Bazen konuşmaya değil de konuşmanın peşinde sürüklediği sessiz cümlelere ihtiyaç duyardı insan. Konuşulmaya değil, konuşmadan anlaşılmaya özlem duyardı.
Bir kalp kaç kez bağlanırdı başka bir kalbe? İlkler unutulmazdı ve yazılı olmayan bir kuraldı ama insan kapatırsa kendini kendine, içinde halledemezse içi ölürdü.
Bir insanın acıya dayanma gücü ne kadardır ki?
Hayat hep kötüye giderken bunca şeyin içinde hayatta kalmaya çalışmak sahiden göründüğü kadar kolay mıdır?
Gözyaşı dökmeden nasıl ağlardı ki insan? Bazen gözler değil anılar ağlatırdı insanı, bazen kelimelerin dokundukları yerler olurdu ve gözyaşları susardı...
Oysa o bana sadece bir saniye bakmıştı ben ise o bir saniyeyi aldım, tüm ömrüme bağladım. Bu öyle bir sevgi ki ne yaşayanlar anlar ne de yaşamayanlar beni deli sanır.
Delirmedim ama böyle sevmek de delilik bir yerde.