·
Puan vermedi
Trendeki Yabancılar PATRICIA HIGHSMITH Seviye 4 Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter Pearson Education Limited Edinburgh Gate, Harlow, Essex CM20 2JE, İngiltere ve dünya çapında Bağlı Şirketler. ISBN 0 582 41812 7 Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu uyarlama ilk olarak
The Stranger
The StrangerAlbert Camus · Bokp · 2012111bin okunma
Maskeli cerrahlar doğaüstü inanışa karşı. Benimsenebilecek tutumlar yelpazesine gelince, bir uçta laik faydacılığa inanmışların görüşü vardı, yasal ayrıntılara sabırları yoktu ve kolay bir ahlaki denklem nimetine sahiptiler: İki ölü çocuktansa bir çocuğu kurtarmak yeğdir. Öteki uçta Tanrı'nın varlığına dair kesin bilginin yanı sıra iradesini de kavrayanlar bulunuyordu. Fiona, Temyiz Mahkemesi Hakimi Lord Ward'dan alıntı yaparak karar metninin açılış cümlelerinde taraflara hatırlatmada bulunmuştu: "Bu mahkeme ahlak değil hukuk mahkemesidir; karşı karşıya olduğumuz duruma -başka örneği olmayan bir duruma- denk düşen hukuk ilkelerini bulup uygulamakla yükümlüyüz."
Sayfa 26 - YKYKitabı okuyor
Reklam
Pascal'dan önce Batı'da neden hiçbir olasılık teorisi yoktu? Cevap: zorunlu bir dünya görüşü, takva, numaralandırma yer sisteminin ve ekonomik teşvikin yokluğu. Sonuç: ahlaksızlık, aritmetik, çokça ticaret.
İnsanın düşmanı kendisidir
Nefsin gerçek tabiatı ise Ruh'tan yani katışıksız Nur'dan başka bir şey değildir.Bu hayatlarını arıtmış adamlarda nefs yalnızca öte dünyaya ilişkin ışık yüklü ruh üzerindeki incecik bir zar olarak kalmıştı
Sayfa 116 - Yeryüzü Yayınları PDFKitabı okudu
544 syf.
·
Puan vermedi
Pamela'nın başarısı büyük ölçüde kadın okuyucuların ilgi alanlarına hitap etmesinden kaynaklanıyor. Ian Watt'a göre Richardson her zaman kadınlar arasında en mutlu olandı. Başka bir deyişle Richardson'ın kadın bakış açısına yakınlığı, onun insan yaşamının alışılagelmiş yolundan önemli ölçüde sapmasına neden oldu.
Pamela
PamelaSamuel Richardson · Penguin Publishing · 1980179 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Tek kelimeyle muhteşem, bir kitap bu kadar mı iyi yazılır. Sahilde, McEwan'dan okuduğum kaçıncı kitap bilmiyorum ama en sevdiklerim arasında yerini aldı. Bana göre yazarın en önemli özelliği hiçbir kitabının diğerine benzememesi, öyle ki her birini başka biri yazmış sanki. Bu nedenle çok ama çok kıymetli benim için. Sahilde'yi de herkese öneririm. Sağlıkla ve kitaplarla kalın...
Sahilde
SahildeIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 2020363 okunma
Reklam
740 syf.
10/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Cevap ; Coğrafya
“ Tarihi yapanlar imparatorlar veya entelektüeller değil, işlerin daha kolay , daha karlı ve daha güvenilir yollarını arayan milyonlarca tembel, açgözlü ve korkmuş insandır.” Avcı toplayıcılıktan - çiftçiliğe , köy yaşamından- devlet oluşumuna, Batı ve Doğu’nun binlerce yıllık gelişim düzeyini ( şu ana kadar elde edilen veriler ışığında ve bence
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor
Dünyaya Neden Batı HükmediyorIan Morris · Alfa Yayıncılık · 201272 okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
Nebraska'da bulunan ve küçük bir kasaba olan Eres'te hikayemiz başlıyor. Bölgedeki en büyük uyuşturucu satıcısı, Charlie Riley Hazel'ın üveybabası. Nefret ettiği üveybabasından annesi ise hamile. Hazel annesine bakmak ve bu kasabadan ayrılmak için para biriktirmeye karar verir. Kasabanın çoğu Koca Pençe'nin Eres çiftliğinde
İkimizin Yıkımı
İkimizin YıkımıBrittainy C. Cherry · Martı Yayınları · 2024277 okunma
143 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
İnsan İki Kere Yaşar
İnsan İki Kere Yaşar
Ian Fleming
Ian Fleming
James Bond Serisi : 12 Fleming'in on ikinci Bond romanı. 1964 tarihli romanın orijinal ismi "You Only Live Twice." Blofeld üçlemesinin son kitabı olarak da anılıyor. Bond bu sefer Japonya'da... İngiliz Gizli Servisi Japonya'daki gizli servis ile aralarındaki ilişkilerin gevşemesi üzerine Bond'u oraya diplomasi amaçlı gönderir. Japonlar İngilizlerden çok Amerikalılar ile yakınlaşmakta ve İngilizler ile arayı açmaktadırlar. Japonya'ya giden Bond burada Tanaka isimli servis çalışanı ile iletişime geçer. Tanaka kendisine bir sorun için yardım etmesi halinde kendilerinin de İngilizlerle işbirliği yapacağını açıklar. Bu sorun Japonya'da son zamanlarda gerçekleşen garip intihar vakalarıdır. Bir adada bir tesis kuran yabancı bir bilim adamını araştırmasını ister Tanaka Bond'dan. Bu adam garip deneyler yapmaktadır. Adaya sızan Bond'u burada bir sürpriz beklemektedir.
