Sigaranın o kadar sevilmesi, nikotinin gücünden değil, bu boş ve anlamsız âlemde, insana anlamlı bir şey yaptığı duygusunu kolaylıkla vermesindendir, diye düşünürüm bazan.
Gene de, kimi erkekleri hayatlarının sonuna kadar umarsız, derin ve kapkara bir yalnızlık içinde bırakan birtakım çatlakların, yaraların ruhumda yavaş yavaş açılmaya başladığını o günlerde sezmeye başlamıştım.
Öpüşmemizle birlikte, sanki önümüzde yalnızca tensel bir zevkin ve gittikçe artan cinsel bir arzunun kapıları değil, bizi yaşamakta olduğumuz bahar öğleden sonrasının dışına çeken büyük, geniş, kocaman bir zaman da açılıyordu.
Boyunun uzunluğu, göbeğinin kendine özgü çukuru, gözlerinde kimi zaman aynı anda beliren şüphe ve içtenlik, yatakta yatarken bana bakışındaki hüzünlü dürüstlük ve öpüşmelerimiz gözümün önünden gitmiyordu hiç.
Ne zaman derin bir üzüntüye kapılsam gözlerim parlar, tavır ve hareketlerim neşelenir, içim içime sığmaz olur. Dünyayı hiçe sayıyormuşum gibi kahkahalarla gülerim, türlü gevezelik ve delilikler yaparım. Mamafih öyle sanıyorum ki, yakın kimsesi ve başkalarına açılma kabiliyeti olmayan insanlar için bu daha iyi bir şeydir.
Binlerce insanın aynı yazgıyı paylaştığını biliyordu, yaşamında meydana gelen şeylerin her gün yaşanan bir trajedi olduğunu biliyordu, ama yine de daha önce kimsenin bu acıyı böylesine keskin hissetmediği duygusuna kapılıyordu.