifeti bir şey bilmediğini itiraf ve tasdikidir.
Reklam
"Şimdiye kadar yenilmedim, yenilmem; yenilirsem bir dakika yaşayamam"
"Ben toprak büyütme meraklısı değilim; barış bozma alışkanlığım yoktur; ancak anlaşmaya dayalı hakkımızm isteyicisiyim. Onu almasam edemem. Büyük Meclis'in kürsüsünden milletime söz verdim: 'Hatay'ı alacağım' dedim. Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getirmezsem onun huzuruna çıkamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, yenilmem; yenilirsem bir dakika yaşayamam ...
Sayfa 345 - İnkılalp Yayınevi 2. Baskı 2018Kitabı okuyor
208 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Karşıma nasıl ve nereden çıktığını bilmediğim bu kitabı okuduğum için çok mutluyum. İlk sayfaların kafa karıştırıcı yönleri oldu ama kitabı bitirdikten sonra başa dönüp tekrar okuduğumda her şey yerine oturdu. Yine de "yeni bir dil öğrenmek bu kadar kolayken çevirilere ne gerek var" cümlesi o kadar manasız ve yersizdi ki sinirimi bozmaya devam etti. Öyle ki sadece bu cümle yüzünden bir puan kırmayı düşündüm ve kitap boyunca bu cümle aklımda yankılandıkça sinirlerim bozuldu. Ama öyle güzeldi ki be! Kitap boyunca sevgi, insan olmak, hayattaki minik zevkler, dostluk, özgürlük, kadınlık, çocukluk ve merhamet gibi pek çok kavramı sorguladım. Üstelik olayın akışı içerisinde o kadar güzel ve doğal bir şekilde sorguladım ki düşüncelerim akışı bölmedi. Karakterlerin aklındaki sorular, bizim aklımızdaki sorular asla cevaplanmadı. Korku, heyecan, umutsuzluk hiç bitmedi. Neden cevap bulamıyorum diye sinirlendim ama sonra fark ettim. Cevapsız bir deney, cevapsız bir kitap, cevapsız bir dünya, cevapsız bir hayat... Viyana high society clup üyesi, hayat nedir bilmezken buhranlarıyla kafamızı bik bik biken mal herifler, okuyun da ders alın.
I Who Have Never Known Men
I Who Have Never Known MenJacqueline Harpman · Vintage · 20197 okunma
Sabit bin Kays bin Şemmås ()'ı bulamadığında, "Sabit bin Kays neden ortalarda görünmüyor, hastalandı mı yoksa?" diye sormuş, Sad bin Muaz da "Sabit benim komşum, hastalandığına dair bir şey bilmiyorum" diye cevap verip evine gitmişti. Bir de duymuş ki Sabit evinde, kapısını kapamış ağlıyor. "Ne oldu sana?" diye sorunca, "Pek kötü bir şey oldu. Allah Teala buyuruyor ki: "Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi peygambere yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider' (Hucurât, 2). Ben de gür sesli bir adamım, dolayısıyla amellerimin boşa gitmesiyle cehennemlik olmaktan korkuyorum" diye karşılık verir. Bu olay üzerine Resúlullah () Sabiťe, "Sen onlardan değilsin. Bilakis sen hayırlı bir şekilde yaşayıp hayırlı bir şekilde öleceksin. Sen cennet ehlindensin" buyurmuştu.
Dostum , akılsızca gölge gibi peşine düşmüşüz ; koşup du­ruyoruz ; çünkü o güneşe benzeyen yüzün, başka birinde yok.
Sayfa 9 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / IV. Basım Mayıs 2022 İstanbul - Cilt VII-IKitabı okuyor
Reklam
Nitekim Atatürk öldükten yıllarca sonra Kuvay-ı milliye devrinin Kâzım Karabekir, Refet Bele ve Ali Fuad Cebesoy gibi "büyük” tanınmışları ile bir toplantıda: -Hiç birimiz olmasaydık, Kurtuluş Savaşı'nı Atatürk gene başarırdı. Ama o olmasaydı hiç birimiz onun yaptığını yapamazdık, deme dürüstlüğünü göstermiştir.
Sayfa 76 - Pozitif
"Hatt-ı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O alan bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vata daşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz. Onun için küçük büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat küçük büyük her birlik, ilk durabildiği noktada yeniden düşmana cephe kurup savaşa devam eder. Yanındaki birliğin çekilmeye mecbur olduğunu gören birlikler ona bağlı olamaz. Bulunduğu mevzide sonuna kadar dayanmaya ve karşı koymaya mecburdur."
Dünyanın... Öylesine bir hayale ihtiyacı var ki! Bir cennet hayali! Yoksa! Şeytan kazanacak... İnsan! Cennet'i Kaybedecek...
Sayfa 23 - HayykitapKitabı okuyor
Onu öldürmek de istedikleri duyulmuştu. Mukadderat denen bir şey var mı, yok mu bilinmez. Fakat Mustafa Kemal'i yok etmek isteyenler o hayattayken memleket dışında birer birer öldürülmüşler, bir takımı da suikast yüzünden asılmışlardır. Mustafa Kemal'de dinmeyen bir yükselme hırsı vardı. Nereye kadar yükselecekti...
Sayfa 70 - Pozitif
Reklam
Gerçekten bilmediğim için soruyorum. Bugüne kadar hakikat ne demek sorusuna verilen somut bir cevap görmedim. Eğer hakikati vahdet-i vücud temeliyle konuşuyorlarsa onu bilemem. "Tek hakikat Allah'tır, geri kalan her şey onun yansımasıdır gibi" ama ortada böyle de bir durum yok. Gençler hakikati arasın, gençler ruh köküne insin, gençler medeniyet tasavvuru yapsın falan. Biri de çıkıp demiyor ki; "Gençler gidin kim olduğunuzu unutmadan insanlığınızı yaşayın, bakın bahar geldi, bir ormana gidin temiz hava alın, kendinize çadır alın, kamp malzemesi alın. Gidin birine âşık olun. Bir gönlünüz vardı onu hatırlayın."
Sayfa 20
Cennet'i unutturmuş onlara şeytan... Tuhaf şey'lerle meşgul ediyor! Elektronik putlar... Onlara 'esir' olmuşlar... Kalbin yolunu kaybetmişler... Vahyin... Kur'an okumanın... Cennet'in...
Sayfa 22 - HayykitapKitabı okuyor
Tam da halimizin özeti
Eğer O, Kureyş'in sahip olduğu imkanlara, teknolojisine, ticaret hacmine, ambargoya direnme gücüne, yüz ölçümüne, nüfus miktarına baksaydı o zamanın iki süper gücü olan Bizans ve İran İmparatorluklarına kafa tutmaz, mektup göndermezdi. Peygamber Aleyhisselam bu işi yaparken yani İslam'ı yatarken veya hakikati anlatırken aklın kanunlarına göre davasını gütmedi. Davasını daha ileriye imanı ile taşıdı. Meselemiz iman meselesidir. Fatih Sultan Semiz
Neşet Ertaş için "sanat samimiyetti ve gerisi laf-ı güzaftı."
72 syf.
1/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Ne anlatıyon be abla, gözünü seveyim be abi :( Freud, sahip çık la şu kadına. 70 sayfanın 58'i betimleme, 10'u sapık edebi adam, 2'si manasız edebi buhran. Öyk be öyk!
Volga
VolgaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,686 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.