İnsan İki Kere Yaşar
İnsan İki Kere YaşarIan Fleming · Tay Yayınları · 199011 okunma
158 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kraliçenin Hizmetinde
Kraliçenin Hizmetinde
Ian Fleming
Ian Fleming
James Bond Serisi : 11 James Bond serisinin on birinci kitabı olan bu kitap 1963 yılında yazılmış. Blofeld üçlemesinin ikinci kitabı olarak da biliniyor. Orijinal ismi "On Her Majesty's Secret Service" Bond'un yolu bu kez İsviçre Alplerine düşüyor... Bond Gizli Servis'ten istifa eder ve Blofeld'i aramaya başlar. Bond, ilk kitaptan da hatırladığımız Royale-Les-Eaux'da İtalyan bir kızı takibe başlar. Kızın babası Bond'u yakalar. Adam, Fransız mafyasıdır ama Bond'a ilginç bir teklifi vardır. Bond'dan sorunlu kızıyla evlenmesini istemektedir. Bond teklifi kabul eder ama onun için Blofeld'i araştırması ve yerini bulması şartıyla. Bond, Blofeld'in İsviçre'de olduğunu öğrenip oraya doğru yola çıkar ve ardından olaylar gelişir. Genel manada diğer kitaplardan sıkıcı olmasına rağmen farklı sonu ile diğer Bond kitaplarından ayrılan bir özelliğe sahip.
Kraliçenin Hizmetinde
Kraliçenin HizmetindeIan Fleming · Tay Yayınları · 02 okunma
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Altınparmak
Altınparmak
Ian Fleming
Ian Fleming
James Bond Serisi : 7 1959 yılında yazılan serisini yedinci kitabı. Orijinal ismi "Goldfinger" Bond bir gün Amerika'dayken, serinin ilk kitabı Casino Royale'de kumar masasındaki oyunculardan biriyle karşılaşır. Bu adam, burada kendisini kumarda sürekli yenen bir adamdan bahseder ve Bond'dan bu adamı incelemesini ister. Bu adam Auric Goldfinger'dır. Bu adam zengindir ve kumarda hile yaptığını keşfeder Bond. Daha sonra İngiltere'ye döndüğünde M. ona bir görev verir. Bu görev bankalardan yok olan altınlar ile ilgilidir ve bütün şüpheler Goldfinger'ı gösterir. Bond ile Goldfinger arasında Avrupa yollarında ve sonunda Amerika'da sonlanan bir kovalamaca başlar.
Altınparmak
AltınparmakIan Fleming · Tay Yayınları · 19902 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Rusya'dan Sevgilerle
Rusya'dan Sevgilerle
Ian Fleming
Ian Fleming
James Bond Serisi : 5 Ian Fleming'in yazdığı beşinci James Bond romanı. 1957 tarihli bu romanın orijinal ismi "From Russia with Love" Rus suç örgütü SMERSH yine iş başında... SMERSH'in üst yöneticileri oturur ve bir toplantı yaparlar. Amaçları bu sefer bir skandal yaratıp dünyayı ayağa kaldırmaktır. Bunun için saygın bir istihbarat ajanın ölümünün, onların istediği şey olduğunu kavrarlar ve akla gelen ilk isim İngiliz ajan James Bond olur. Bond'u tuzağa çekip işini bitireceklerdir. Bunun için de, onu nereye çekelim diye düşünürlerken akıllarına İstanbul gelir. Güzel Rus ajan Tatiana Romanova'yı Bond'u tuzağa çekmek için İstanbul'a gönderirler. Bond, tuzağa doğru İstanbul'a yola çıkar, ona burada Kerim Bey isimli ajan yardım eder ve macera başlar. 200 sayfa ile en hacimli Bond romanı. Gördüğüm kadarıyla da en detaylı roman şimdiye kadar ki. Benim şimdilik en beğendiğim Bond romanı oldu. İstanbul'da geçiyor olması da ayrı bir güzel olmuş. Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet Meydanı, Beyoğlu, Orient Express gibi mekanlarda geçiyor hikaye.
Rusya'dan Sevgilerle
Rusya'dan SevgilerleIan Fleming · Tay Yayıncılık · 196516 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
Gerçekten yazarın hastasıyım. Bu serinin benim için tek eksisi çok kısa olmalarıydı. Konular, karakterler o kadar tatlı ve güzel ki 400 sayfa falan okumak için öldüm. En çok ikinci kitabı sevsem de bu hikaye de güzeldi. Erkek karaktere düştük bir kez daha. Zaten Ali Hazelwood kitaplarının erkek karakterleri muhteşem oluyor. Hannah'ın en büyük hayali NASA'da çalışmaktır. Sonunda hayali gerçek olduğunda kendini kuzey kutbunda herkesin intihar olarak gördüğü bir araştırmada bulur. Fırtına da mahsur kaldığında kimse onu kurtarmaya gelmek istemez tek kişi dışında... Ian ile üniversite de okurken tanışmış aralarında ki çekime kapıldıkları anda Ian onu yarı yolda bırakmıştır. Aynı yerde çalışmaya başladıklarında Ian'ın aradan geçen yıllarda o günü unutmadığını fark eder. Bu yakışıklı ve başarılı adam bir anda en büyük düşmanına dönüşür. Yine de onu kurtarma görevine gelen tek kişi Ian'dan başkası olmaz. Şimdi kar fırtınasını eritecek tek şey aralarındaki duygulardır. "Ben de senden hoşlandım." Omuz silktim. "Takılalım o zaman, olmaz mı?" Uzaklara baktı. Sonra gözlerini aşağı, ayakkabılarına dikti. "Seninle daha çok vakit geçirmem, senden gittikçe daha çok hoşlanacağım anlamına gelir." "Yok ya," diye homurdandım. "Genelde öyle olmaz." "Olur. Benim açımdan öyle olur."
Sıfırın Altında
Sıfırın AltındaAli Hazelwood · Nemesis Kitap · 2023643 okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Sileas çocukluğundan beri Ian'dan hoşlanmakta ve peşini bırakmamaktadır. Ian ise her ne kadar bundan rahatsız gibi görünse de her zaman onun koruyucusu olmuştur. Bir gün Sileas üvey babası onu henüz on üç yaşındayken evlendirilmeye kalkınca evden kaçar ve Ian'dan yardım ister. Ian, genç kız o zamanlar küçük olduğu için ona inanmasa da yine de yardım eder. Ancak kaçarlarken Ian kendi ailesine yakalanır ve Sileas ile kendisi evlenmek zorunda kalır. Hemen ardından ise onu bırakıp gider. Beş yıl sonra geri döndüğünde ise karısı eskiden hatırladığı çocuğa hiç benzememektedir. Güzel bir seri olacak gibi. İlk kitap olarak oldukça beğendim. Connor'un kiminle olacağını az çok bu kitaptan anladım gibi ama Alex ve Duncan için tahmin yürütemiyorum. Hepsinin hikayesini merakla bekliyorum. Kitapta her ne kadar Dina beni yer yer rahatsız etse de sonunda onun adına sevindim. Gordon da annesinden az çekmiyor ve bu devam edecek belli ki... Kitapta Sileas'ın başına gelmeyen de kalmadı. İki dakika boş bırakmaya gelmiyordu resmen. Neyse dediğim gibi beğendiğim bir kitap oldu, serinin diğer kitapları da bir an önce çevrilir umarım...
Koruyucu
KoruyucuMargaret Mallory · Aspendos Yayıncılık · 201570 okunma
Dna nın yapısı
1950'li yıllarda Francis Crick ve James Watson, nerdeyse ev­rensel olarak tüm canlı varlıklarda karmaşık moleküler yapıların olduğunu düşünmeye başlamışlardı. Bunlar evrensel olarak baş harfleriyle DNA olarak bilinen dezoksiribonükleik asitlerdi. Britanya vatandaşı olan Crick, fizik eğitimi almıştı, fakat sonradan yüksek ısılarda suyun akışkanlığı üzerine bir doktora tezi yazarken bu alandan sıkılmış ve 1947'de biyokimyaya geçmişti. Amerikalı olan Watson'un ilk diploması zooloji üzerineydi ve bakterileri etkileyen bakteriyofanj (bakteri yiyen) denilen bir tür virüsle ilgile­ meye başlamıştı. Ama onun büyük projesi genin fiziksel doğasnı, yani moleküler yapısını anlamaktı. O zaman, genlerin hücrelerin kromozomlar diye anılan bölge­sinde olduğu ve proteinler ile DNA 'dan oluştuğu düşünülüyordu. Biyologlar arasındaki geleneksel anlayışa göre organizmalar prot­inden oluştuğundan bu sayede yeniden üreyebiliyor ve kendilerini kopyalayabiliyorlardı. ***** Aniden, biyolojinin dikkati temel maddelerin moleküler ya­pılarına yönelmişti: dNA, proteinler ve ilişkili moleküller. Üni­versitelerin biyoloji departmanları ellerinin altındaki biyologları, zoologları ve taksonomistleri ya kovdular ya da emekli ettiler; o za mana kadar hayvanlar dünyasıyla çalışan bütün herkes tamamen kullanım dışı kalmıştı. Gelecek moleküllerdeydi. Ve onlar gerçek­ten de öyleydi ve öyle de oldu. Ve biyoloji bir daha asla eskisi gibi olmadı. Crick ve Watson, doğru yapıyı bulmadan bir­kaç gün önce gittiği Eagle'da (Cambridge Senet Caddesi'ndeki bir pub) gururla ifade ettiği gibi 'yaşamın gizemini' çözmüşlerdi.
228 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.